Maymun translate Portuguese
3,977 parallel translation
Hindu maymun tanrısı.
O Deus macaco hindu.
"Sırtımdaki maymun" eroin bağımlıları için yaygın bir terimdir.
"Macaco nas minhas costas" é um termo para vício em heroína.
Nasıl olurda bir maymun burada oyuncak bebek kafası bulur?
Como pode um macaco ter aqui a cabeça de uma boneca?
Onu eğitimli maymun gibi takip ediyor.
Ele anda atrás dela como um macaco amestrado.
- Bu bir şapkalı bir maymun.
É como um homem-macaco...
- Hadi maymun şarkısını tekrar söyle.
Canta a música do macaco outra vez.
- Maymun gidiyormuş.
O macaco estava a ir.
Maymun gidiyormuş...
O macaco estava a ir...
Ben maymun değilim!
Eu não sou macaco!
Maymun ve yarasa pisliğini karıştırıp yüzüne sıvayacağımı ve ardından göz yuvalarını bir seks oyuncağı olarak kullanacağımı düşünelim.
Imagino que sentiria uma mistura inusitada de raiva e fúria. Depois, o mais provável era arrancar-lhe a cara e usar as cavidades oculares como brinquedo sexual.
Maymun evine hoş geldin.
Bem-vindo à casa dos macacos.
Tanrım, paramı muamele çektiren bi maymun resmi için mi harcadın?
Santo Deus, gastaste o meu dinheiro num macaco a receber um broche?
Maymun resmi çalıntı çıktı.
- O quadro do macaco era roubado.
Futbol oynamaya çalışan maymun gibi görünüyorsun.
Pareces um macaco a foder uma bola de futebol.
Söylediğim şey şu ki, seni lanet maymun sen işe yaramaz lanet olası karbon israfısın.
O que estou a dizer, seu macaco tarado, é que não passas de uma perda de tempo.
Kertenkele ordusu asla bir maymun ve bir çakalın sözünü dinlemez.
O exército dos lagartos nunca dará ouvidos a um Monkian e a um Jackalman.
Selam, Maymun. iyimisin sen?
- Olá, macaquinha. Estás bem?
Eve gidiyoruz maymun, tamam?
Já acabou querida, está bem?
Şu doldurulmuş maymun için kaç tane lazım?
De quantos preciso para aquele macaco de peluche?
Uyumlu doldurulmuş maymun her zaman iyi bir gecenin belirtisidir.
Macacos de peluche a condizer são sempre o começo de uma boa noite.
Maymun gösterdi.
O macaco mostrou-me.
Maymun izlerine benziyor.
Parecem arranhões de macacos.
Bu maymun mu?
É o macaco?
İşte bu yüzden, maymun ne kadar akıllı olursa o kadar çok dışkı atıyor.
É por isso que quanto mais inteligente for o macaco, mais fezes ele atira.
Ne oluyor burada, bunu halletmek için siz maymun-adamlara ihtiyacım var.
O que está a acontecer é que vocês, símios... precisam de acordar disto.
Ve maymunlardan bir tanesi konuşabiliyordu,... ancak bazen, maymun kocası oluyordu.
E estava para lá um macaco que falava. Mas, às vezes, o macaco era o marido dela.
Bazen maymun oluyor, bazen kocası oluyordu.
Não sei. Eu olhava para ele e via um macaco. Outras vezes, era o marido.
Şimdi koca, ya da maymun kumarhanedeki oyun makinelerinde bir servet kazandığını söyledi,... eskisinde tabi.
De modo que às tantas o marido, ou o macaco, disse que tinha feito uma fortuna a jogar nas máquinas do casino. Do casino antigo, que este novo não presta para nada.
Kondüktör geldiğinde, koca bir maymun gibi davranmaya ve insanların tutundukları yerlere asılmaya başladı.
Quando veio o revisor para nos picar os bilhetes, o marido fez-se de macaco e dependurou-se naquelas coisas que há para as pessoas se segurarem.
- Üşütük, sarhoş bir maymun gibi.
É louca como um macaco bêbado.
Maymun kıyafetlerinden nefret ediyorum.
Odeio o traje formal.
Bir maymun sorununuz var cidden. "
Tem um problema com macacos ".
- Maymun sorunu!
- Um problema com macacos!
Maymun dışkısı mı?
O que é isso? Fezes de macacos?
- Maymun dışkısı mı? Hayır.
Fezes de macaco?
Maymun değilim ben!
Não sou um primata.
- Öde bakalım, maymun.
- Paga-lhe, macaco.
Hadi maymun, öde! Hepsini.
Anda lá, macaco, paga.
Lütfen evimde maymun besliyorum deme.
Não me digas que vives com um macaco.
Maymun falan yok.
Nada de macacos.
Bence maymun adamın yerini artık doldurulmuş hayvanlar alacak.
- O Homem-Macaco foi substituído como o bicho de pelúcia preferido.
Son gördüğümde maymun adamın kafası çamaşır makinesinde parçalanmıştı. Pekala ufaklık.
Última vez que ele estava na máquina de lavar, ele quase foi decapitado.
Tamam. Şimdi şaşı bir şekilde bak, dilini dışarı çıkart ve maymun gibi dans et.
Revira os olhos, mete a língua de fora e dança como um macaco.
Hadi maymun! Gel aşağıya!
Vamos lá, macaquinha!
Hayır, maymun her şey iyi.
Não, macaquinha, está tudo bem.
Çiçek hastalığı bir kitle imha silahı. Biliyorum maymun.
Varíola é uma arma de destruição...
Hoşça kal Maymun.
Adeus, macaquinha.
Yük gemisi, biletsiz yolcu, baltalı Çinli bir maymun ve bir kız.
Cargueiro, passageiro clandestino, um chinês com uma machada, um macaco e uma rapariga.
- Çirkin küçük bir maymun.
- Sou uma macaquinha feia.
- Senin gibi bir maymun için değil.
- Não para um macaco como você.
Maymun seni.
Cala-te e leva-me para casa, macaquinho...