English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ K ] / Kuzenim

Kuzenim translate Portuguese

2,451 parallel translation
Bu kuzenim King'i Miami'de hapse atan orospu çocuğu.
Foi esse sacana que prendeu o meu primo King, em Miami.
Aman tanrım, benim kuzenim Times Meydanı'nda çalışıyor.
Meu Deus, o meu primo trabalha na Times Square.
Kuzenim aynı zamanda.
Também meu primo. - Trouxeste um advogado?
İlk kuzenim ve oğlunun öldükleri neredeyse kesin.
O meu primo em primeiro grau e o filho dele estão quase de certeza mortos.
Tuhaf görünüyor, üçüncü kuzenim doktor olmalıydı.
Parece estranho que o meu primo em terceiro grau fosse médico.
Atlanta'daki kuzenim de bir iş modeli.
A minha prima em Atlanta é uma modelo de negócios.
Zamansız oldu biraz, ama buraya gelme nedenlerimden birini hatırladım da, kuzenim iş arıyordu da bu aralar.
Sei que é má altura, mas lembrei-me que vim cá, porque o meu primo está a procurar trabalho na fábrica de cerveja.
- Kuzenim James'i arıyorduk.
Estou à procura do meu primo James...
Bu benim kuzenim Sam.
Este é o meu primo, Sam.
Kuzenim ne olacak?
E o meu primo?
Evet. Petrol çıkarma işinde çalışan bir kuzenim var orada.
Sim, tenho um primo que trabalha com petróleo lá.
Evet, kuzenim Dale'i ziyaret ederken kullandığım....... arazi aracım vardı ama parça parça satıp Disney'e çalışmaya gittim.
Eu também já tive um carro citadino quando visitei o meu primo Dale na Florida, até que o vendi a um sucateiro e fui trabalhar para a Disney.
Kuzenim Dupree inşaat işinde dikiş tutturana kadar benimle kalıyor.
É o meu primo Dupree. Está a viver comigo até arranjar trabalho em construção.
Senden, kuzenim İskoçya Kralı'nın hakkından gelmeni istiyorum. Ve bu saldırılarının durmasını istiyorum!
Ides conversar com meu primo, o rei dos escoceses, para que essas incursões acabem.
Biz de bu arada, kuzenim Kral James ile görüşebiliriz.
A seu tempo, podemos conversar com nosso primo, o Rei Jaime.
Kuzenim geldi ve sırpların yakınlarda olduğunu.. ... bizim gibi onlarla savaşabilecek erkekleri avladıklarını söyledi.
Meu primo veio e disse-me que havia sérvios por perto, a caçarem homens como nós que poderiam estar a lutar contra eles.
Kuzenim parçalara ayrıldı.
Meu primo foi estraçalhado.
Tıpkı kuzenim gibi.
Como o meu primo.
Chloe benim kuzenim.
A Chloe é minha prima.
Çünkü kuzenim senin anılarında yaşıyor.
O meu primo está na tua memória.
Kuzenim onların devre mülklerini kullanabileceğimizi söyledi.
Os meus primos disseram que podemos usar as semanas de férias deles.
Kuzenim de önceden Phil Mickelson'ın taşaklarını yıkardı.
O meu primo lavava as bolas do Phil Mickelson.
Kuzenim orada baş hademe.
O meu primo é empregado lá.
Merak etme, kuzenim bana gereken her şeyi öğretti.
Mas não se preocupe. O meu primo explicou-me tudo o que preciso saber.
O, kuzenim Nate.
Ele é meu primo, Nate.
Asıl dairem 126. cadde üzerinde bulunan bir stüdyo daire ve ben kuzenim olmasa, kendim onun parasını bile karşılayamazdım.
Eu moro num estúdio na rua 126. E nem para isso tenho dinheiro, é o meu primo que paga.
En sevdiğim kuzenim Angela o rolü oynadı.
A Angela, a minha prima preferida, fez esse papel.
Kuzenim bir avukat ve herbirinizi dava edeceğim.
O meu primo é advogado, e vou processar cada um de vocês.
Orada bir kuzenim var.
Eu tinha um primo que morava lá.
Afrika'dan dönüşümü kutlamak için, kuzenim ve ben bir yığın havai fişek aldık.
Para celebrar o meu regresso de África, O meu primo e eu comprámos fogo de artificio.
Buradayım, çünkü kuzenim...
Estou aqui porque o meu primo...
Heckyll ve Jekyll'i hallettiğine göre geriye, Hestler, Rufus kuzenim Johnny ve iki adam daha kaldı.
Mataste o Heckle e o Jeckle, por isso, restam-lhe o Hestler, o Rufus, o meu primo Johnny e mais dois.
Çünkü dediğim gibi, iki yıl hukuk okuluna gittim ve ikinci kuzenim, bir savunma avukatıdır, tamam mı?
Como eu disse, fiz Direito por 2 anos e meu primo é advogado.
Seni hobi olarak minyatür mobilyalar yapan kuzenim Raymond'a ayarlamaya çalıştığım gibi bir şey değil bu.
Não é que te esteja a emparelhar com o meu primo Raymond, que faz mobiliário em miniatura nos tempos livres.
Kuzenim South Sokağı'ndaki bir barda çalışıyor.
O meu primo trabalha num bar na South Street.
Bir kuzenim var, zengin çocuk Avrupa Turu'na çıktı, tüm dünyayı dolaştı ama bütün yol boyunca kusmadan duramadı.
Tenho um primo, um rapaz rico que fez a volta à Europa. Navegou por todo o mundo. mas vomitou o caminho todo.
Bak, benim kuzenim akıl hastası.
Ouve, a minha prima é louca, certo?
Benim kuzenim Pat ile Norma Jean sarpa sarmıştı. En sonunda ikizleri oldu.
À minha prima Pat correu mal uma vez e acabou grávida de gémeos.
Benim küçük kuzenim Joey de o patlamada öldü.
O meu primo Joey morreu na explosão.
Sadece bir uğrayıp kuzenim Max'e oy verin demek istemiştim.
Só queria dizer para votarem no meu primo Max.
Kuzenim arabayı almak isteyebilir.
O meu primo é capaz de querer o carro.
Kuzenim.
É a minha prima.
çok saf olduğumu düşünebilirsin... fakat bütün içgüdülerim bu kızın benim kuzenim olduğunu söylüyor.
Podes considerar-me ingénuo... mas o meu instinto diz-me que esta rapariga é minha prima.
Kuzenim.
A minha prima.
Lütfen bana kuzenim, Kara Zor-El'i bir kez daha tanıtmam için izin verin.
Por isso, permitam-me reapresentar minha prima, Kara Zor-El.
- Kuzenim, Thumper kayboldu.
Meu primo Thumper desapareceu.
Asi birkaç kuzenim vardı.
Tenho vários primos que foram "refuseniks".
Kuzenim THX-1138'i getirdim.
Eu trouxe meu primo THX-1138.
Anne tarafından ikinci kuzenim var, yani yok. - Eğer birisine ihtiyacın olursa sana etrafı gezdirecek... - Kimse yok.
Um primo em segundo grau, da parte da minha mãe, ou seja, não.
Kuzenim, ücretin ne kadar olduğunu söylemişti.
O meu sobrinho falou da comissão.
Senden, kuzenim İskoçya Kralı'nın hakkından gelmeni istiyorum.
Quero que lideis com o meu primo, o rei dos escoceses.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]