Kgb translate Portuguese
944 parallel translation
Albay Stok, KGB. Rus İstihbarat Servlsi, Berlin Bölgesi.
Coronel Stok, KGB, inteligência russa, Zona de Berlin
- Ne zaman K.G.B.'de başkan yardımcısı oldunuz?
Quando se tornou director do KGB?
KGB özenle bölünmüştür.
O KGB está cuidadosamente dividido.
Amerikalılara sığınmış üst düzey bir KGB yetkilisi var.
Os americanos têm um dissidente russo do KGB.
Sözünü ettiğin KGB yetkilisi Boris Kusenov, bir yıl önce öldü.
O funcionário da KGB de que fala, Boris Kusenov, morreu há mais de um ano.
KGB, soğuk savaş, özel kuvvetler, yeter artık, kafi!
A KGB, guerras frias, soldados invisíveis, Chega, chega!
KGB onu Avrupa'da eğitmiş, ve orada çok çalışan ama parasını alamayan bir suikastçı olmuş.
O KGB treinou-o na Europa, onde se tornou num assassino cheio de trabalho e mal pago.
KGB'nin albayları onungeldiklerini gördüklerinde yollarını değiştirirlerdi.
Coronéis da KGB costumavam atravessar a rua quando o viam.
KGB'deki karşı numaramı tanıyorsundur.
Provavelmente reconhece o meu homólogo do KGB.
KGB olduğunu sanmıyorum.
Não pode ser da KGB.
KGB konuşuyor!
A voz do KGB.
Genişliğinden dolayı KGB bazen yavaş uyanır.
Devido ao seu tamanho, às vezes, o KGB leva tempo a reagir.
Yolda başka KGB'liler de olacak.
Haverá mais KGB pelo caminho.
O KGB'den!
Sabia! É do KGB!
KGB beni de durdurdu.
Fui abordado pelo KGB.
Uçak için görevlendirilen KGB'liler.
São agentes do KGB encarregues do avião.
KGB kapıda duruyor.
O KGB está à porta.
Bu olayda KGB yi ilgilendiren nedir?
Que interesse tem isto para a KGB?
KGB'yi neyin ilgilendirdiğine KGB karar verir.
A KGB é que decide o que interessa à KGB.
- Olay KGB ye ait gibi gözüküyor.
- Afinal, parece ser um caso para a KGB.
KGB ile ilgili bir olaya bulaşmak istemem.
Não gosto de me ver envolvido no trabalho da KGB.
Olayı KGB ye devretmeme yetecek kadar bulguya ihtiyacım var.
Só tenho que encontrar o suficiente... para obrigar a KGB a tomar conta do caso.
Bu bir KGB silahı.
E essa é uma arma da KGB.
Kendimin.KGB nin de karıştığı pis bir dava üzerindeyim ve...
A minha. Estou num caso que tresanda a envolvimento da KGB.
KGB nin davayı devralacak olması seni endişelendirmiş görünüyor.
E consigo ver que está ansioso que a KGB tome conta do seu caso.
O üç kişiyi çok büyük bir ihtimalle KGB öldürdü.
É mais do que possível que a KGB... tenha morto aquelas três pessoas.
KGB kanunların dışına çıkamaz ve çıkmamalıdır, CİA den biraz daha iyidir.
A KGB não pode trabalhar à margem da lei, ou serão pouco melhores que a CIA.
KGB nin arabaları daha iyi.
Sabe que a KGB tem carros melhores?
Karaborsacılar.KGB bu yüzden onların icabına baktı.Kahrolası Pribluda.
Comerciantes no mercado negro. É por isso que a KGB se livrou deles. Pribluda nojento.
Ne polis ne de KGB nin adli işlerinde çalışmıyorum.
Não faço trabalhos forenses. Nem para a Milícia ou para a KGB.
Muhtemelen KGB öldürdü onları.
Talvez eles tenham sido realmente mortos pela KGB.
Bir adet KGB dosyası.
Um dos ficheiros da KGB.
" KGB muhbiri :
" Informante da KGB :
KGB için çalışıyorum. Size hiç bir şey söylemem.
Eu trabalho para a KGB.
Ben KGB'nin koruması altındayım.
Vá lá! Estou protegido pela KGB.
Yoldaş Savcı, Golodkin'in KGB'ye bazı yardımları olmuştu.
Camarada Procurador. O Golodkin tinha alguma... utilidade para a KGB.
- KGB'den tanıdıkları.
- Uns amigos da KGB.
Ben KGB'denim.
Sou da KBG.
- Neden KGB beni öldürmeye çalıştı?
- Porquê que a KGB tentou raptar-me?
- KGB mi?
- KGB?
Nereye gidersen git, KGB'nin seni bulacağını biliyorsun.
Sabe que a KGB irá sempre encontrá-lo e não importa onde esteja ou para onde vá.
Stockholm'a gelişimizin ikinci günü KGB'ye gittim.Rusya elçiliğine.
Qualquer coisa! No meu segundo dia em Estocolmo, eu fui à KGB. A Embaixada Russa.
KGB'den.
Três lá em cima.
- Belki de daha fazla.
KGB. Talvez mais cá em baixo.
Osborne KGB'ye bir takas öneriyor.
O Osborne aldrabou a KGB para uma troca.
- Fakat elinde bildiklerinden daha fazlası var.
Mas ele tem mais zibelinas do que a KGB sabe.
- Üç.KGB Osborne'u seni, kızı ve samurları öldürür.
Três. A KGB mata-te a ti e ao Osborne, a rapariga e as zibelinas.
Sağınızda iki KGB'li daha var.
À sua direita, estão mais dois homens da KGB.
KGB silahı.
Essa é uma arma da KGB.
Prototip kendi teknik bölümünde uzman olan bir KGB kaçağından geldi.
O protótipo veio de um desertor da KGB. Um rapaz-prodígio da secção técnica.
- KGB nin yaptığını kanıtladım.
Eu provei que tinha sido a KGB.