Lindsey translate Portuguese
1,068 parallel translation
Seni tekrar görmek güzeldi, Lindsey.
Foi bom ver-te outra vez, Lindsey.
Ne yaptınız Lindsey?
O que fizeste?
- İçeri giremiyor olabilirim ama Lindsey...
- Talvez eu não possa entrar porque... - Limpa os teus pés.
Onu seviyor musun, Lindsey?
Tu ama-la, Lindsey?
Sonra ne olacak, Lindsey?
E depois, Lindsey?
- Lindsey mi?
- O Lindsey?
Lindsey.
Lindsey.
Lindsey, o belgeyi bana ver.
Lindsey, dá-me o pergaminho.
Lindsey?
Lindsey.
Lindsey, merhaba canım.
- Linds, está aí.
Benim Lindsey'im mi?
A... Lindsey?
Lindsey iyi görünüyor ama ihmâl için soruşturma yapılacak.
Lindsey parece bem. Mas haverá uma investigação... quanto à negligência dos pais.
Umarım onu geri iade edebilirsin, Çünkü Lindsey parti falan istemiyor.
Espero que o possas devolver, porque a Lindsey não quer uma festa.
Kızının partisi ile iligili küçük patlamalarından bahsediyorum.
A tua grande-sem importância erupção acerca da Lindsey não querer uma festa.
Peki, Lindsey, o zaman neden onlarla bir parti yapmak istemiyorsun?
Então, Lindsey, porque é que não quiseste fazer uma festa com eles?
Kanıt olarak Lindsey'in çizdiği resmi mi koyuyorsunuz?
Estás a pôr um dos quadros da Lindsey nas provas?
- Catherine, sen annesin. Lindsey'yle o uçaktasın.
Estavas com a Lindsay, ias naquele avião.
Olay Yeri İnceleme'den başka bir uzmana devredeceğim.
Vou dar lugar a outro CSI. E então a Lindsey?
Bunu Lindsey için yapıyorum.
Estou a fazer isto pela Lindsey.
Peki, sen inkar etmeye devam et. Ama birilerinin hesap vereceğinden kuşkun olmasın, Lindsey.
Não duvides por um minuto que alguém vai pagar, Lindsey.
Anlarsın ki Lindsey, Wolfram ve Hart'ın kuklası olduğum süre boyunca, bir şeyi fark ettim :
Durante meu papel de fantoche da Wolfram Hart, ocorreu-me uma coisa
Herşey Angel'la ilgili değildir, Lindsey.
Nem tudo é sobre o Angel.
Bunu daha fazla yapamayacağım, Lindsey.
Eu não posso mais fazer isto, Lindsey.
- İkimizden biri ölecek, Lindsey.
- Um de nós vai morrer.
Ayrıca beş parasızız. Yine de sanırım Lindsey hatırımız için bize yardımcı olabilir.
Embora ache que o Lindsey possa nos ajudar nisso.
Çok iyi bir iş çıkarıyorsun Lindsey.
Fez um carreira meteórica.
Lindsey, her yerde seni arıyordum.
Estive à tua procura. Onde vais?
Ve Lindsey gerçek çuval kullanmışlar.
Usaram sacos de verdade. - Vou ler isto, Lilah.
İkinci bir şansımız yok, Lindsey.
Não temos uma segunda chance nisto.
Lindsey'den aldığım aynı şeyi, senden de istiyorum.
Quero o mesmo de ti que tirei do Lindsey.
Diğer yardımcı başkanı burada görmüyorum, Lindsey.
Não estou a ver a sua co-vice presidente. Não parece nada bom.
Lindsey, bilgisayarımda oyunlar var.
Lindsey, tenho uns jogos no meu computador.
Bunlar da Lindsey ve Heather.
Eu sou a Lorna, estas são a Lindsey e a Heather.
AJ, Lindsey Blundetto'yu ara.
A.J., telefona à Lindsey Blundetto!
- Peter'ın kızkardeşi Lindsey önümüzdeki kış Vegas'ta evleniyor.
- A irmã de Peter, Linzy, vai-se casar este inverno em Las Vegas.
Bu da kız arkadaşım Lindsey.
E esta é a minha namorada, Lindsey.
Ve Lindsey'in annesi.
E a mãe da Lindsey.
Lindsey ve Rob iyi bir çift, ne dersin?
Lindsey e o Rob fazem um par magnifico, não achas?
Lindsey'in doğum günü de. Gelin Barbie almam gerekiyor.
Tenho de embrulhar uma Barbie Noiva.
Anaokulunun şiir resitali var. Lindsey Aynine'yi oynayacak da.
A Lizzie vai ser a Menina da Lua.
- Olabilir. Ben Lindsey Naegle.
- Talvez, sou a Lindsay Naegle.
Lindsey dosyası değil mi?
O caso Lindsey, certo?
Hayır. Lindsey.
Não, Lindsey.
Martin Lindsey.
Martin Lindsey.
Lindsey, bekliyorum.
Lindsey, estou a aprender.
Bugün Çocuk Hizmetleri'nden beni aradılar.
Tens estado calado toda a noite. Eu recebi uma chamada no outro dia dos Serviços de Protecção de Menores a perguntar sobre ti e a Lindsey. Sim...
Ya Lindsey? - Ne olmuş ona?
O que é que ela tem?
Lindsey bu parkı çok sever.
A Lindsey adora este parque.
Lindsey, seni özledim.
Lindsey, senti a tua falta.
- Lindsey nasıl?
Como está a Lindsey?
Lindsey nasıl?
Como vai a Lindsey?