English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ K ] / Koptu

Koptu translate Portuguese

841 parallel translation
Yanımdaki üç İtalyan'ın bacakları koptu.
Se fosse pelos italianos tinham arrancado minha perna
Sonra bir fırtına koptu.
Veio então uma tempestade.
"Kuvvetli bi fırtına koptu"
"Uma temerosa tempestade desabou."
# Yapayalnız bırakıp gidecekken... # Bulutlar boşaldı, fırtına koptu...
Quando te ias embora Deixando-me à deriva
Kriz anında iletişimimiz koptu. Alo, alo, Londra.
Atenção, atenção.
Ödün mü koptu?
Perdeste o alvo?
- Fan kayışı koptu.
- A correia pifou.
Sadece kafam koptu, o kadar.
A minha cabeça caiu, só isso.
Ama makinist fren yapınca kablo koptu.
Mas o cabo deslocou-se quando o motorista travou.
Ayaklarım koptu, boğazım kurudu.
Tenho andado às compras, foi até não aguentar mais.
Burada kıyametler koptu. - Neden, ne oldu?
O que se passa?
Bayılana kadar alışveriş yaptım. Ayaklarım koptu, boğazım kurudu.
Andei a fazer compras até não poder mais.
Bu arada zavallı Ophelia da, koptu özünden, yitirdi güzelim aklını.
A pobre Ofélia, ausente de si mesma, com falta de juízo!
Fotoğrafçının flaşı patlayınca ödüm koptu.
Apanhei um susto de morte, quando o flash do fotógrafo disparou.
Düğmem koptu.
Partiu-se um gancho.
Sonra aniden bir fırtına koptu.
De repente, surgiu uma tempestade.
Sanırım iyiyim, ödüm koptu, o kadar.
Acho que sim, só apanhei um susto de morte.
Harold ateş edince koptu!
Levou um tiro bem na garganta. Sr. Spink estava lá e viu tudo.
Sanırım hat koptu.
Acho que a ligação caiu.
Ödün koptu.
Morres de medo.
Kollarım koptu sanki..
Estou cansadíssima!
Anlamadığım şey, ip nasıl oldu da koptu.
O que não entendo, é como a corda se partiu.
- Doniel! - Evet, efendim? - Dün gece kıyamet koptu mu?
Então, Doinel, deve ter sido bonito ontem lá em casa...
4 saat sonra iletişim koptu.
Cerca de 4 horas lá em cima nós desmaiamos.
Bir ağaca tutunduk, kayınpederimin Ayağını bastığı dal koptu ve benden kızı tutmamı istedi.
Agarrámo-nos a uma árvore, e o meu sogro... perdeu o pé e pediu-me para agarrar a miúda.
Her halükarda artık bitti. Bağlantı koptu.
De qualquer forma, quando esta acabou, o contacto foi perdido.
Sparks, bağlantı koptu mu?
Sparks, perdemos o contacto?
Rutin bir iletim sırasında bağlantı koptu efendim.
Contacto interrompido, durante uma transmissão de rotina.
Koptu mu, bitti mi?
Interrompido ou perdido?
Unutma, Raymond, bağlantılar koptu.
Lembra-te, Raymond, rebentaram-se os cordelinhos.
Kapının kolu koptu.
O fecho da porta partiu.
Bağlantı koptu galiba.
Acho que os perdi.
Telefon falan mı koptu?
Ficámos desligados ou quê?
İki hava torpil darbesi rapor edildi, sonra da iletişim koptu.
Comunicou dois ataques aéreos de torpedos e a comunicação foi interrompida.
Sana bir şey oldu diye ödüm koptu.
Você quase me mata de susto.
- Lanet kriko dişlisi koptu!
- A catraca cedeu!
Sonunda koptu.
Acabou finalmente.
Koptu! - Ona müdahale edeyim mi?
- Faço-lhe alguma coisa?
- Birkaç askım koptu.
- Acho que parti umas alças.
Radyo bağlantısı koptu.
Perdemos contacto por rádio.
- Bir kablo koptu.
- Um dos cabos cedeu.
Gemiyle iletişimimiz koptu.
Perdemos contacto com a nave.
Koşum takımı dün kiliseden dönerken koptu.
O travão partiu-se ontem ali perto da igreja.
Rahibe, bir şeyler koptu.
Tenho a impressão que perdemos qualquer coisa, irmã.
Ve koptu.
Quebrou-se e as pérolas caíram pelo chão.
- Koptu.
- Está partido.
Hayır, hayır, ben değil, ödüm koptu.
Não, não pense isso, estou assustado.
Koptu.
Interrompido.
Böyle çatırdayıp koptu!
Acabou-se!
Koptu!
Acabou!
- Bağlantı koptu, efendim.
Contacto perdido, senhor. Reestabeleça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]