Kısaca translate Portuguese
1,372 parallel translation
Başkan hatta. Kısaca özetleyeceğim.
- Está em linha com o presidente.
Evet, evet, kısaca bu konuyu konuşmuştuk.
Sim, sim. Tivemos uma conversa breve.
Yolda Neon Mezarlığı'na uğradılar ve bir kumarhaneyi dolandırmak konusunda kısaca konuştular.
Pararam por instantes no cemitério de néon, onde falaram sobre a questão ética de defraudar um casino.
- Kısaca anlatayım.
Um segredo de Jimmy Nevins.
Hiçbir yargıç bir adamın vücudundan kurşun çıkarmak için arama emrini imzalamaz. Kısaca olmaz işte.
Nenhum juiz vai assinar um mandado de busca para uma cavidade de um tipo para encontrar uma bala.
Kısaca EDS.
A.D.E. pra abreviar.
Yani kısaca unuttun, öyle mi?
- E esqueceu-se simplesmente?
Adı, "40 Göz Kırpışı." Kısaca özetleyecek olursam,
Chama-se "40 pestanejos".
Yüksek şekerli mısır şurubu, kısaca şeker.
Temos aqui xarope de milho com frutose, ou seja, açúcar.
Kısaca beni en duyarlı erkek arkadaş yapmayacak bazı siteleri görmüş diyelim.
Digamos que descobriu que eu via alguns websites... que não me tornam exactamente o namorado do ano.
Aslında kısaca, öfkenle ilgili sorumluluğu üstlenmek. Mesele bu. Ve kendine ait kızgın olma eğilimlerinin farkında olmak... bunların sadece duygular olduğunu, onlara kendini kaptırmamak gerektiğini öğrenmek.
Temos de responsabilizar-nos pela nossa fúria, aprender a reconhecer os sentimentos de fúria e que, sendo apenas sentimentos, não devemos agir em função deles.
- Kısaca mı?
Resumindo?
- Kısaca tek kız mısın?
- Tens uma rapariga a menos?
- Mooncal Topluluğu denen bir yerde yaşamak için evi terk etti ve kısaca : -... ama bir daha eve geri dönmedi.
- Mas nunca mais voltou.
- Kısaca hayır.
- A resposta curta é não.
Yani kısaca bir şampiyonu şampiyon yapan nedir?
Resumindo, em que consiste um campeão?
Detaylara girmek isterdim. Ama kısaca ölürsün diyelim, yeter.
Eu gosto de variar nos detalhes, mas no fim, tu morres.
Zamanımızda kendilerine kısaca "El" diyorlar.
No nosso tempo, chamam a si próprios simplesmente "A Mão."
Kısaca, bizim gibi, onlar da canlı ;
Em suma, como nós estão vivos.
Bu bilgi gizlidir. Yani kısaca senin üzerine vazife değil.
E essa informação é confidencial, ou seja, não é da sua conta.
Kısaca, bu tamamiyle aptal bir karar değil.
Não é uma ideia assim tão absurda.
Kısaca duş perdesinin canı cehenneme.
A sério, que se lixe a cortina de banho.
Biz onu kısaca "Crane" olarak biliyoruz.
Ele é simplesmente conhecido por "O Crane."
Aralarında inanılmaz bir rekabet varmış. Kısaca Çinli olmayan, büyük Çinli sihirbaz olarak kazanmış.
Eles tinham esta rivalidade entre eles, e basicamente, o homem que não era chinês, ganhou o concurso, como o grande mágico chinês.
Kısaca, Korkusuz Dirk oluyorsunuz 1305 yılında geçiyor.
Basicamente, és Dirk o Audacioso no ano 1305 d.C.
Bir dakikalığına hikayeye ara vereyim de.. ... şöyle kısaca evliliğimi anlatayım.
Se me permitem fazer uma breve pausa nesta história, gostaria de vos explicar brevemente o meu casamento.
- Bu Oleg, Nataşa'nın abisi. Kısaca pantalonu bulamadığını söylüyordu.
- Euh, este é o Oleg, é o irmão da Natasha, mais ao menos, disse-me que não encontrou as suas calças.
Kısaca kimsem yoktu diyebiliriz.
Basicamente, pode dizer-se que não tenho ninguém.
Lutayev Oleg, kısaca Lutyi
Lyutaev Oleg. Podes-me chamar Lyuty.
Kısaca, Sabah uyandım Kafam patlıyordu Gözlerimi açıp etrafıma baktım...
Bem, eu acordei de manhã... a minha cabeça latejava.
- Kısaca "Jack" dedikleri oluyor mu?
- Muito gosto. - O diminutivo é Jack?
kısaca bir toparlayalım.
Então, recapitulando...
Velhasıl, bu laf kalabalığı bir laf salatasına dönüşmeye başladı dolayısıyla, kısaca şunu söyleyeyim ki, sizinle tanışmak bir şeref ve bana V diyebilirsiniz.
Verdade se diga, que esta verborreica verbosidade vai já muito verbosa, por isso deixe-me apenas acrescentar que tenho muita honra em conhecê-la e pode tratar-me por V.
Kendisine kısaca P-Diddy diyor.
Ele mudou para P-Diddy para encurtar.
Kısaca mı?
Para encurtar?
Ben "Patric" de olmam.. Çünkü o zaman kısaca Pat derler ve
Eu não vou ser nenhum "Patrick." Eles te chamam de "Pat" para encurtar.
Organizasyonumuzun ne yaptığını kısaca özetlemek gerekirse tüm dünya üzerinde maddi imkansızlıklar içinde olan çocuklar için para topluyoruz, böylece onlar da kendi yapıştırma kitaplarını yapabilsinler diye
O que nossa organização faz, resumidamente, é arrecadar dinheiro para as crianças pobres ao redor do mundo, para que elas possam ter um livro de recordação ( scrapbook ).
Hakkındaki suçlamaları kısaca listeyeceğim :
Vou listar brevemente os factos pelos quais está a ser acusado.
Kısaca "P.J.P."
PJP, para abreviar. - Nunca ouvi falar disso.
Kısaca "p.j.p."
É "P.J.P." para abreviar.
Yani, kısaca, bana iki sene daha burada olacağımı söylüyorsun.
Basicamente, está-me a dizer que eu estou preso aqui Por mais dois anos
Kısaca, o çok sinirli bir adam.
Simplificando, ele é um homem muito zangado.
Davran kılıcına!
Saca!
Ya da kısaca Azot uçludur.
O término N.
25 dolarlık kanepenin üzerinde döke saça tıkınıp duruyorsun... sonra da anneciğinin, pisliğini temizlemesini bekliyorsun.
Comes porcarias e sujas um sofá de $ 25 ao metro... e esperas que a mamã limpe a tua porcaria toda.
Çek kılıcını! Mm...
Saca a espada, sacana!
- Ne? Saç ölü dokudur. Saça sağlık veremezsin.
É um tecido morto, não se pode tornar saudável.
Kısaca beceremeyeceğimizi.
Basicamente, de que não daremos conta do recado.
Sana sırılsıklam aşık harika bir adamla tanışaca'n.
Hás-de conhecer uma pessoa fantástica que vai ficar completamente caidinha por ti.
Söylediklerim, şeye rağmen... tamam, kısaca, kadın cezbediciydi. Demek istiyorum ki, haydi, o...
Pois aí tem.
Kısaca Başkomisere söyleyebileceğim bir şey var mı?
Então há alguma coisa que eu possa dizer ao subdelegado?