English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ M ] / Marcellus

Marcellus translate Portuguese

316 parallel translation
Horatio'yla Marcellus'a rastlarsan çabuk olsunlar, nöbete geleceklerdi.
Se encontrares Horácio e Marcelo, meus camaradas da guarda, diz-lhes que se apressem.
Sen de sevgili Marcellus.
Boa-noite, caro Marcelo.
Daha dün gece, şu karşıki yıldız, kutbun batısında şimdi ışıldadığı yere geldiği sıra Marcellus ve ben, saat biri vururken- -
Na última noite, quando aquela estrela a oeste do pólo tina atingido a parte do céu onde agora brilha, Marcelo e eu, no momento em que bateu uma hora.
Durdur şunu, Marcellus!
Pára, Marcelo.
Hayır, dostum. Dost diyelim birbirimize. - Marcellus.
Meu amigo, trocaria esse título convosco.
Marcellus, beni tüm Roma'nın alay konusu yaptığının farkında mısın?
Dás-te conta que toda a gente troca de mim em Roma, Marcelo?
Marcellus Gallio.
Marcelo Gálio.
Seni görmek ne güzel, Marcellus.
Bons olhos te vejam, Marcelo.
Bu hiç de hoş değil, Marcellus.
Não é lá muito lisonjeiro, Marcelo.
Bu senin için önemli mi, Marcellus?
Importar-te-ia, Marcelo?
Geliyor, Marcellus.
Ele vem aí, Marcelo.
- En azından açık sözlüsün, Marcellus.
- Ao menos és sincero, Marcelo.
- Marcellus, dostum musun değil misin?
- Marcelo, és meu amigo, ou não?
- Biliyoruz, Marcellus.
- Já sabemos, Marcelo.
Marcellus bize Kaligula'yla tartıştığını söyledi...
Ela contou-nos que tu e Calígula discutiram...
Marcellus.
Marcelo.
- Marcellus.
- Marcelo.
Marcellus, sen benim tek oğlumsun.
Marcelo, és o meu único filho.
Dayanmaya çalış, Marcellus.
Tenta aguentar, Marcelo.
Neyin var, Marcellus?
O que é, Marcelo?
Ne var, Marcellus?
O que foi, Marcelo?
- Marcellus?
- Marcelo?
Hayır, Marcellus.
Não, Marcelo.
- Lütfen, Marcellus.
- Peço-te, Marcelo.
Caius Marcellus.
Caio Marcelo.
Buraya neden geldiğini biliyoruz, Marcellus.
Sabemos porque aqui estás, Marcelo.
Bunu neden yapıyorsun, Marcellus?
Porque o fazes, Marcelo?
O büyücü değildi, Marcellus.
Ele não era feiticeiro, Marcelo.
Ne demek istedin, Marcellus?
Como assim, Marcelo?
Kimse seni tutmuyor, Marcellus.
Ninguém te impede, Marcelo.
Marcellus?
Marcelo?
Cesaretini kaybetme, Marcellus.
Não desanimes, Marcelo.
Kabul et, Marcellus.
Percebe isto, Marcelo.
Marcellus Gallio, Roma Tribünü.
Marcelo Gálio, tribuno de Roma.
Ya sen, Marcellus?
E tu, Marcelo?
Marcellus, bana söylemek istediğin bir şey var mı?
Marcelo, tens algo para me dizer?
Söyle bana, Gallio'lar değerli oğulları Marcellus'dan bir haber aldılar mı?
Dize, que novas têm os Gálios do seu querido filho Marcelo?
- Marcellus olamaz.
- Não. O Marcelo não.
- Marcellus onlardan biri, elebaşıları.
- É um deles, um dos cabecilhas.
Marcellus'un kişisel kölesini hatırladın mı?
É o escravo de Marcelo, lembras-te?
Marcellus.
É Marcelo.
Sen Marcellus'u görmüşsün.
Viste Marcelo.
Marcellus, bana anlattığın çok güzel bir hikaye ama gerçek değil.
Marcelo, o que me contaste é uma bela história, mas não é verdade.
Sen kal, Marcellus.
Fica, Marcelo.
Zamanım yok, Marcellus, dinle.
Não temos muito tempo, Marcelo, ouve.
Bu sana bağlı Marcellus.
Tu é que decides, Marcelo.
Lütfen, Marcellus.
Por favor, Marcelo.
Tribün Marcellus Gallio'yu getirin.
Tragam o Tribuno Marcelo Gálio.
Efendim, Marcellus benim seçtiğim kocadır.
Senhor, Marcelo é o marido que escolhi.
Marcellus, işte buradalar.
Marcellus, ali estão eles.
İki gece üst üste bu arkadaşlar, Marcellus ve Bernardo, nöbet tutarken gecenin ölü saatlerinde bir şey görüyorlar.
Duas noites seguidas,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]