English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ M ] / Margo

Margo translate Portuguese

639 parallel translation
Margo Channing bir tiyatro yıldızıdır.
Margo Channing é uma estrela do teatro,
Margo büyük bir yıldız. Gerçek bir yıldız.
Margo é brilhante, Uma verdadeira estrela,
Haftalardır, haftada altı gece, Margo Channing'in giriş çıkışını bile izledikten sonra.
Seis noites por semana a ver Margo Channing entrar e sair do teatro.
Margo Channing'in en iyi arkadaşısınız.
É a melhor amiga de Margo Channing.
Margo'nun giriş çıkışları arasında ne yapıyorsun?
Diga-me. Que faz no espaço de tempo que a Margo entra e sai?
- Seni Margo'ya götüreceğim.
- Vou levá-la à Margo.
Margo'nun Güneyli bir gazeteciyle röportajı.
A entrevista de Margo com um repórter do sul.
Margo, onu görmelisin.
Margo, tens de recebê-la.
Margo, bu Eve Harrington.
Margo, esta é a Eve Harrington.
- Onlarda siz yoksunuz.
- Sem a Margo.
Sonra, bir gece, Margo Channing "Yadigar" ı oynamaya geldi.. .. ben de izlemeye gittim.
E depois, uma noite, Margo Channing representava Remembrance, e eu fui ver.
İyi geceler Margo.
Boa noite, Margo.
Margo, bu ne güzel sürpriz.
Margo, que bela surpresa,
- Merhaba Margo.
- Olá, Margo.
- Margo'yu ucuz bir marketle karıştırdın.
- Estás a confundir Margo com uma loja.
- Margo, canım!
- Margo, querida!
Sevgili Margo, unutulmaz bir Peter Pan'dın.
Margo, fizeste um Peter Pan inesquecível.
Margo Channing'den kalanlar.. .. oturur durumda.
Os restos mortais de Margo Channing... sentada.
Margo, evde soda filan var mı?
Margo, por acaso não tens bicarbonato de soda na casa?
Margo, senin yaşın yok.
Margo, não tens idade alguma.
Lloyd, Margo'nun sahnedeki abartısız oyununu, gerçeği abartılı oynayarak telafi ettiğini söylüyor.
Lloyd diz que a Margo compensa o papel de má no palco com o de boa na vida real.
Margo'yla harikalar yarattın.
Fez maravilhas com a Margo.
- Margo'nun yeni yedeği mi olmak istiyorsun?
- Quer ser a substituta da Margo?
Bir gece Margo Channing'i.. .. görmeye gelmiş bir seyircinin karşısına çıktığımı düşünsene.
E se tivesse de representar uma noite para um público que fosse ver Margo Channing...
Margo oyun kaçırmaz.
Margo não perde espectáculos.
Margo devam etmeli.
Margo deve continuar.
- Margo, arı kovanının dışında.. .. davranışların ne bir kraliçe gibi, ne de bir anne gibi.
- Fora da colmeia, Margo, o teu comportamento não é real, nem materno.
- Margo, gerçekten..
- Margo, por favor.
Margo artık sahnede çekici olanın sahne dışında olmayabileceğini anlamalı.
Margo tem de entender que o que é cativante no palco pode não ser cá fora.
Eve, ben taksam bile sen Margo'yu pek takmamalısın.
Eve, não ligue muito à Margo, mesmo que eu o faça.
Nedeni Margo, anlamaya çalışma.
A razão é a Margo e não tente descobrir.
Eve. Margo'yu ben de severim.
Eve... eu também gosto da Margo.
Ama Margo'yu tanırım.
Mas conheço-a.
Margo, bir Trappist keşişi nasıl inancında yaşarsa, ben de tiyatroda öyle yaşadım.
Margo, eu vivi no teatro como um monge vive para a sua fé.
Margo, sevgilim.
Margo, querida.
Ama Eve, Margo.
Mas Eve, Margo.
- Margo, barışalım. - Şartlar çok ağır.
- Margo, façamos a paz.
Margo, bunların arkasında ne olduğunu söyle bana.
Margo, diz-me o que está por detrás de tudo isto.
Hoşçakal Margo.
Adeus, Margo.
- Yine Margo.
- Margo, outra vez.
- Bu Margo'ya göre dakikliktir.
- Para a Margo já é ser pontual.
Margo o kadar da kötü değildi.
Margo não se saiu mal.
Margo harikadır.
Margo é espectacular.
Bill, Margo, sen ve ben.
Bill, Margo, tu e eu.
Margo'nun kıçına atılacak tekme. Tanrı bilir, birer tane geliyordu.
Aquele chuto no traseiro da Margo, Sabe Deus, ela estava a pedi-las,
Ne de olsa başta Margo'nun kendisinin hoşlanacağı.. .. zararsız bir şakadan başka birşey değildi.
Afinal, era apenas uma piada inofensiva que a própria Margo seria a primeira a rir,
Margo nerede olduğunu bilmiyordu ve umursamıyordu.. diyordu sürekli.
Margo não sabia onde estava nem se importava... dizia ela,
Bir şekilde Pazar'ı atlattık.. .. ve Pazartesi ikindi Margo'yu istasyona götürürken.. .. Lloyd'la Margo birbirlerine uygar davranacakları konusunda anlaştılar.
Aguentámos até domingo, e quando fomos levar a Margo à estação ao fim da tarde de 2ª feira, o gelo entre ela e Lloyd derretera a ponto de serem educados,
Sadece Margo'nun treni kaçırmasını istemiyorum.
Não quero que Margo perca o comboio.
Sen Margo'sun.
Tu és Margo.
Margo.
Margo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]