English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ L ] / Lamba

Lamba translate Portuguese

875 parallel translation
"Sihirli Lamba nerede?"
"Onde está a Lâmpada Mágica?"
Sihirli Lamba
A Lâmpada Mágica
"Bir gün her şey birdenbire yokoldu, saray, Dinarzade ve lamba"
"Um dia, tudo desapareceu, o palácio, Dinarsade e a Lâmpada."
"Sadece lamba Wak Wak Ülkesi'ne giden geçiti açabilir"
"Só a Lâmpada pode abrir os portões de Wak-Wak!"
"Büyücüyü öldür ve lamba senin olsun!"
"Mata o Feiticeiro e a Lâmpada é tua!"
"Lamba!"
"Oh, não! A Lâmpada!"
Düşman topraklarımıza girerse iki tane lamba yanacak.
Dois fachos de luz, se o inimigo vier por terra.
Lamba devrilmiş, bardak dökülmüş.
O candeeiro partido, um copo de água tombado.
- Bir lamba olacaktı.
- Um candeeiro?
Camda senin için yanan bir lamba var.
Sempre tive uma cadeira disponível para ti.
Eskiden pencereye lamba koyarlardı.
Nos velhos tempos, punham uma lamparina na janela.
Şu lamba hikayesini o kadar çok anlattın ki kendin de inanıyorsun!
Contou tanto essa história que já está até acreditando!
Güzel lamba.
Mágica...
Nancy, orada bir lamba mı açtın?
- Nancy, ligou o gás lá dentro?
Tony yanımdaydı ve salak gibi çizim odasındaki lamba için yeni bir gölgelik almıştım. Pekala Milford'dan da alabilirdim.
Tive de voar, levava comigo o Tony, e tinha comprado um novo abajur para o candeeiro da sala.
Bu odayı sonsuza dek şu anki haliyle hatırlayacağım... lamba, piyano çalan sen, mutluluğum...
Lembrar-me-ei sempre desta sala tal como é agora, o candeeiro, tu ao piano, a minha própria felicidade.
Ufak bir lamba yanıyordu. Her şey tamamdı.
Tinha uma lâmpada fundida.
Işık yoktu, sadece küçük bir lamba vardı.
Nada de focos, apenas uma luz fraca.
Karanlıkta başlangıç müziği çalar ve lamba yanardı ve ben çıkardım.
Tocavam às escuras... e a luz incendia em mim.
Şansınızı deneyin, lamba ya da şamdan kazanın.
Quem sabe, um péndulo e dois candelabros!
İçinde küçük bir lamba varmış gibi parlıyor.
Tem um brilho como se tivesse uma energia.
Nehir akar, yuvarlak dünya döner, şafak ve lamba ışığı, gece yarısı ve öğle,
" O rio corre, o mundo gira, alvorada e anoitecer, meio-dia, meia-noite.
Nehir akıyor, yuvarlak dünya dönüyor... Şafak ve lamba ışığı gece yarısı ve öğle...
O rio corre, o mundo gira, alvorada e anoitecer, meia-noite, meio-dia.
- Lamba açık mı kalsın?
- Quer a luz acesa?
Kocam yatak ve lamba için 50 kron ödemişti.
meu marido pagou 50 pelo o abajur e a cama...
- Öyleyse lamba bende kalır.
- Neste caso eu as levo.
- Sam, bir lamba yak ve dışarı as.
Sam, põe uma lanterna lá fora.
Bununla birlikte odanda bir lamba var.
Agora, morreram todos menos a Cecily.
Biri bana bir lamba verebilir mi?
Sim, é boa ideia abrir o champanhe. Irá reconfortar a pobre Cecily.
Artık pencerede lamba tutmuyorum veya rıhtımda gemi beklemiyorum.
Você não devia falar assim. Você está aqui e está a salvo. Posso tê.
Finike Prensi tarafından Astarte'ye ödenen fiyat.. 100 ışıkları olan lamba oldu.
Um príncipe fenício pagou a Astarte uma lâmpada com centenas de velas.
Başka unuttuğum bir şey var mı diye düşünüyorum.Oh, evet, bir lamba.
Não me lembro de mais nada. E tem um candeeiro.
Dört limon sarısı lamba, biraz turuncu ve yeşil.
Quatro candeeiros amarelo-limão com um brilho de laranja e verde.
Lamba çok ağır.
O holofote é pesado.
Ve şu ters dönmüş lamba, ve hepsi bu kadar, efendim.
- E o candeeiro caído, mais nada.
Yanan lamba yok, William.
Não há luzes acesas, William.
Lamba!
- Vamos. - A lâmpada!
Hem çok güçlüler, hem lamba ellerinde.
Além de grande força, ele tem a lâmpada.
Lamba!
A lâmpada!
Ona karşı tek kozumuz bu lamba ve gücünün sırrını yalnız o biliyor.
Nosso único poder sobre ele é a lâmpada. E só ele sabe o segredo.
Ama o zaman da, lamba sahibinin dileklerini yerine getiren bir köle oluyorum.
Mas sou convocado como escravo... para satisfazer quem possui a lâmpada.
Harufa, lamba!
Harufa, a lâmpada!
Lamba karşılığında getiririm.
Eu a restauro em troca da lâmpada.
Ateşten kaya bu. Özgürlüğüne kavuşması için lamba buraya atılmalı.
Esta é a pedra ardente, e... a lâmpada deve ser jogada aqui para libertá-lo.
Biliyor musun, Julie, bizi birlikte Büyük Çamur'da hayal ediyorum. Lamba yanıyor ; sen pişiriyorsun, ben yiyorum.
Sabe Julie, fico aqui imaginando nós dois juntos... e acho lindo, cozinhando para mim... e dois cachorrinhos felizes, brincando.
Acaba o nasıl bir lamba kullandı?
Que tipo de lâmpada devia ter ele?
- Lamba olarak kullanmak için.
- Para podermos fazer uma lanterna.
Bayan Walters 14.Yüzyıl'dan kalma bir kavanozdan lamba yapmıyoruz.
Sra Walters, nós não fazemos lanternas de urnas do século XlV.
- Lamba.
- Tragam luz.
Lamba!
A lâmpada.
Üç lamba birden yanıyor.
- Este candeeiro é de três lâmpadas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]