Kitabı translate Portuguese
16,454 parallel translation
Kitabını biliyorum.
É um filme? Conheço o livro.
Paris'ten üç Fransızca roman ve bir şiir kitabı.
Três romances franceses e um livro de poesia vindos de Paris.
Kitabınızı okudum.
Li o vosso livro.
Kitabını okudum.
Li o vosso livro.
Ev telefonundan. Cebim kapalı, kakao ocakta, kitabım yatağımın başucunda.
Telemóvel desligado, chocolate no ume, livro no criado-mudo...
Sadece söylüyorum, senin kitabında yazıyor.
Só estou a dizer. É o teu livro.
Sevgili Edward, kitabına başladım.
Querido Edward, estou a ler o teu livro.
Çok tuhaf, son zamanlarda aklıma geliyor, geçenlerde de bana yazdığı bir kitabı gönderdi, şiddet dolu ve üzücü, ve adını Nocturnal Animals koyup bana ithaf etmiş.
É estranho, ultimamente tenho pensado muito nele e há pouco tempo ele mandou-me um livro que escreveu, que é violento e triste, e ele intitulou-o Nocturnal Animals e dedicou-mo a mim.
Yönlendirme de, el kitabı da yok.
Nenhuma orientação. Nenhum guia de viagem.
- "Gönülçelen" denen kitabı okudun mu?
Alguma vez leu o livro "À Espera no Centeio"?
Kitabın içinde fahişelik ve daha birçok şey var.
O livro contém prostituição, entre outras coisas.
Fakat elbette, Salinger'ın o kitabı asla kütüphaneye girmeyecek.
Mas, é claro, que aquele livro do Salinger nunca irá para a biblioteca.
Kitabım nerede?
Onde está o meu livro?
Hayır, sadece sormak istiyorum. Eline daha önce bir tarih kitabı aldın mı?
Só queria perguntar-lhe se alguma vez leu algum livro de história.
Bu Yüzüklerin Efendisi kitabı değil.
Isto não é um livro de O Senhor dos Anéis.
Bugün buraya kutsal kitabın gerçeğinde avunmaya ve Will ile ailesini kuşatmaya...
Estamos aqui hoje para encontrar conforto na verdade da Escritura e para rodear o Will e a família dele...
Kitabımı imzalar mısın?
Assinas o meu livro?
Hayır. Bin adet ders kitabı ve iki düzine okul sırası yollayacaktın.
Era suposto ter enviado mil manuais escolares e 24 secretárias.
- Boyama kitabı.
- Livros de colorir.
Gidip kitabımı bitireyim.
Vou acabar de ler o meu livro.
Sanırım bir kitabı yargılayamazsın, değil mi?
Acho que as aparências enganam.
Kitabınızda neden sürekli David Irving'in çalışmasını kötülüyorsunuz?
No seu livro, por que é que continuadamente denigre o trabalho de David Irving?
Irving az önce kitabı geri çekemediğimiz için Yüksek Mahkeme'ye açtığı davayla ilgili bize haber gönderdi.
Irving acabou de nos enviar um aviso de processo para ser julgado na Suprema Corte porque não conseguimos recolher o livro.
Ancak, bizim bulunduğumuz durumda kitabında Irving'e kendini Hitler'in işlerini devam ettirmeye adamış demişsin o yüzden bence yanlış anladığını söyleyemeyiz.
No entanto, uma vez que num ponto no teu livro dizes que Irving parece conceber-se como continuador do trabalho de Hitler, Eu não acho que podemos dizer que ele está a interpretar mal qualquer coisa.
Söylemek zorunda olduğun her şeyi, kitabında söyledin.
Tudo que tens a dizer, disseste no teu livro.
Bayan Lipstadt kitabında, Bay Irving'i soykırım inkarcısı olarak göstermiş.
Irving tem uma lista de cerca de 4.000 colaboradores... livro de Miss Lipstadt, no qual ela se refere ao Sr. Irving como um negador do Holocausto.
Her şeyden önce, ülkemize hoş geldiniz dememe ve Auschwitz'te kitabınızı okumanın ne büyük zevk olduğunu söylememe izin verin.
Quero em primeiro lugar dar-lhe as boas-vindas ao nosso país e dizer que tive um grande prazer em ler o seu livro sobre Auschwitz.
Senin kitabındı.
Foi o teu livro.
Kitabın her yönden desteklenmişti.
O teu livro sustentou-se em todos os aspectos.
Senin kitabındı.
Mas foi o livro.
Usain mekana ilk geldiğinde kural kitabını ve ders kitabını pencereden atmış gibiydi.
Quando o Usain apareceu, atirou as regras para o lixo.
Kitabınız onlara tanrı rolü oynamaları için ilham veriyor. Bodrum kattaki laboratuvarlarda kendilerini tamir ediyorlar.
O seu livro inspira-os a substituírem-se a Deus, a fazerem experiências no corpo em laboratórios clandestinos.
Ben Eli, Tanrı'nın Kitabı'ndaki gibi, derinim de.
Eu sou o Eli, como o filme sobre o livro. Porque sou intenso.
Tanrım, bu kitabın adı Bokun Elli Tonu olmalıymış!
Oh meu Deus, este livro são 50 sombras de merdas horríveis.
Kitabı bile olmadığını biliyor muydun?
Sabes que isso nem sequer era um livro?
Eğer çözebilirsen ikimizde işlerimizden istifa edip bunun kitabını yazalım.
Se descobrires, vamos despedir-nos e escrever um livro.
Kitabı yazan adamın adı Armitage Trail.
O tipo que escreveu o livro chamava-se, Armitage Trail.
Ama Elias kitabının son bölümü henüz yazılmadı.
O capitulo final do Elias ainda não foi escrito.
187. Sokak'taki bir torbacı bana Yeni Cesur Dünya kitabını vermişti.
Havia um dealer na 187th que me deu o Admirável Mundo Novo.
Hayır, aşağıdan ders kitabımı alacağım.
Não, vou só lá abaixo buscar o meu manual escolar.
Biz kitabımıza dönelim.
Voltemos aos manuais.
O çocukla ilgili kitabı mı yazdın?
Escreveu o livro sobre o rapaz?
Evet, onun kitabından.
Sim, do livro dela.
Sen kitabını oku.
Continua a ler.
- Kitabını bu partide imzalattığını söyleme.
Não diga a ninguém que o poeta lhe autografou o livro esta noite.
- Direnişin şifre kitabı.
O livro de códigos da Resistência.
Çalışanların, kitabımın pazarlamasına başlayacak.
O teu pessoal vai revelar o plano de marketing para o meu livro.
- Kitabı okudum bile ve çok kötüydü.
Já li o livro, e tresanda.
# 9835 ; Sebastian Junger'ın kitabından uyarlama # 9835 ;
Inspirado num livro De Sebastian Junger
Dünyayı yok etmedik, benim kitabımda olumlu gelişmedir bu.
Não destruímos o mundo, o que já é uma vitória para mim.
- Güzel. rehine kurtarma kitabını harfi harfine takip edeceklerdir.
Agora sabemos que estão a seguir a cartilha HRT ao pé da letra.