English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ L ] / Liberta

Liberta translate Portuguese

3,003 parallel translation
Hür bırak beni.
Liberta-me.
Beni bu zincirlerden kurtarırsan seni ona götürürüm.
Liberta-me e farei com que voltes para os seus braços.
Bir Taser'ı ateşlediğinde ardında özel takip numalaralı konfeti bıraktığını biliyor muydun?
Sabias que, se disparares uma Taser, liberta confetis marcados com um número especial - de rastreamento?
Parayı internet üzerinden göndereceğim, ve o kızını serbest bırakacak.
Eu transfiro o dinheiro electronicamente, ele liberta-a.
Yüce Ruh, azat et beni yer çekimi ve eleştirinin bağlarından.
Ó, Grande Espírito, liberta-me dos limites da gravidade e da crítica.
Bonnie tedaviyi çözecek cadı,
A Bonnie é a bruxa que liberta a cura.
Kobrayı sal şu hoş bayanın üstüne.
Liberta a tua pitão naquela senhora encantadora.
Adam diyor ki mutlu olmak istiyorsan kalbini nefretten aklını endişeden temizleyeceksin.
E o tipo disse : "se queres ser feliz, liberta o ódio do teu coração e a tua mente de preocupações".
Onu bırak!
Liberta-a!
Eğer öyleyse lütfen bizi bırak.
Se há, por favor, liberta-nos.
Her dönüm ağaçtan yılda yaklaşık... 19,000 litre su buharı çıkıyor.
Cada hectare de árvores liberta, em vapor, quase 190 mil litros de água por ano.
Ayık olmam konusundaki her türlü gizlilik yükünden de kurtulmuş olarak düşünebilirsin.
Pode considerar-se liberta de qualquer confidencialidade relativa à minha sobriedade.
Sonra sevgilin nerede tutuluyor söyleyeceğim.
Liberta-o. Depois digo-te onde a tua namorada está.
"Bırak gitsin, dönerse senindir." atasözüne inanırım.
Bom, eu acredito no lema : "Se amas uma coisa, liberta-a".
Kay biraz kenara.
Liberta um dedo.
Bırak bu insanlar gitsin Miles.
Liberta-os, Miles.
Derhal beni kurtar! Bu bir emirdi!
Liberta-me já, é uma ordem!
# Öp şişman bebeği, Abie # Azat et kendini
Beija um bebé gordo, amiga Liberta-te
- Asla bilemeyecektin.
- Nunca saberias. - Liberta-me!
Gerçeğin sizi özgür kılacağını söylerler.
Dizem que a verdade liberta.
Onu karanlıktan azat et!
Liberta-a da escuridão!
Toksinleri serbest bırak.
Liberta as toxinas.
Zahir de çoşkuyu veriyor.
Zahir liberta o tesouro.
Her oturduğunda minderden 10 yıllık Doritos cipsin tozu kalkıyor.
Sempre que ele cai, aquele assento liberta pó de Dorito com 10 anos.
Belgenin o kısmı kayıp, fakat bu belge birisinin senin tüm sorumluluğunu üstüne aldığı...
De quê? Bem, essa parte desapareceu, mas isso liberta alguém de toda responsabilidade pelo seu...
Gerçeğin seni serbest bırakmadığını zor yoldan öğrendim.
Aprendi da maneira difícil que a verdade nem sempre te liberta.
- Onları özgür mü bırakacaksın?
- Vais libertá-los?
Birkaç saat içinde salacaklar onu. Onu hemen Voyages'a koyarız.
Vão libertá-lo daqui a umas horas e vamos pô-lo na reabilitação.
Wei gelmeden hemen önce rehineleri bırakacağım.
Eu irei libertá-los quando o Wei vier.
Onları etkisiz kılmak için sana sadece bir tek anahtar bıraktım fakat aynı anda iki yerde de olamazsın.
Deixei um único código chave que pode libertá-los, Mas não podes estar em dois lugares ao mesmo tempo.
Able kod kilidiyle birlikte onları kurtarmaya gidiyor.
O Able vai libertá-los com o código chave.
Hâlâ onu çıkarmaya çalışıyorum ama yakında çıkar.
Sou eu. Ainda estou a tentar libertá-lo, mas não deve demorar muito.
Onu serbest bırakmak istiyorum.
Quero libertá-lo.
Neyden.. Neyden serbest bırakacağım?
Libertá-lo de quê?
Çöz beni.
Helena, liberta-me.
Onu bırakmak senin fikrindi Loo.
Loo, a ideia de libertá-lo foi sua.
O dünyanın ilk ölümsüz varlığı ve onu serbest bırakmak istiyorum.
Ele é o primeiro ser imortal do mundo e eu quero libertá-lo.
Telefon hala kabul edilen bir delil bu yüzden hayır, üzgünüm, sizin için bırakamayız.
Bem, o telefone ainda é considerado uma prova, então, não, lamento, não podemos libertá-lo.
Onu oradan çıkarmak için bunu kullan.
Usa isto para libertá-la.
Geri kalan günlerimi sizi serbest bıraktığıma pişman olarak geçireceğim.
Vou arrepender-me do acto de libertá-lo para o resto dos meus dias.
Bırakman için mi?
"Libertá-la".
Ve onu kurtarmalıyız.
Temos de libertá-lo.
Ancak böceğini yeniden başlatıp seni özgür bırakacağım.
Mas vou reiniciar o teu escaravelho e libertá-lo.
Bırak kendini.
Liberta-te.
Beş dakika sonra onu bırakmam gerekiyor.
Tem cinco minutos com ela, depois vou ter de libertá-la.
Hepsini kurtarmak için.
E vinha para cá para libertá-lo. - Para libertá-los todos.
Yakalandıktan hemen sonra bırakılması için bir emir imzalamışsınız.
Pouco depois da sua detenção, assinou a ordem que viria a libertá-lo.
Bu onlara binayı yıkıp yerine daha modern ve muhtemelen daha çok kâr getiren bir bina yapmak için olanak sağlayacak.
Isso libertá-los-ia para rejuvenescer o local por razões inovadoras e presumidamente mais rentáveis.
Carson City onu aklayana dek karısının cinayetinde baş şüpheliymiş.
Ele era o marido e principal suspeito na morte da esposa até Carson City libertá-lo.
Ya da hayvanat bahçesine gizlice girip bir ayı çalarız. Sonra o ayıya hepatit C bulaştırırız. Sonra tam tatlı ısmarladıklarında o ayıyı restorana salarız.
Ou podemos invadir um zoológico, roubar um urso, injetá-lo com hepatite C, e libertá-lo no restaurante mesmo quando pedirem a sobremesa.
Ya bize daha iyi cevaplar veririsin ya da seni tanık korumadan çıkarırız.
Então, é melhor dar-nos melhores respostas, ou vamos libertá-la da custódia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]