Marcy translate Portuguese
1,300 parallel translation
Şikayet etmeyi bırak Marcy.
Marcy, pára de te queixar.
Al ve diğer kadın konusu beni çok endişelendiriyor.
Marcy, estou muito preocupada com o Al e essa outra mulher.
İnanamıyorum, Marcy.
Marcy, não consigo acreditar.
Peg, Steve ve Marcy'yi gördüm.
Olá, Peg. Acabei de ver o Steve e a Marcy.
Marcy çok komik görünüyor.
Bolas, ela está ridícula. Olá, Al.
Marcy, kuaförü çaktırmadan oyalayabilir misin?
Marcy, podes distrair subtilmente a cabeleireira? A que me penteou?
Ne yapacagım ben. Marcy? .
Marcy, o que é que vou fazer?
Marcy'ye aldığım özel şeyleri oradan sipariş ediyorum.
É aí que compro aqueles presentes especiais para a Marcy.
İyi denemeydi Marce.Ama sağ kaldırıyor, sol sallıyor
Boa tentativa, Marcy. Mas agora a direita levanta e a esquerda fica em baixo.
Ebeveyn olduğumuzu unutmayalım. Hadi ama, Kelly,
Marcy, deixa-me perguntar-te uma coisa.
Üzerimdeki bunca baskıyla nasıl büyüyebilirim ben? Tatlım. Sınıfı geçebileceğini biliyorum.
Marcy, estou a tentar recuperar a emoção e espontaneidade na nossa vida sexual.
Neyse artık.
São o Steve e a Marcy.
Marcy, Adamı çalıların arasında korkudan seğirirken buldular mı?
Agora toda a gente vai saber. Só sei que o meu cabelo estava horrível. E que tinha a camisa de dormir velha.
Peg.
Um milhão de dólares, Marcy.
Bazı temel bilgileri feda etmemiz gerekti. Ne gibi? Bu da neydi?
Chamo a minha primeira testemunha, Sra. Marcy Rhoades.
Al, Bir sorunum var. Bu röntgenci meselesi evliliğimi mahvediyor. Marcy o kadar üzgün ki, beş gündür onunla sevişmeme izin vermiyor.
Senhores e senhoras do júri, pergunto-vos se esta mulher, a mesma que viram naquela cassete, vos parece uma mulher que foi prejudicada por alguém a não ser o marido?
Ben Marcy ile sevişmeyi seviyorum.
Bem, vamos ver, sim?
Neden annemle bir türlü anlaşamıyorsun, Marcy?
Porque é que tu e a mãe não se entendem, Marcy?
Marcy, kahve ister misin?
- Marcy, queres um café?
Annem, Marcy'e bana nasıl bakması gerektiğine dair talimatlar vermişti.
A minha mãe deixou instruções à Marcy de como tomar conta de mim.
Marcy, sana biraz nasihat vereyim.
Marcy, deixa-me dar-te um conselho.
Seni çok iyi gördüm, Marcy.
Estás muito bonita, Marcy.
Zavallı Marcy, onun için çok üzüldüm.
Pobre Marcy. Tenho tanta pena dela.
Marcy'nin bankasına yetişmem gerekiyor!
Tenho de ir ao banco da Marcy.
Zavallı Marcie.
Pobre Marcy.
Siz de mi açsınız? Ama ne olacak, herkes yemek yiyecek.
Marcy, encontraram-no desmaiado nos arbustos ainda assustado?
Kel, sanırım burda birşey var. belki yenilebilir.
O conflito estava violento por causa da guerra civil, mas depois veio a luz, e sem darmos conta, a Marcy e eu fomos para casa.
Aman Allahım bir ayakkabı çıkardı!
- Marcy. - Possui-me, mestre de sapateado.
Sağ ol Marcy. Ama tıpkı senin bacak kılların gibi, benim de profesyonel yardıma ihtiyacım oluyor.
Obrigado, Marce, mas tal como os pêlos nas tuas pernas, preciso da ajuda de um profissional com experiência.
Marcy, onun ölüsü bu kadar değerli ise, hiç geceleri uyurken, aklına...
Marcy, sabendo que ele vale tanto, nunca pensaste, a meio da noite, enquanto ele dorme, em...
Ya beni terk ederse?
Céus, o que vou dizer à Marcy?
Steve ve Marcy güzel parti veriyor değil mi?
O Steve e a Marcy organizaram uma bela festa, não foi?
Gidelim, Marcie.
Vamos, Marcy.
Hadi Marcy Sıra sende.
- Vá lá, Marcy. É a tua vez.
- Baktır işte Marcy, çok keyifli.
Vá lá, Marcy. É divertido.
Yapma Marcy, kadın sahtekârın, düzenbazın, şarlatanın biri.
Marcy, vá lá. Ela é uma impostora, uma charlatã.
İnanabiliyor musun, Marcie?
Acreditas nisto, Marcy?
Saçmalama Marcy, senin başına asla kötü bir şey gelmez.
Não sejas ridícula, Marcy. Nunca te acontece nada de mal.
Marcy, eminim yanılmıştır.
Marcy, tenho a certeza de que ela estava enganada.
Patronunu reddedemezsin, Marcy.
Marcy, não podes dizer que não ao teu chefe.
Marcy, boşuna endişeleniyorsun.
Marcy, estás preocupada sem motivo.
Al, Kelly için endişeleniyorum.
- Steve e Marcy! - Steve e Marcy!
Kimse beni röntgenlemek istemiyor.
Certo, Marcy?
Sağol.
O que a Marcy quer dizer é : "De nada."
Seni seviyorum, erkek arkadaşım.
A Marcy anda tão chateada que não me deixa fazer sexo há cinco dias. Podia ser pior. Fiz sexo com a minha cinco dias seguidos.
Bu... bu... bakalım.
Vamos, Marcy.
marcy nin demek istediği rica ederiz. " empoze ettiğine göre, izin verde sana bir soru sorayım.
Não posso desistir da escola.
Seni seviyorum, Marcy.
- Amo-te, Marcy.
Al. Tanrım, Marcy'ye ne diyeceğim ben?
Eu amo a minha mulher, Al.
Bunu Marcy den nasıl saklayacağım ben?
Como é que vou esconder isto da Marcy?
Marcy,..
Pertence ao Klaus.