English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ L ] / Linderman

Linderman translate Portuguese

184 parallel translation
Bu vahşi cinayetler zincirinin en son kurbanı Castle Rock Lisesi, ikinci sınıf öğrencisi olan 15 yaşındaki Debbie Linderman'dı.
A vítima mais recente... tinha 15 anos de idade, Debbie Linderman, uma estudante da escola de 2º grau de Castle Rock.
Ne var, Linderman?
O que é, Linderman?
Wow, Linderman, sana bir öğüt vereyim.
Linderman, deixa-me dar-te um conselho.
Linderman!
Linderman!
Linderman, biliyor musun, Ben sürekli senin... dürüst olmakta sıkıntı çektiğini düşünüyorum.
Linderman, sabes, eu sempre te vi como um bom empregado de mesa.
Haydi Linderman, başlayalım.
Vamos, Linderman, vamos lá.
Bu imkansız, Linderman.
Isso é impossível, Linderman.
Linderman...
Linderman...
Linderman.
Linderman.
İsa aşkına, Linderman.
Jesus, Linderman.
- Linderman-- Ben iyiyim, Kia.
- Linderman... - Estou bem, Kia.
Bay Linderman, sizi beş dakika içinde geri arayacağım, oldu mu?
Sr. Linderman, vou ter de voltar a ligar daqui a cinco minutos.
- Linderman'ı görmeye gittim.
- Fui falar com o Linderman.
Evet, Linderman parasını geri istiyor. Bu yüzden de peşine seni hastanelik edecek bir adam takmıştır.
Sim, o Linderman quer o dinheiro, e manda um tipo pôr-te no hospital.
Bay Linderman bu işin nazikçe halledilmesini istiyor.
O Sr. Linderman quer ser simpático.
Bay Linderman, sizi beş dakika sonra arayacağım, oldu mu? Teşekkür ederim.
Sr. Linderman, já lhe ligo, está bem?
- Linderman'ı görmeye gittim.
- Procurei o Linderman.
Evet, Linderman parasını geri istiyor bu yüzden de peşine seni hastanelik edecek bir adam takmıştır.
Sinto que alguém me vigia. O Linderman quer o dinheiro e pôs gorilas atrás de ti.
Bay Linderman bu işin nazikçe hâlledilmesini istiyor.
O Sr. Linderman quer resolver isto a bem.
Linderman`nın 2 milyon dolarını alıp kaçtı, sonra da adamlarını öldürdü.
Ele roubou o Linderman e fugiu com 2 milhões de dólares, - e depois matou o resto da equipa.
Bay Linderman seni görmek istiyor.
O Sr. Linderman quer vê-la.
Bu, 4 sene önceki Linderman olayından beri teşkilatın yaptığı en başarılı operasyon olarak nitelendirildi.
Foi o maior sucesso do S.I. desde a aprovação do decreto de Linderman há 4 anos.
Linderman seni görmek istiyor.
- O Sr. Linderman quer vê-la.
- Nasıl bir iyilik?
O Sr. Linderman está disposto a esquecer a tua dívida em troca de um... favor. - Que tipo de favor?
Bay. Linderman`dan yardım isteyen bir politikacı.
Um político que quer ajuda do Sr. Linderman.
Şimdi, diyorum ki zarları atalım ve Linderman`la aynı yatağa girmeden önce biraz bekleyelim.
Então digo para atirarmos os dados e esperarmos mais, antes de fazermos negócio com o Linderman.
Linderman`ı halledebilirim.
Posso lidar com o Linderman.
Linderman'nın 2 milyonuyla, üç puana sekiz puan daha ekleyerek bunu bir at yarışına döndürebiliriz.
Os 2 milhões do Linderman podem nos dar 8 pontos em 3 semanas, e transformar as eleições numa corrida.
Linderman`la yok mu?
E o Linderman?
Linderman`ı ayarla. Tamam, ayarlarım.
Está bem.
Linderman`a borcumu ödemenin başka bir yolunu bulacağım.
Olha, eu encontrarei outra forma de pagar ao Linderman.
Bay Linderman kasedi inceledi.
Sr. Linderman mandou a gravação.
Bu ya sizsiniz, ya da Bay Linderman'a hala $ 50,000 borcunuz var.
Ou essa é você, ou ainda deve $ 50 mil ao Sr. Linderman.
Sonra düşündüm ve dedim ki, "Vay canına, beni çizgide tutmak için bunca şeyle uğraşmaya gönüllü olduğuna göre beni bakanlıkta görmek Linderman için oldukça önemli olmalı"
Depois pensei : "Bem, deve ser bastante importante para o Linderman ver-me na cadeira do senado, se está disposto a dar-se a tanto trabalho para me manter na linha."
İstediğin tablo. Linderman adında bir adama sattım.
Eu vendi o quadro que quer para alguém chamado Linderman.
Linderman sana 4 milyon dolar verdi ve sen bunu kartpostala harcıyorsun.
O Linderman lhe deu US $ 4 milhões, e vai usar o dinheiro em cartões-postais?
Linderman Grubunun geçenlerde kampanyanıza bağış yaptığını duyduğumda çok şaşırdım.
É uma surpresa ver o Linderman investindo na sua campanha. Por que a surpresa?
Bay Linderman babamın bir dostudur. Yani ünlü gangsterle tanışmak için Las Vegas'a gittiğinizi inkar etmiyorsunuz.
Não nega que foi a Las Vegas encontrar um famoso mafioso?
Evet, Bay Linderman.
Isso mesmo, sr. Linderman.
Bay Linderman, Buna minnettarım.
Sr. Linderman, muito obrigado.
Linderman'la konuştun mu?
Você... Você falou com o Linderman?
- Linderman'dan çaldığın para.
O dinheiro que roubaste do Linderman.
Eğer, Linderman'ın parası ile kaçsaydık, sadece beni öldürmezdi.
E se tivéssemos fugido com o dinheiro do Linderman, ele não me matava só a mim.
Linderman için iş yapardık.
Costumávamos fazer uns trabalhos para o Linderman.
Sen gittikten sonra Linderman'dan borç aldım.
Depois de teres ido embora, pedi dinheiro emprestado ao Linderman.
Linderman'a zamanında ödeyemediğimde tahsilat için iki adam gönderdi.
Quando eu não paguei ao Linderman a tempo, ele mandou dois tipos para virem buscar.
Benim için bir resim getirmeni istiyorum. Linderman'ın satın aldığı.
Preciso dum quadro que o Linderman comprou.
İstediğin resim. Nathan onu Linderman'dan satın almış, buraya getirtti.
O Nathan comprou o quadro que querias ao Linderman e mandou-o entregar aqui.
Bay Linderman Atlantic City'de.
O Sr. Linderman está em Atlantic City...
Savcı Linderman'a dava açmamı istiyor.
Os advogados de acusação querem que eu processe o Linderman.
Linderman satın almış.
O Linderman o comprou.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]