English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ K ] / Kısmen

Kısmen translate Portuguese

1,113 parallel translation
Genelevi işleten kadın da kızınızın kaçırılması ve şantajda... kısmen sorumluydu.
A "madame" do bordel estava envolvida, ao menos em parte no sequestro da sua filha e também na chantagem.
- Kısmen öyle.
- Em parte.
Kısmen.
Em parte.
Dediğim gibi, Audrey önceden de kısmen düzenli aralıklarla kaybolurdu.
Como lhe tinha dito... não é a primeira vez que a Audrey desaparece. em circunstâncias idênticas
Son olarak, mideden ufak bir plastik parçası çıktı sindirim enzimleriyle kısmen erimiş.
Por último, um fragmento de plástico do estômago dela, parcialmente dissolvido pelos ácidos.
Ama sadece kısmen... çünkü annemlerin kütüphanesinden çaktırmadan almıştım.
Umas passagens. Tive de o tirar, às escondidas, da estante dos meus pais.
"Kopmuş aorta, kısmen plevra ile birleştirilmiş."
Alan. "Transecção da aorta, parcialmente controlada pela pleura".
Sadece kısmen delisin.
És apenas meio louco.
Bu kısmen doğru olsa da... ülkemize yönelik güveni sarstığınızın farkında mısınız?
Mesmo que seja em parte verdade, não acha estar a comprometer a credibilidade do país?
Kısmen güneş panosuyla çalışan elektrikli araba.
Um carro eléctrico, alimentado por painéis solares.
Kısmen Çinliyim.
Eu sou adepto dos chineses.
Vücudu kısmen yenmiş olan kurbanın, yerel bir uyuşturucu satıcısı olduğu tesbit edildi.
Um corpo foi encontrado brutalmente massacrado no parque de Townstreet. A vítima, cujo corpo foi parcialmente devorado, foi identificada como um traficante de drogas local.
- Kısmen nişanlı.
- E que noiva.
Kısmen sen, evet.
Em parte, é.
Edgar'la evlenerek kısmen mutluluk buldu.
Casando com Edgar, ela achou um meio para ser feliz.
On yıldır farelerde kısmen miyelin üretmeyi başardık, yani tekrar üretilebiliyor.
Andamos a remielinizar ratos há dez anos, e é repetível.
Gemiyi kısmen ele geçiren biri deliyse şansımız fazla.
Se é um lunático que controla parcialmente o navio as hipóteses são boas.
Evet, kısmen.
- Sim, também tem.
İnsanlarım, kısmen telepatik.
Meu povo é parcialmente telepático.
Mekik bilgisayarını kısmen yeniden yapılandırabildik. Bu yüzden, en azından o dosyaların bazılarına sahibiz.
Nós reconstruímos seu computador, então conseguimos alguns desses arquivos.
Deniz yatağı, belki de kısmen fosilleşmiştir.
O leito do mar pode estar somente parcialmente fossilizado.
Kısmen macera... kısmen mucize.
Meio aventura... meio milagre.
Kısmen sinirsel hasar var, sağ elin hafifçe titremesi gibi.
Há um problema neural, um leve tremor na mão direita.
Sabunun S'sinin kısmen gittiğini görebilirsin.
Se vê que o "S" de sabão desapareceu parcialmente.
Kısmen eklembacaklıya dönüşmüş.
Ele aparentava estar parcialmente transformado em um aracnídeo.
Kısmen eğimli ve kurbana ait değil.
Parcial oblíqua, e não é da vítima.
Kısmen liderliği üstlenebiliriz.
Era bom que nos apoiassem.
Kısmen de olsa, bittiğini düşünmüyor musun, Hershey?
- Certas partes sim, não é?
Kısmen
- Mais ou menos.
Kısmen. "Araf"'ta Dante ve arkadaşının tepeye tırmandığını ve bütün günahkarları incelediğini hatırlıyor musun?
E lembra-se como no "Purgatório"... o Dante e o amigo vão subindo e vendo os pecadores?
Bu kısmen doğru sayılır.
É quase verdade.
İçindeki salgı bezleri suyu dışarı atıyor. Böylece kısmen bir vakum oluşturuyor.
As glandes dentro delas extraem água criando um vácuo parcial.
Başta, kısmen hafif bir öpücük.
Muito suave, no início.
Bir çok patlama sonucu ortaya çıkan şok dalgasının sonuçları kısmen speküle olarak geleceğe doğrugider ama Paris'in bize bahsettiği ve gördükleri geçmişe doğru bir yok ediş olduğu.
Ondas de choque da maioria das explosões dissipam-se no futuro, mas nós só especulamos, fundamentados em parte naquilo que o Paris nos contou que viu, que estas se dissipam no passado.
Iolaus... sonlara doğru sen kısmen sayıklar haldeyken... sana anlattığım hikayeyi duydun mu?
Quando estavas a delirar ali, para o fim, ouviste a história que te contei?
Evet, öldürdüğümü sandım, ama onu kısmen hayatta buldum.
Julguei que sim, mas vi-o, de certo modo... vivo.
Kısmen. Nerede?
De certo modo.
Kısmen mi yoksa tamamen mi doldurtdun?
O queixo? Fizeste um bocadinho ou foi total?
Mezun olana kadar kısmen çalışabileceğim bir iş.
É só um "part-time", até acabar o curso.
Kısmen bu onun yaratılışından kaynaklanıyor. Hiç kimse yaratılışımızı değiştiremez. Kısmen de aile sorunları yüzünden.
Em parte porque é a natureza dele, e nenhum de nós pode mudar a natureza e em parte...
Kısmen bir parçası.
Maior parte do caminho.
Bu kısmen doğru.
Sim, é correcto.
Bu ülke kısmen şu düşünce üzerine kurulmuştur benimsenmeyen konuşma milletin sağlığı için hayati önemdedir.
Este país assenta, em parte, na crença de que discursos impopulares são vitais para a saúde da nação.
- Kısmen.
- Em parte.
Kısmen kırılmış.
Uma impressão parcial.
Geniş parçalar yok... kulaktan kısmen ayrılmış, bu da aşırı sıcaklığa işaret eder.
Não há fragmentos grandes, tirando a orelha, o que indica uma temperatura muito elevada.
Kısmen de olsa Pan'ın Babamı rahatsız etmesini bekliyorum.
Eu acho mais que possa ser o Pai a causar muitos problemas a Pan.
Seni rahatsız edecek bir şey önermek istemiyorum ama sorununun, seni mutsuz eden şeyin, kısmen birçok insan öldürmenin verdiği huzursuzluk olduğunu düşünebilirsin. Belki bunu dipnot olarak ekleyebilirim.
Martin, não quero fazê-lo sentir-se mal, mas pense só que parte do seu problema, parte daquilo que o torna tão infeliz é a sensação desagradável de matar tantas pessoas.
Kısmen.
Mais ou menos.
Kısmen.
Em parte sim.
- Kısmen.
Vagamente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]