Koyu translate Portuguese
2,457 parallel translation
Gevreğine koy diye değil. - Fazla koyu değil, ha?
- Isto é semi-descafeinado?
Koyu taradılar ama bir şey bulamadılar.
Dragaram o canal e nada.
Koyu takıntı haline getirmişti.
Levou-a no barco. Estava obcecado com o canal.
Hem ağız boşluğunda, hem de ağız kenarlarında koyu bir damardan....... doku sızıntısı olduğu görüldü.
Tanto os contornos como as margens do orifício apresentam abundante quantidade de uma substância escura e granulada.
Bu arada ismine kayıtlı bir araç yok ama komşular onu eski koyu bir SUV'de gördüklerini söylemişler.
Nenhum veículo registrado em nenhum dos dois nomes, mas os vizinhos dizem tê-lo visto em um velho utilitário preto.
Koyu renk, eski bir SUV, demek?
Um utilitário velho e preto?
23 West ve West Side Highway'in köşesinde koyu bir SUV aracını durdurduk.
Utilitário preto na esquina da rua 23 oeste.
Orta boy bir arabaydı koyu renkli.
Era de porte médio, cor escura.
Evet. Aslında koyu renk bir sedan arıyoruz.
Sim, na verdade, estamos procurando por um sedã escuro.
Koyu renk sedan gerçi tampon çıkartması yok.
Um sedã escuro. - Sem adesivo. - Bem, é isso.
Koyu mavi önlüğünü beğendim. Yakışmış.
Gosto de te ver a farda azul-escura.
Tabii koyu, morumsu cilt lekeleri bulursa başka.
A menos que ela encontre manchas escuras e roxas.
Ama esas bitirici olan koyu renk göz kalemi.
Mas o que a marca é o lápis dos olhos.
Daha koyu kıyafetlerim var.
Tenho roupas mais escuras, está bem.
WAIMEA KOYU
BAÍA DE WAIMEA
ÇADIR ŞEHRİ, KAWELA KOYU Ian'la en son ne zaman konuştun?
Qual foi a última vez que falou com o Ian?
Azap Ormanı'na gitmeli ve Pirana Koyu'nu geçmeliyiz, ama Kıyamet Uçurumu'ndan uzak durmalı...
Então precisamos de passar pela Floresta do Tormento... depois pelo Poço das Piranhas, mas temos de evitar o Abismo das...
Bunlar da önceki üç kadın kurban. Hepsi anakaradan, koyu renk saçlı ve mavi gözlü.
E estas são as 3 vítimas anteriores, todas do continente, cabelo escuro, olhos azuis.
Pekala, kim beyaz et ve... -... kim koyu et ister?
Quem quer carne branca e quem quer carne escura?
- Koyu, lütfen.
- Escura, por favor.
Equestria basitçe yüz yıl boyunca koyu bir pus içinde yaşayamaz. değil mi?
não é?
Sürprizim 1.90 boyunda, koyu kahverengi gözlü mü?
A minha surpresa tem 1,90 metros e tem olhos castanhos?
Aslında daha çok koyu kahverengi.
Está mais para o castanho escuro.
Çok koyu kahverengi.
É muito escuro.
Koyu renk saç
Bonita cor de cabelo.
Sis çok koyu!
Este nevoeiro é muito espesso.
Bu neden koyu renkli?
Porque está negra?
Koyu renk saçlı.
Tem cabelo escuro.
Ak Kaşlı Kiraz Kuşu Casco Koyu'na yöneldi.
A escrevedeira voou de volta para Casco Cove!
Kanın rengi kırmızı mı daha mı koyu? - Koyu sanırım.
O sangue é vermelho vivo ou escuro?
Küçük bir koyu veya kara bir nokta vardır.
Há uma pequena mancha preta ou negra.
Mavi. Hayır, kahverengi. Koyu kahverengi.
Não, castanhos escuros.
Koyu ten, koyu saçlar.
Pele escura, cabelo escuro.
Koyu renktekiler mi?
Castanhos escuros?
"Bu koyu kahveden tadın, altınıza yapın"
"Beba este cuspe de sabor-escuro e ele vai fazer-te merda."
Ama balıkçılarda fark ettiğim şu ki bir insanın koyu ya da açık tenli, zengin ya da fakir olmasını bornoz ya da plastik çizme giymesini önemsemiyorlar.
Mas os pescadores, tenho notado, não se importam se sou preto ou branco, rico ou pobre, se visto túnicas ou botas de água.
Koyu kahve.
Castanho escuros.
- İnsan gözleri, koyu kahve!
- Forma humana...
Koyu ve şekerli olsun.
Puro... com açúcar.
Öyleyse bana koyu bir kahve getir, şekerli olsun.
Está bem. Então dê-me um café forte... com açúcar.
Moda bu ara koyu renklerden yana.
A moda favorece os fortes.
A90 yolundaki Neeman Koyu'ndayım ve o şey suda.
Estou em Neeman's Cove, perto da A90, e está na água.
Sadece koyu renkleri kullansak?
Porque não usam cores lisas?
Finalle birlikte yarışma Turtle Koyu'nda sona eriyor.
Quando a final está perto do fim, aqui em Turtle Bay.
Turtle Koyu Yeni Düzeyleri üçüncülüğü Alana Blanchard'a gidiyor.
O terceiro lugar da final da Turtle Bay Juniores vai para Alana Blanchard.
Koyu yeşil domuzdan, açık yeşil yarasadan.
No canto inferior direito, o verde-escuro é porco e o verde-claro é morcego.
En baştan tekrar başlayın. Binayı içeriden düşünün. Koyu bir şeyden, karanlıktan başlıyorsunuz gibi.
Devem recomeçar do zero, repensar a edificação a partir do interior, da escuridão, como se começassem com uma massa de sombras.
Koyu oluşturan buydu.
Foi isso que fez o canal.
Ama koyu renk binlerce SUV var.
Mas há milhares desses utilitários.
Rek de koyu bir sohbet değil.
Não é uma conversa muito íntima.
- Koyu.
- Dark. - Carimbo postal?