English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ L ] / Lak

Lak translate Portuguese

148 parallel translation
Burası malazlandı. Lak lak!
Só conversa de chacha!
Mahalle lakırdısı diyorum ben.
Conversa de jornal, é como lhe chamo.
KU-LAK-LA-RA.
O-r-e-l-h-a-s!
- Onları eriten lakırdıya ne oldu Meadowville Spesiyalitesi?
E o que aconteceu com aquele segredo de conquistador? Não tive oportunidade. Mas espere só até a alcançarmos.
Bunun son işin olmasından korkuyorsun bu yüzden sanki büyük bir vicdan sahibiymiş gibi lak lak ediyorsun sen adam olsaydın ömrüm boyunca bir işe yaramadığımı söylemezdin.
Estás com medo que este seja o último trabalho, por isso fazes um grande barulho, como uma consciência. Para que o manda-chuva, não diga que me tens andado a gozar, toda a vida.
Lakırdıyı kes ve bana emri göster.
Pára lá com os discursos e mostra-me a ordem!
Gün geliyor, insan fark ediyor aylaklık ve boş lakırdıyla harcanan hayata yazık.
Chega uma altura em que percebemos que não vale a pena desperdiçar a vida com futilidades e conversas triviais.
Bu ihtiyarın lakırdısını dinleyin ve içinizdeki ateşi araştırma ve gözlemle söndürün.
Oiçam o palavreado tolo de um velho homem e usem essa inflamação para inquirirem e observarem.
"Lakırdı."
"Palavreado tolo?"
"Lakırdı." Bu söylevi kaç kez dinledik acaba?
"Palavreado tolo?" Sabem quantas vezes já ouvimos esse discurso?
Boş lakırdı etmiyorum.
Mas sabem que não minto.
Bu boş lakırdı.
Está enrolando.
Fakat hep içi boş lakırtılar ediyorsun.
Mas você é um burro e covarde.
Boş lakırtı mı edeceğiz yoksa buna bir son mu vereceğiz.
Conversa nunca afastou nada nem tirou um cepo do lugar.
Burada kendine erkek diyen boş lakırtıyı kesip benimle gelir.
Luther, vamos... Quem se considera homem e quer sair, que fale agora.
Yani artık bu ufak tefek para lakırdılarını duymak istemiyorum.
Portanto não quero ouvir mais falar destes trocados.
Bu kelimeler, sanki İtalyanca lakırdılar gibi geldi bana.
Isto começa a parecer-me uma espanholada. Desculpe.
Evet, sonunda Noel akşamı geldi ve yeni Lakeside alışveriş merkezi açıldı.
Chegou enfim a véspera de Natal e com ela o nov o Shopping Lak eside.
Connie, kalabalık Lakeside merkezindeyim.
Bem, Connie, estou aqui no lotado Shopping Lak eside.
Lakeside'da alışveriş hem zevkli hem de haber dolu.
E é tudo de Lak eside, onde comprar não só é divertido - como também é notícia.
Herkesin bildiği bir şey hakkında lak lak yapmaya yetkili değilim.
Não o direito de tagarelar sobre algo que todos sabem.
Hala o trenlerin lakırdısını mı ediyorsun?
Continuas a lamuriar-te por causa dos comboios?
Lak, lak, lak!
Sempre queixas!
Gene kraliçe lakırdısı mı ettin?
Puseste-te outra vez a falar da Rainha?
Sadece lak lak ediyorduk arkadaşımla...
Estava só a conversar com o meu grande amigo...
- Pekâlâ. Gideon'un dükkânı patlıyor ve sen ava giderken avlandı dediğin T-bird'ü havaya uçuran ucubeyle lak lak ediyorsun.
O Gideon vai-se e tu conversas com o marado que aparece no carro do T-Bird.
Of, bu kadar lakırtı yeter, kız. Çak kafasına! Aklını başına toplamasını söyle.
Chega de conversas e zurze-lhe o coiro bem zurzido, mulher.
Biraz lak lak et
Faça um pouco de sala.
Ayrıca yapanların sağ lak olduğuna inanıyorum.
Além disso, acho que Job era dextro.
O esnada, Neelix Vulkan terimlerden soo-lak üzerinde çalışıyordu- - bu yapılan şey, ilginizi çekecek bir şey değil.
Naquele momento, Neelix era, em termos vulcanos, um soo-lak... a terceira parte, que pela falta de interesse, vulgarizou você mesmo.
Fark ettin mi hiç, çok kızdığında, küfredemeyecek kadar İngiliz olduğu için diliyle tuhaf bir lak lak sesi yapıyor.
Já reparaste, quando ele está zangado mas é demasiado Inglês para dizer alguma coisa ele faz aquele som esquisito com a língua?
Kızgın olsaydım, ağzımla tuhaf bir lak lak sesi çıkarıyor olurdum.
Se estivesse, estaria a fazer um barulho estranho com a minha língua.
Bu dünya kesinlikle bir Tal lak.
Este mundo é definitivamente Tal lak.
" Tüm yaptığın lak, lak, lak.
Nem matou ninguém ". Raios!
" Tüm yaptığın lak, lak, lak.
" Fartou-se de falar.
Bütün gün burda lak lak yapamayız.
Não podemos ficar aqui na conversa fiada o dia todo.
- Ulu Tanrım. Lak, lak, lak.
Céus... sempre a chatear.
lak... "
Caco. "
- Lak, lak, lak...
- Tanto blá-blá...
Yankılanan tepelere adini haykıracağım ve gökyüzüne mırıldayan lakırtısını bağırttıracağım.
Gritarei o teu nome ŕs colinas reverberantes E farei com que o murmúrio sem sentido do ar grite
Baba dinle, beni lak diye arayıp atlamamı bekleyemezsin.
Pai, escute, você não pode me ligar do nada e pedir que apareça.
- Bol lakırdı.
Migalhas.
Kree ta'lak!
Kree! Da'nok!
Bütün gün arkadaşlarınla lak lak edip duruyorsun
- Por que se importa?
Hıristiyan birinin lakırdısı işte.
São palavras de um cristão.
- Lak lak. - Evet, lak lak. Sagolun.
Blablá, antes de começar a discussão de negócios.
tamam, güzel. Sınıfta durmamı ve lakırdı etmemi mi istiyorsun...
OK, está bem...
Of, lak lak
Fazer sala...
Bu kadar lak lak yeter.
Basta.
Tamam, kes lakırdıyı.
Será que consigo ainda cumprir a missão? OK, pára de falar
Geçelim bu lakırdıları!
Não vamos desperdiçar palavras.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]