Lucie translate Portuguese
220 parallel translation
Uzak ihtimal ama düşün ki bunu yaptılar. Lucie ve Manfred'e ne olur, hiç düşündün mü?
Mas na remota possibilidade de que façam, já pensou no que aconteceria à Lucy e ao Manfred?
Lucie ve Manfred'in hayatlarının... vatansever, yumuşak, kibar ellerde sıcacık ve güvende olduğunu... bilmek seni rahatlatacaktır.
E se algo acontecesse, você saberia que as vidas de Lucy e Manfred estariam seguras nas mãos carinhosas e gentis daquele bando de patriotas que o cercam.
Çünkü Lucie yapmayacağını söyledi.
Porque a Lucy me falou.
Sen bu konuları Lucie ile de konuştun mu? - Elbette.
Já falou com a Lucy sobre isto?
Lucie, bu tarafta daha rahat edersin.
Sente-se aqui, Lucie, fica melhor.
Lucie adında birini seviyorum.
Amo uma, a Lucie.
Bir de Elga var. Lucie'yi sevmeseydim belki onu sevebilirdim.
Ainda há outra, a Elga, que eu poderia amar se não amasse a Lucie.
Jules'un diğer kızlarla yaptığı hataları hatırladı.
Lembrava-se dos erros de Jules com a Thérèse, com a Lucie, com todas.
Bu düzeneği, Lucie Teyze'nin son tarifini göndermek için kurmadım!
Olha que não me dei a este trabalho para te dar a receita da Tia Lúcia.
Kızı Lucie, sevgilisi Charles Darnay'i beklemektedir. Darnay, aslında St. Evremond markizinin yeğenidir.
A sua filha, Lucie, espera o seu amor, Charles Darnay, que descobrimos ser sobrinho do Marquês de St.
Darnay eve gelir ve Lucie'yi babasına bakarken görür.
Darnay chega e encontra Lucie a cuidar do seu envelhecido pai.
Lucie ile tanıştığım zaman onun bankada çalıştığını nasıl bilebilirdim?
Como podia eu saber onde trabalhava Lucy quando nos conhecemos?
- Lucie'inin ülkesine gidin. - Benim ülkem burası.
Este é meu país.
Kendimi Lucie Arnaz Luckinbill gibi hissettim.
sinto-me como a "Lucie Arnaz Luckinbill".
Jeanne bütün gün atıyla. Lucie de piyanosunun başında. - Ne güzel.
Jeanne não deixa as pinturas nem um momento, e Lucie não larga o piano.
4 yıl önce yılbaşı gecesi Bruce Lucie'lerde.
Foi na Passagem de Ano, na casa do Bruce Lucier, há quatro anos.
Sana aşık oldum, Lucie.
Estou apaixonado por você, Lucie.
Lucie!
Lucie. Graças a Deus você voltou.
Lucie Adams'a. Bir yeri ziyarete gitmişti.
Lucie Adams, que está cá de visita.
Ben Lucie Adams. Kız kardeşiyim.
Eu sou a Lucie Adams, a irmã dela.
Sizi arasam mı bilmiyordum, Bay Poirot. Ama davaya baktığınızı duyunca, Lucie ısrar etti.
- Não sabia se devia chamá-lo, mas a Lucie insistiu, quando soube que o senhor estava no caso.
Lucie Adams'a geldiğinizi sanmıştım ve izninizle yukarıda beni bekliyor.
Mas pensei que tinha vindo ver a Lucie Adams e, se não se importa, ela está à espera lá em cima.
Ona gülerek, kaç para kazanacağımı sordum ve yanıtı nefesimi kesti, Lucie.
"Eu ri-me e perguntei : Quanto? " Lucie, querida, a resposta quase me deixou sem fôlego!
Birkaç gün Lucie ile kalmıştı ama hep geri döndü.
Ficou um par de dias com o Lucie mas voltou sempre.
Henüz doğan Lucie için
Para Lucie, que acaba de nascer.
Mets'in Port St. Lucie'deki beyzbol hazırlık kampından dönünce belki.
Talvez quando ele voltar de Port St. Lucie. Dos treinos de Primavera dos Mets.
Lucie'e akşam yemeğini hazırlamasını söyle, tamam mı?
Diz à Lucía para preparar o jantar.
1 91 6'da terfi edildikten sonra, sevinerek evine döndü sevdiği kadınla evlenmek için, Lucie Maria Mollin.
Depois da promoção em 1916, ele voltou alegremente para casa de licença para casar com a namorada, Lucie Maria Mollin.
Lucie'nin göbeğine yeni bir çizik istiyoruz.
Devemos fazer outra marquinha na barriga da Lúcia?
Lucie!
Lucie!
Lucie! Buraya gel!
Volta para aqui!
Neler yaşadığı hakkında hiçbir şey anlatmadı.
A Lucie não diz uma palavra sobre o que passou.
- Çünkü Lucie'ye zarar verenleri... yakalamak istiyorsunuz.
- Porque querem apanhar as pessoas que magoaram a Lucie? Isso mesmo, Anna. A Lucie também quer isso.
Lucie Jurin gelmiyor.
A Lucie Jurin não quer vir.
Lucie?
Lucie?
- Lucie, 15 sene geçti.
- Lucie, já passaram quinze anos.
Lucie, adresi ver!
Lucie, diz-me a morada!
Benim Lucie.
Sou eu, Lucie. Sou eu.
- Kapı kilitli, Lucie.
- Está trancada, Lucie.
Geliyorum, Lucie!
Já vou, Lucie!
Lucie! Yapma!
Pára, Lucie!
- O bir şey yapmadı, Lucie.
- Ela não fez nada, Lucie.
Lucie...
Lucie.
- Lucie ne?
- Qual Lucie?
- Lucie Jurin.
- Lucie Jurin.
Lucie Jurin 15 yıl önce kaçmıştı, değil mi?
A Lucie Jurin fugiu há quinze anos, não foi?
Ama sonunda Lucie kurban oldu.
Mas, no final de contas, a Lucie é uma vítima.
Zavallı Lucie ne gördü?
O que é que a pobre Lucie via?
- Lucy'nin tavşanları kaçmış.
Os coelhos da Lucie estão soltos.
- Lucie?
- Lucie?
- Şimdi geliyorum, Lucie.
- Já vou, Lucie.