Keys translate Portuguese
243 parallel translation
Sen belki bilirdin Keyes, kaza sigortacısı ama ben bilmiyordum.
Possivelmente você sim, keys quando mencionou o seguro mas eu não.
Florida Keys, Amerika'nın en güney noktasında, birbirlerine uzun bir köprü yoluyla bağlı küçük adalar topluluğudur.
No ponto mais ao Sul dos E.U.A. encontram-se as Florida Keys... uma fileira de ilhas pequenas ligadas por pontes de cimento.
George haklıymış. Buraları gördüğüm yerlerden farklı. Ve çok daha sıcak.
O George tinha razão... as Keys são diferentes de tudo, e mais quentes.
Buralarda yaşamak için en uygun üç aydır.
E poder-se-á viver uns três meses nas Keys.
Buralara hiç gelmemiş birine göre, buralar hakkındaki bilgim çok.
Para quem nunca aqui esteve, sei muita coisa das Keys.
4 m yüksekliğindeki dev bir deprem dalgası Key'nin karşı tarafına gitti.
Uma vaga de 30 metros varreu as cidades das Keys.
Keylere ilk gelişiniz mi, Bay?
E a primeira visita às Keys, Mr.
Balık avlamak için Keylerden iyi yer yoktur.
Não há melhor pesca do que nas Keys.
Bay Keys fazlasıyla meşgul.
O Sr. Keys está assoberbado de trabalho.
Keys, eğer bu pisliği eğitmeye kalkarsan ben giderim.
Keys, se vais trabalhar esse sacana... Eu vou-me embora.
Kahretsin, Keys!
Raios, Keys!
Bay Keys'i nerede bulabileceğimi söyler misiniz?
Podem-me dizer onde posso encontrar o Sr. Keys?
Günaydın Bay Keys.
Bom dia, Sr. Keys.
- Keys, onu çalışırken izlememe izin verecek.
- Keys deixou-me vê-lo trabalhar.
Keys beni yakaladı.
O Keys apanhou-me.
Bu yaptığın, o köpeği tekrardan Dr. Jekyll'a döndürmek için Keys'e bir hafta kaybettirecek.
Bolas, isso provocará ao keys uma semana inteira de atraso para tentar mudar aquele cão de novo para o Dr. Jekyll.
Hey, Keys.
Keys.
Keys.
Keys.
Keys, deyim yerindeyse antropolojiyle emzirildi.
Keys foi amamentado com antropologia.
Sınıf arkadaşları, küçük ahmaklara dilbilgisi öğretirken Keys, Mercedes-Benz'e biniyor.
Keys conduz um Mercedes-Benz enquanto os seus colegas de turma... ensinam gramática a pequenos estúpidos.
Keys?
- Bem... - Keys.
Cennetten bir lütuf Keys.
Uma bênção dos Céus, Keys.
Ben Keys.
É o Keys.
Başardınız Bay Keys.
Conseguiu, Sr. Keys.
Keys!
Keys.
Sonra kendimi Keys'e yarı yolda buldum.
Quando dei por mim, estava a meio caminho de Keys.
Hey, Teğmenim. Keys'de bildiğimiz eski bir bar var.
Tenente, conhecemos um velho bar nas Keys.
Burası Keys'deki son yer.
Este é o último lugar em Keys.
Florida'nın güneyinden geçecek ama sadece bir kaç dakika için.
A sul das Florida Keys, mas só por alguns minutos.
88 Keys, piyanocu, sana o tuzak kurdu.
88 teclas, o homem do piano tramou-te.
Peki ne yapalım? 88 Keys'i mi yakalayalım yoksa direkt Big Boy'a mı gidelim?
Agarramos o 88 teclas ou vamos directos ao Big Boy?
88 Keys'i mi yakalayalım yoksa direkt Big Boy'a mı gidelim?
Agarramos o 88 teclas ou vamos directos ao Big Boy?
Anahtarlarla geliyor.
Chega das ilhas Keys.
Florida Keys adalarından biri.
É uma ilha do arquipélago Keys.
Florida Keys'de olmalıyız.
Devemos estar nas ilhas Florida Keys.
Bu kişilerin az önce Florida Keys'de... nükleer bomba patlatanlarla aynı gruptan olduğu anlaşılıyor.
Aparentemente este é o mesmo grupo... que acabaram por detonar uma bomba atómica nas ilhas Florida Keys.
Keys'te bir garson kızı... Lakeland'de iki turisti, Tampa'da bir fahişeyi öldürüyor... ama dikkatsizlik yapıyor.
Mata uma criada, duas turistas em Lakeland, uma prostituta em Tampa e depois...
Florida Keys!
Florida Keys!
Bu mevsimde Florida Keys nefis olur.
As Keys são encantadoras nesta época do ano.
Florida Keys sizi bekliyor.
As Florida Keys esperam por si.
Annemin kafası biraz karışıktı. Narkotikçilerin onu ve Donald Amca'yı, Florida Keys'teki uyuşturucu kaçakçıları sanmasını anlamıyor.
A mãe achou estranho confundi-la e ao tio Donald com dois traficantes das Keys, na Flórida.
Ben de tam, keşke seninle Keys'e gidiyor olsam ve radyo Havana'yı çekmeye başlasa diyordum.
Estava a desejar descer as Keys contigo a ouvir a rádio Havana.
Adada bana balığın kılçığını ayıklamayı öğretmeni.
O dia em que me ensinaste a tirar as espinhas ao peixe, em Keys.
If you want those keys, we're gonna have to dig this up.
Se quer as chaves, vamos ter de fazer buraco.
Karayip'lerin daha sıcak ve popüler olmasına rağmen Florida'nın turizm sektörü, işlerin arttığını bildirdi Orlando'dan, Keys'e kadar.
Apesar do calor e da popularidade dos destinos das Caraíbas a hospitalidade da indústria da Flórida faz o negócio disparar de Orlando às Keys.
Bay Keys, sizsiniz demek?
Sr. Keys, é você.
Bu Bay Keys, güvenlik mühendisimiz.
O Sr. Keys, o engenheiro da segurança.
Florida Keys'den geçen bir fırtına ile karşılaştırılabilecek hiçbir şey yoktur.
Não é nada, comparado com um furacão que passe pelas Florida Keys.
Kuştüyü ceket. Gore-tex bot. Florida Keys'de güzel bir ev.
Um casaco... umas botas... uma casa linda nos campos da Florida.
Yüzbaşı Keys'in uçağı yanıyor.
Os motores estão queimando.
88 Keys mi?
Estou a falar com o 88 Keys?