Marianne translate Portuguese
579 parallel translation
Evet, Marianne hayatım.
Sim, Marianne, querida.
- Marianne, bu Sara.
- Marianne, esta é Sara..
Ağzın açık baktığın şeftali ise Marianne.
E a moça bonita para quem estão olhando é Marianne.
Bu Evald'ın karısı, Marianne.
Essa é a esposa de Evald, Marianne.
İyi günler Marianne.
Boa tarde, Marianne.
Gördüğün gibi Marianne'i de benimle beraber getirdim.
Como você vê, trouxe Marianne comigo.
- Merhaba Marianne.
- Olá, Marianne.
Marianne ayakkabısının topuğunu kaybetti.
Marianne perdeu o salto de um dos sapatos.
Sen ve Marianne'in arası nasıl?
Como está entre vocÇe e Marianne?
Seni seviyorum Marianne.
Gosto muito de você, Marianne.
- Marianne yazın buraya gelecek mi? Sanırım ilişkileri bitmiş.
Sabes se a Marianne vem para cá este Verão?
Marianne'i hiç sevmemiştim.
Nunca gostei da Marianne.
Bunun gibi basit ve öz... bir kelime zavallı Marianne'nın kaderini ortaya koyuyor.
Traços, entre outros, como esta que em uma só palavra resume a sorte da infeliz Marianinna : "Cornuda!"
İstersen pekâlâ da diyebilirsin Marianne.
Sim, basta querer, Marianne.
Ben de öyle Marianne.
Eu também, Marianne.
- Marianne anlatır
- Marianne conta a... - Ferdinand...
- Benim... Marianne.
- Sou eu, Marianne.
- Marianne - ve Ferdinand,
- Marianne... - e Ferdinand...
Aucassin ve Nicolette'in gözlerine sahip Marianne İngiltere kralı 3.
Marianne tinha uns olhos belíssimos. Contou-lhes a história do "bon vivant" sobrinho de Guillermo de Orange.
Marianne, adamın montunu versene.
Marianne, o casaco!
Haydi ama, anlat işte.
- O que é que se passa, Marianne?
Delisin sen Marianne.
Estás louca, Marianne.
Bekle beni Marianne!
Espera por mim, Marianne!
Ne zaman Marianne dese :
Quando a Marianne diz :
Tekrar başlama lütfen.
Marianne, não vamos recomeçar...
Dostumu Donovan'ı öldürüp $ 50.000 ile kaçarken Marianne ile birlikteydin.
Estava com a Marianne quando ela apunhalou o nosso amigo Donovan e fugiram com $ 50.000 que são meus.
Zaten o seni kandırıp bu işe sokmuştur.
Estou certo que foi a Marianne que te meteu nisto.
Marianne!
- Marianne!
Kızım, Penelope.
É a minha filha, Penélope. A Marianne.
Bu Marianne, Sana bahsetmiştim.
Estava a falar contigo sobre ela.
- Babamla Marianne'i gördün mü?
- Viu o meu pai e a Marianne?
- Ne düğünü?
- Com a Marianne.
Marianne'den sıkıldığını, senin O'nunla birlikte olmana izin verdiğini, ama istediği zaman, O'nu geri alabileceğini söyledi.
Ele diz que está aborrecido com a Marianne, que o deixa a si ficar com ela, mas pode recuperá-la, quando quiser.
Ağzından çıkanı kulağın duymuyor, Marianne.
Não sabes o que dizes, Marianne.
Marianne!
Marianne!
Marianne, Birlikte gidelim.
Marianne, vamos partir juntos.
Mesajı aldın mı? Marianne... Uğradı bana.
Recebeste a mensagem sobre a pequena Marianne?
Senden daha iyi çalan küçük virtüöz mü?
Quem é a "pequena Marianne"? A pequena virtuosa que toca melhor do que tu?
Karım mı yoksa Marianne mi çalıyor anlayamıyorum.
Às vezes não sei se é a minha mulher ou a Marianne a tocar.
Marianne'la gitmiştim.
Fui com a Marianne.
Marianne, biraz daha bize dön...
Marianne, olhe ligeiramente na nossa direção...
Ya siz, Marianne?
E você, Marianne?
Marianne, beni pek burnu havada bulurdu.
A Marianne pensava que eu era vaidoso.
Marianne 19 yaşındaydı.
A Marianne tinha 19 anos.
Bu aslında Marianne'in düşüncesiydi.
Na realidade foi ideia da Marianne.
- Marianne'ı ama bulamıyor.
- Marianne.
Marianne hala uyuyor mu?
A Marianne ainda está a dormir?
- Marianne ile.
Vaís casar com ela, mais cedo ou mais tarde.
Marianne de öyle, evet.
A Marianne, também, devagar.
Merhaba Marianne.
Olá, Marianne.
Alıştırma yaptın mı?
Desculpem o meu pequeno atraso. - Treinaste, Marianne?