Mansfield translate Portuguese
163 parallel translation
Dickon, Mansfield'i takip et!
Dickon, segui Mansfield!
Ev sahibi William Mansfield ve şerifin yeğeninin kocası Lester Winthrop.
William Murphy, dono da casa do Xerife. ... e Lester Willson... casado com a sobrinha do Xerife.
Mansfield'in sesi bu odayı doldurdu.
A voz de Mansfield encheu esta sala,
Mansfield çayırına yakın bir yerde mi?
Algures perto de Mansfield Meadows?
Yabancı adam, zamanın ünlü silahşorlarından Coe Mansfield idi.
Quando olharam, nos bolsos dele, descobriram que ele, era Carl Mansfield, o homem mais rápido, do território.
Bir hafta içinde kasabaya katiller üşüştü. Mansfield'den daha hızlı silah çeken kişiyi arıyorlardı.
Em uma semana, assassinos de todos os lugares... foram para lá para ver, o homem mais rápido, do que Mansfield.
James K. Hackett, Richard Mansfield, William Gilette...
James K. Hackett, Richard Mansfield, William Gillette...
Ben bir Jayne Mansfield bekliyordum.
Estava á espera de alguém do tipo da Jayne Mansfield,
Jayne Mansfield'a benzememenin dışında, pek hizmetçiye benzemiyorsunuz.
Para além de não se parecer com a Jayne Mansfield, não corresponde ao meu conceito de uma empregada,
Hatcher, aşağıda bekle.
Foi essa mão que fez amor com a Jayne Mansfield? Espero que não a tenhas lavado.
Yapmasana Mansfield.
Sinceramente, Mansfield.
Evet, Mansfield birini boynuzundan vurdu.
Sim, Mansfield matou um a tiro.
Ortalıkta görünmüyor çünkü Mansfield ona "teneke" dedi.
Sim, ficou "gorn" porque Mansfield disse "estanho".
Nereye yollayalım Mr. Mansfield?
Para onde o envio, Sr. Mansfield?
Mesele şu ki... küçükken iki rüyam vardı. İlki astronot olup Jayne Mansfield gezegenine inmek.
Mas a questão é que sempre tive dois sonhos quando era novo, um era ser astronauta e aterrar no planeta Jayne Mansfield.
Mansfield Dağı'nın doruğu sanırım 4,393 gibi bir şeydi. Emin değilim.
O ponto mais alto é o Monte Mansfield que mede 1338-qualquer coisa, não sei.
Şu Jayne Mansfield'in ne büyük göğüsleri var.
Sabes, aquela Jayne Mansfield tinha uns peitos enormes.
Jayne Mansfield'i göremiyorum. Muhtemelen izinli olduğu gecedir.
E não vejo a Jane Mansfield, hoje deve ser a folga dela.
Bu arabanın içinde kendimi Jayne Mansfield gibi hissediyorum.
Pareço a menina Jayne Mansfield aqui dentro.
Seagrave, seninle gerçekten... Jayne Mansfield kazasının... detayları üzerinde çalışmak istiyorum.
Seagrave, eu gostava de... trabalhar nos detalhes... do acidente de Jayne Mansfield contigo.
Bu da Seagrave ve benim yapacağımız yeni kaza Jayne Mansfield.
Este é o próximo que Seagrave e eu vamos fazer... Jayne Mansfield.
Jayne Mansfield kazasını bensiz mi yaptın?
Fizeste o acidente de Jayne Mansfield sem mim?
Prens Mansfield yakında Rusya'ya gitmek için yola çıkacak. Yanında ona eşlik edecek dahi bir çocuk olmasını istiyor.
O príncipe Mannsfeld está de partida para a Prússia... e procura um talento musical para o acompanhar.
Mike Mansfield.
Mike Mansfield.
Kızı Mansfield Parkın girişine bırakmam söylendi.
Disseram-me para deixar a menina na porta principal de Mansfield Park.
"Sevgili Susy, öyle görünüyor ki annem beni temelli yollamış." "Bütün gördüklerimden sonra Mansfield park'da mutsuzluktan başka hiçbir şey bulamayacağım."
"Querida Susy, parece que a mãe me deu para sempre e não prevejo nada além de sofrimento aqui em Mansfield Park."
"Doğruca Mansfield parka, hayatın daha masrafsız olacağı yere taşındı."
" Ela veio para a mansão, o que sai menos caro para ela.
Mansfield Park'da Fanny şerefine bir balo düzenleyelim!
Já sei! Farei um baile em Mansfield Park em honra da Fanny.
- Mr Bertram burada kalabilirmiş.
Ele pode ser pastor e continuar a morar aqui, em Mansfield Park.
Hem ailene daha yakın olursun, hem arkadaşlığımızı en iyi şekilde geliştirebilirim hem de Mansfield park ailesiyle dostluğumuz gelişir. Daha iyi bir fikrim var.
Ficaria mais próximo da sua família e eu continuaria a melhorar a amizade e a intimidade com esta família, que a cada dia cresce na minha estima.
Manfield Park'daki lüksten biraz uzaklaşman Belki aklını bir nebze olsun başına getirir.
Abster-se um pouco do luxo e da elegância de Mansfield Park, poderia ajudá-la a pensar melhor.
Herneyse, Mansfield'dan ne haberler var?
Que novidades tem sobre Mansfield?
burası olup olacağı Porshmouth, Mansfield ise evim.
- Portsmouth é Portsmouth. Mas Mansfield é a minha casa.
Seni Manfield'a geri götürmeye geldim.
Vim buscá-la para voltar para Mansfield.
Bizde mansfield Park'ta neredeyse yabancılaşmıştık.
Já tivemos separações que cheguem em Mansfield Park.
Günaydın, Mansfield Park!
Bom dia, Mansfield Park!
"Aynı zamanda Mansfield Parklı, Sir Thomas Bertram'ın da yakın arkadaşıydı."
" mas também do pai dela, sir Thomas Bertram, de Mansfield Park.
"Susan Mansfield Park'ta yaşamaya başladı."
Eu sabia. A Susan veio morar em Mansfield Park.
Jayne Mansfield.
Jayne Mansfield.
Annette Strauss, Mary Kay Ash ve Jayne Mansfield.
Annette Strauss, Mary Kay Ash e Jayne Mansfield.
Birkaç gün dinlendikten sonra SGC'ye rapor verip SG-17'de Albay Mansfield emri altında çalışmaya başlayabilirsin.
Após alguns dias de descanso, voce se apresentará ao SGC,..... onde será designado para o SG-17 sob o comando do Major Mansfield.
Mansfield, benim O'Neill.
Mansfield, fala O'Neill.
Mansfield, rapor ver!
Responda, Mansfield!
Binbaşı Mansfield'in hayatını kurtarabilir.
Pode salvar a vida do major Mansfield.
Ren'al ve Binbaşı Mansfield öldü.
A Renal e o Mansfield morreram.
Bunu Binbaşı Mansfield'e anlat.
Diga isso ao major Mansfield.
Jane Mansfield de yemi yuttu. Göldeki en akıllı balık sayılmazdı ama çok şeker.
A rolha saiu e aqui a Jayne Mansfield picou.
- Seagrave, seninle gerçekten... - Jayne Mansfield kazasının... - detayları üzerinde çalışmak istiyorum.
Seagrave, eu gostava de... trabalhar nos detalhes... do acidente de Jayne Mansfield contigo.
- Jayne Mansfield.
Jayne Mansfield.
- Jayne Mansfield kazasını bensiz mi yaptın?
Fizeste o acidente de Jayne Mansfield sem mim?
Bu Dr. Mansfield.
Este é o Dr. Mansfield.