Keşkin translate Portuguese
4,384 parallel translation
Bıçak oldukça keskin, yani bir kadın olması da mümkün, değil mi?
Uma lâmina tão afiada que podia ser uma mulher?
Ama şimdi, yoldaki o ölü geyikle vücudunda 4 tane keskin jilet kesiği vardı.
Mas agora, com aquele veado morto na estrada... Ele tinha quatro cortes de marcas afiadas no corpo.
Tanıdık bir keskin nişancıydı.
Tigre.
Ya da, keskin bir şeyin boğazını kesmesini mi?
Ter algo na garganta?
- Şüphelinin keskin dişleri olmalı.
- O suspeito devia ter dentes afiados.
Adam keskin nişancı.
Ele é um atirador experiente.
Cal, keskin nişancı eğitim programı.
"Cal" é o programa para atirador.
Daha sonra, evet, ikiz kule bekçileri ikiz keskin nişancılar, aynı soy isim.
Por isso, sim, os gémeos guardaram as torres. atiradores gémeos, o mesmo sobrenome.
Acayip keskin.
Afiado como o caralho.
Keskin nişancılar üç tarafımı çevrelemiş ve adamı her an yere sermeye hazırdılar.
Atiradores prontos para o matar, ao primeiro sinal de loucura.
Ama bu iş için keskin bir zekası var.
Tem jeito para a coisa. Ficas de olho nele?
Bu bir Çin m99 keskin nişancı tüfeğinin canlı görüntüsü.
Isto é em directo de uma espingarda chinesa M99.
- Keskin nişancı!
- Sniper!
Hiç bir Çin m99 keskin nişancı tüfeği gördünüz mü?
Já viu a espingarda chinesa M99?
- Keskin nişancı!
Atirador furtivo!
Zihinsel olarak parlak olduğum ya da keskin olduğumla ilgili bütün şöhretim aslında John'un özverili bir biçimde sağladığı olağanüstü karşıtlıktan geliyor.
De facto, qualquer reputação que eu tenha por perspicácia mental tem que ver com o contraste incrível que o John cria de forma ingénua.
Keskin nişancı bir dostum var.
Contratei um atirador.
Sen keskin bir kılıçla dövüşürsen, ben de mecbur kalırım ve keskin bir kılıçla dövüşürsem de, paramı verecek kimse kalmaz.
E se eu lutar com uma espada, deixarei de ter quem me pague.
Bu bıçağı keskin ve temiz tutup kaybetmemek artık senin sorumluluğun.
Terás a responsabilidade de a manter afiada, limpa e de não a perder.
Keskin dişleri de hesaba kat.
- E então... Reparem nos dentes afiados. - Eu trato disto.
Banktan tekrar kalkarsan, keskin nişancım seni öldürecek.
Se voltar a sair do banco, o meu atirador irá matá-la.
O keskin nişancıyı indir.
Abata aquele atirador.
Çünkü Audrey'i, bir keskin nişancının hedefinde tutuyor.
Um francoatirador tem a Audrey na mira.
Söylediklerime tepki vermemen gerçekten çok önemli çünkü keskin nişancının benimle iletişimde olduğunu bilmesini istemeyiz.
É importante que não reaja enquanto eu falo, não queremos que o atirador saiba que está em contacto comigo.
Cheng, keskin nişancıya ateş emri verecek!
O Cheng vai mandar o atirador disparar!
Jiao Sim'le görüşmesi sırasında keskin nişancı tarafından vuruldu.
Foi alvejada por um atirador durante o encontro com a Jiao Sim.
Dilinin üstünde keskin bir sey var.
Ele está... Há algo amargo na língua dele.
O adam geldiğinde keskin şeyleri benden uzak tut.
- Mantém os objectos afiados longe de mim quando esse homem estiver perto.
- Keskin nişancılara.
Atiradores furtivos.
Ayrıca keskin nişancılara da ihtiyacım olacak.
E vou precisar de alguns atiradores.
Ağızda keskin ve soğuk ve acı bir tat, hepsi bir arada.
Intenso, fresco e picante, tudo ao mesmo tempo.
Bunun tadı da keskin.
É forte.
- Evet. Evet, çok keskin bir bıçak değildir.
Pois, essa faca não está lá muito afiada.
Onlara keskin soğukların ne zaman geleceğini yabani tahılların ne zaman olgunlaşacağını ren geyiği ve bizon sürülerinin ne zaman harekete geçeceğini söylüyordu.
Dizia-lhes quando chegaria o frio intenso, quando amadureceriam as gramíneas selvagens, quando estariam em movimento as manadas de caribus e bisontes.
Hem parlaklık, hem de keskin bir odak noktası sağlayan bir mercek.
Uma lente que fornecia claridade e nitidez.
Bu taşlar jilet gibi keskin.
Os berloques são afiados como uma lâmina.
Görünen o ki keskin nişancılarımız düşmanın acil ikmal yolundaki projeksiyonları söndürmüşler. Üslerine malzeme taşımak için eski kamyonları kullanıyorlar.
Parece que nossos atiradores estão a eliminar os beamers nos itinerários de abastecimento que o inimigo intercepta.
Sadece arkası keskin.
Só a parte de trás é cortante.
Bu kılıç sırtı keskin?
A lâmina é ao contrário?
Sırtı keskin kılıç.
É uma espada invertida.
O yeni sırtı keskin kılıç mı?
É a nova espada invertida?
Gerçek bir sırtı keskin kılıç.
A verdadeira espada invertida.
Keskin uçları var.
Têm arestas afiadas.
Küçük beyinli adamların keskin düşüncelerinin kaderini tayin etmesine izin verdim seni korumam gerekirken. Dünyadaki her annenin çocuğunu koruyacağı şekilde.
Eu deixei o dogma de um homem ignorante, determinar o teu destino, quando eu te devia ter protegido... como qualquer outra mãe no mundo tinha protegido a sua cria.
Kendimi ifade edebilmek adına çok ileri gitmemle bilinirim. Fakat daima keskin sonuçlar alırım.
Sou conhecido por ir longe demais para provar algo, mas, tenho sempre resultados.
Keskin.
Que bomba!
Sen deli misin? Beni çok keskin hale getirmek için.
És louca, assim vou ficar excitado.
Bir keskin nişancıya göre ellerin fazla titriyor.
Não é a mão mais estável para uma atiradora soberba.
İnsanın şekil tanıma yeteneği bir iki tarafı keskin bıçaktır.
O talento humano para reconhecer padrões é uma espada de dois gumes.
Ve keskin çubuklar atan kaçak bir insan paraziti!
E um humano parasita que dispara paus ponteagudos!
Dikkat et! Keskin nişancı!
Cuidado, há um franco-atirador!