Kostebek translate Portuguese
1,350 parallel translation
Köstebek gibi yaşamak istemiyorum.
É apenas temporário.
Köstebek Zamanı.
A Hora do Rato.
Chloe'in bölümünde çalışan bir köstebek bulduk.
Identificamos um traidor a trabalhar no departamento da Chloe.
- Köstebek adamı mı?
- O seu homem toupeira?
Onun, "Köstebek İnsanlar" dediği kişilerle çalıştığımı duymuştu.
Ouviu dizer que eu trabalhava com as "pessoas toupeira".
Marni ona Köstebek Kasabası'nın başkanı derdi.
A Marni chamava-lhe o Prefeito.
- Evsiz köstebek adamın mı onu öldürdügünü düşünüyorsun.
- Pensas que a toupeira sem casa a matou?
- Peki ya köstebek adamın gözünde Marni bir suçluysa?
E se, do ponto de vista do homem toupeira, a Marni fosse uma criminosa?
- Deli köstebek adam, kurbana birşey vermiş. Onun bu yüzden ölmüş olabileceğini düşünüyor.
O toupeira deu algo à vítima que considera ser a causa da sua morte.
Laboratuvarda köstebek olduğunu biliyorsun.
Alexx, já sabes que há um espião no laboratório.
Köstebek avcısı imajımızdan kurtulup dostane bir tavır takınmak istiyoruz.
Vamos dar um rosto mais amigável à velha Polícia.
Laboratuvardaki köstebek olsa olsa yeni kızdır değil mi?
Já sei que há um espião no laboratório, e eu sou a novata, então devo ser eu.
Böyle bir şey söylüyorsun, sonra köstebek değilim diyorsun. Sana nasıl inanacağım.
Sabe, dizes algo desse tipo, e dizes-me que não és a espiã, e eu devo acreditar nisso.
Köstebek olup olmadığımı anlamaya mı çalıştın?
Para descobrires se eu era o espião?
Langley'de bir köstebek.
Um traidor em Langley ( Langley, Virginia.
Ajanlarından birinin köstebek olmasından şüpheleniyorlar. Köstebeğin kimliği ortaya çıkana kadar birimi dondurdular.
Eles acham que um de seus agentes é um traidor, e até que a identidade do traidor seja descoberta, eles selaram a unidade.
Olivia hakkında yalan söylemiş olmam beni köstebek yapmaz.
Só porquê eu menti sobre Olivia, isto não me faz o traidor!
Sence ben köstebek olsam,.. ... beni suçlu çıkaracak dosyalar bilgisayarımda tutar mıyım?
Você acha que, se eu fosse o traidor, eu manteria arquivos que me incriminam?
Köstebek Gina değil.
Não é Gina.
Ben köstebek değilim.
Eu não sou o traidor!
Gina'nın köstebek olmadığına emin misin hâlâ?
Ainda está certo que Gina não é a traidora?
"Bruno'nun köstebek olduğunu biliyoruz."
SABEMOS QUE NÃO É VOCÊ. BRUNO É O TRAIDOR.
- Pentagon'da bir köstebek arıyoruz.
Tony, nós estamos procurar um informador dentro do Pentágono.
- Bir köstebek olup olmadığından bile emin değiliz.
Eles nem têm a certeza de que existe um informador.
- Köstebek olmaya mı? - Kendini öldürmeye diyor.
- Ele quer dizer a suicidar-se.
- Çok ince bir çizgi vardır. - Çoğu doğal olarak paranoyaktır. Bu köstebek avı da tuz biber ekti.
Olha, muitas destas pessoas tendem a ser naturalmente paranóicas, e este caçador de informadores não ajudou.
Pentagon'da bir köstebek var ve tek ipucumuz otopside yatıyor.
Há um informador no Pentágono ; nossa única pista está morta na mesa de autópsia.
- Köstebek Lara mıydı sizce?
Acha que a Lara era a informadora?
Ajan Gibbs, köstebek Yüzbaşı Napleton mı sizce?
Agente Gibbs, acha que a Tenente Napleton é a informadora?
Köstebek olabilecek bir donanma subayı var.
Tenho uma oficial da Marinha morta que pode ser uma informadora.
Köstebek olduğuna inanmak çok zor.
É difícil para mim acreditar que ela pode ser a informadora.
Köstebek Hill değildiyse neden kafasına kurşunu sıktı?
Então, se ela não era a informadora, porque é que estourou os miolos?
Ne, herkes mi köstebek oldu şimdi?
Agora são todos espiões?
Ben köstebek değilim.
Não sou chibo.
Köstebek Valera'ymış.
A Valera é a espia.
Köstebek sensin!
- És o espião.
Köstebek sensin.
Tu é que és o espião.
Köstebek soruşturması yüzünden değil mi? Hayır kesinlikle değil.
Não, não é de certeza.
Sence içeride köstebek mi var?
Acha que foi alguém cá dentro?
Eğer köstebek arıyorsan, yanlış adamı buldun, dostum.
Se quer um chibo, procure noutro lado.
Neden, bir köstebek çıktı diye mi?
Por que tivemos um espião?
Köstebek olabilir. Geçen gün bir tane görmüştüm.
Pode ser um gato vadio, vi-o no outro dia.
Köstebek gördün ve bana söylemedin mi?
Viste um gato vadio e não me contas-te?
Bahçemizi kazan bir köstebek var.
Sabes aquele gato vadio que tem andado a estragar o nosso jardim?
Bahçemde bir köstebek var.
Tenho um gato vadio no meu quintal.
O köstebek için mi?
Isso é para o gato vadio?
- Kimi? Şu havayolları davasındaki köstebek.
Testemunha do caso da companhia aérea.
Özellikle de senin binandaki paraların transfer edildiği yere giriş izni olanlara, çünkü bu tam olarak her yerinde köstebek kokusu veren bir olaydır.
Especialmente naqueles que tem acesso a sala de transferência ao lado do cofre. Está escrito "infiltrado" em tudo nisso.
- Oceanic 815 düştüğünde, Ben uçağa köstebek saldı ve kaza haberleri gelmeye başlamıştı.
Quando o 815 se despenha, o Ben tem vídeos em directo do avião, e notícias do acidente.
Elbette, adımın Kaptan Billy Kokarsu olduğunu ve yarı köstebek olduğumu söyler.
Claro que lá diz que me chamo Capitão Billy Stinkwater e que sou meio marmota.
Ney York'un yeraltında biraz yürüyüş yaparız diye düşünüyorum... Arkadaşlarımı ziyaret ederiz. köstebek insanları.
Talvez a um passeio por Nova Iorque, visitar os meus amigos, os sem-abrigo.