Kimberley translate Portuguese
67 parallel translation
Kimberley Ödülü'
A Taça Kimberley!
Kimberley Ödülü.
A Taça Kimberley.
- Kimberly, nasılsın?
- Kimberley, como está?
Karımın adı Kimberley'di.
A minha mulher chamava-se Kimberley.
İlk Kimberley'lerden biri.
Foi uma das primeiras Kimberleys.
Eski Kimberly elmas madeninde neler olduğunu bilirsin değil mi?
Paul, você sabe sobre os últimos dias das minas de diamante Kimberley?
Ve şimdi lütfen sımsıcak bir merhaba deyin - - Paris ve Londra'lı Kimberly ile Melissa... Kentucky.
E agora, por favor, dêem calorosas boas-vindas à Kimberley e à Melissa de Paris e Londres... no Kentucky.
Uzaklaş yoksa Kimberley kafasına bir kurşun yiyecek.
Agora, afaste-se ou a Kimberly leva com uma bala na cabeça.
- Üvey kızım, Kimberley...
- Conhecem a minha enteada, Kimberly...
Tamam Kuzenin Kimberley adına geldim.
Por aqui. Sou a tua prima Kimberly.
Kimberly adında bir kızın var.
Tens uma filha chamada Kimberley.
Belki Kimberly yüzündendi.
Talvez por causa da Kimberley.
Seni yarım saate kadar teslim etmezsem Kimberley ölür.
Se não a entregar dentro de meia hora, a Kimberly morre.
Kimberly'yi kaybettim!
Perdi a Kimberley.
- Kimberley iki tane alacakmış.
- Kimberley fica com 2.
Kimberly, her şeyi aldığından emin misin?
Kimberley, levas tudo?
Tamam Kimberly. Beni korkutuyorsun.
Estás a assustar-me, Kimberley.
Ne oluyor Kimberly?
Que cena é esta, Kimberley?
Kimberly, nefes almalısın.
- Kimberley, respira fundo.
Kimberly!
Kimberley.
İşaretleri izlemelisin Kimberly.
Tens de ficar atenta aos sinais, Kimberley.
Kimberly'nin bu rüyaları görüyor olması bizim de bir dereceye kadar onları göremeyeceğimiz anlamına gelmez.
Lá porque a Kimberley tem visões, não quer dizer que nós não possamos também ver certos sinais.
Kimberly, sana ne olduğunu anlat bize.
Kimberley, diz-nos o que te aconteceu.
- Kimberly.
- Kimberley?
ECG makinesinden başka ne gördün Kimberley?
Viste um aparelho de reanimação e que mais?
Başka ne gördün Kimberly?
Que mais viste, Kimberley?
- Nasılsın Kimberly?
- Que tal vai, Kimberley? - Bem.
- Bunlar harika görünüyor, Kimberley.
Têm óptimo aspecto, não têm, Kimberley?
Kimberley'nin fındık alerjisi var.
A Kimberley é alérgica a nozes.
Kimberley Yolu'nun hemen yanındaki Humpreys Caddesi'nden döneceksin.
Vire na Humphreys Avenue, perto da Kimberley Road.
Kimberley Yolu'nun yanındaki Humphreys Caddesi'nden döneceksin.
Vire na Humphreys Avenue, perto da Kimberley Road.
- Kimberley, tatlım. "Tatlım" deme be bana. Zaten aklın hep o karıdaydı.
Não venhas com "querida", sempre viveste obcecado com essa mulher, juro por Deus, não vou passar por outro enterro e 3 anos de luto.
Gerçek. Benim öğrenmek istediğim şey, Roy veya Kimberley ya da her ikisi birden böylesine karmaşık bir cinayeti işleyebilir mi?
Quero que saiba se o Roy ou a Kimberley, ou os dois juntos, têm capacidade para planear um homicídio tão complexo.
Mrs. Kimberley Griswold.
Sra. Kimberly Griswold.
Kimberley, Güney Afrika Ocak, 2000 oranın halkına aittir.
Kimberley, África do Sul Janeiro, 2000... são propriedade do povo.
Ocak 2003'te, kırk ülke, çatışma elmaslarının akışını durdurma girişimi olan "Kimberley Process" i imzaladı.
Em Janeiro 2003, 40 nações assinaram o "Processo de Kimberley" para conter o fluxo de diamantes sujos.
Cam uçlu olan Kimberley mızrağıdır.
A de ponta de vidro é uma lança Kimberley.
Kimberley mızrağı.
Uma lança Kimberley.
Kimberley?
Kimberley?
Kimberley'e seslenip duruyordu.
E chamava a Kimberly.
Kimberley onun eşi ama geçen yıl öldü.
Kimberly? É a esposa dele. Ela morreu ano passado.
Maktul, Arthur Reginald Webster Charles Patrick Trumpington, Marcel Agnes Bernstein Lewis Anona Rudd, John Malcolm Kerr Nigel Sinclair Robinson, Norman Arthur Potter Felicity Jayne Stone, Jean-Paul Reynard Rachel Shirley Donaldson, Stephen Jay Greenblatt Karl-Heinz Muller, Belinda Anne Ventham Juan-Carlos Fernandez, Thor Olaf Stensgaard Pretoria Lordu Kimberley, Pretoria Leydisi Kimberley Yargıç Nigel Warmsly Kimberley Robert Henry Noonan ve Felix James Bennett'i 19 Aralık 1972 sabahı veya civarında öldürdüğünüz için.
Charles Patrick Trumpington, Marcel Agnes Bernstein, Lewis Anona Rudd, John Malcolm Kerr, Nigel Sinclair Robinson, Norman Arthur Potter,
- Selam Kimberly, ben Baban.
- Kimberley, é o pai.
Kimberly, neler oluyor?
Kimberley, o que se passa?
Kimberly!
Kimberley!
- Onu kesinlikle görmeyeceksin.
- Kimberley, espera.
- Kimberley. Sus be!
Porque perguntas isso?
Kimberley'i görmeden önce birkaç sorum olacak.
Tenho algumas perguntas antes de entrar para falar com a Kimberly. Está bem.
- Tepesine topladığı saçlı Kimberley adında gıcık bir karısı var. - Peki...
- Bom...
- Rick.
- Tem madeixas na careca e uma mulher chata chamada Kimberley. - Rick.
Şimdi de Gobbler ve Kimberley'in geleneksel Japon eğlencelerini sunarım.
E para seu deleite, aqui estão Gobbler e Kimberley...