Mağara translate Portuguese
1,472 parallel translation
- Evet, Kuzey Mağara'da!
- Sim, na Caverna do Norte!
Neyim ben, mağara adamı mı?
E isso o que significa? Isso significa que tu não tens auto-controlo?
Mağara burada bitmiyor. Öteki tarafta da bir yer var.
A caverna não acaba aqui, tem outra entrada do outro lado.
Mağara nerede?
Onde é a gruta?
Bu sıradan bir mağara değil.
É mais do que uma gruta.
Bu Postojna'dan çok daha derin bir mağara.
Esta pode ser mais profunda que Postojna.
Mağara dalgıçlarına ihtiyacımız olacak.
Vamos precisar de mergulhadores.
Mağara çok büyük, Jack.
A gruta é enorme, Jack.
Ana mağara içinde bir nehir var ve en az 160 km boyunca hiçbir yerden çıkmıyor.
Há um rio transversal à gruta principal e não pode sair durante pelo menos 144 km.
Mağara biyolojisine ilgi duyduğunuzu görüyorum Bay McAlister.
E soube que se interessa pela biologia das grutas, Mr. McAlister.
Her yıl ölen mağara dalgıcı sayısı.
É o número de mergulhadores que morrem por ano.
Mağara girişinde bulunan bir zavallıdan arta kalan son şey.
O que resta de um pobre coitado que encontraram à entrada da gruta.
Mağara sistemi içinde üs olarak kullanabileceğimiz Doktor Nicolai ve Kathryn'in örneklerini inceleyeceği kuru bir yer bulmak zorundayız.
Precisamos de encontrar uma gruta seca algures onde possamos montar uma base e o Dr. Nicolai e a Kathryn possam recolher amostras.
Herkes bir şeyi aklından çıkarmasın bu mağara çok ciddi bir yer. - Tamam.
- Fixe.
Mağara sarkıtlarının resimlerini çektin mi?
Filmou as cortinas da gruta?
Köstebekler bu tip mağara sistemlerinde gördüğümüz en iri hayvanlardır.
A toupeira é o maior animal que vimos neste tipo de sistema.
Bugüne dek keşfettiğimiz her mağara organizmasının temelinde yüzeydekiler var.
Todos os organismos que descobrimos da gruta até agora vinham da superfície.
Önce sadece mağara ortamında yaşayabileceğini düşünmüştüm.
No início pensei que sobrevivia só num ambiente de gruta.
Burası mağara gibi.
Parece uma caverna.
Of! Bu mağara hiç sona ermiyecek mi?
Será que nunca vamos encontrar o fim dessa caverna?
Mağara bu tarafta.
O Esconderijo dos Sonhos é para ali.
Mağara, buz okyanusunun ötesinde.
O Esconderijo dos Sonhos é depois do Oceano de Gelo.
Ayrıca mağara girişini korumayı da unutmamalısın.
E lembre Você deve também guardar a entrada de caverna.
Mağara girişi yanıyor.
É a entrada.
Bu mağara düşündüğümden daha güzel.
Esta caverna é muito mais fixe do que pensava.
Bu basit bir mağara ve korkacak hiçbir şey yok, söz veriyorum.
Isto é só uma caverna de merda e não existe nada para teres medo, eu prometo.
Rehbere göre, bu mağara yapısının üç çıkışı var.
De acordo com o livro de guia, esta caverna tem três saídas.
- Bu mağara gezisi değil.
Isto não é exploração de cavernas.
Yeni bir mağara yapısı burası.
É um novo sistema.
Mağara yapıları bazan yüzeye çıkar.
Olhem, as cavernas as vezes criam fendas.
Mağara çöktüğünde yitirdik onu.
Perdemo-lo, quando a caverna se desmoronou.
Dağlar, mağara ve iki giriş.
Temos a montanha, a caverna... e temos duas entradas.
Mağara, inler için için standart uygulamadır.
É equipamento básico num covil de montanha.
Kaldığımız mağara bizim için uygun değil.
Essa cova não é boa para nós.
Bu derin bir mağara değil.
- Esta não é uma gruta pesada.
Ona ne oldu bilmiyorum ama birdenbire bir mağara adamı gibi güçlü ve ilkel bir hale geldi.
Não sei o que lhe deu, mas tem andado tão forte, como um homem das cavernas.
Bir mağarada 30 mağara adamıyla bir tavşan koşarken çizilmiştir.
Imagine 30 Neandertais numa caverna. Entra um coelho lá para dentro.
Bakın, mağara adamı komşu kabilelerden kadınlar çalardı.
Olhe, um homem das cavernas ia roubar uma mulher dum clã vizinho.
Ama söz veriyorum, bir gün seni tekrar göreceğim, Kaptan Mağara Adamı.
Mas prometo que um dia te volto a ver, Captain Caveman.
... mağara adamı.
Bastante à troglodita.
Başka bir mağara olabilir?
Pode haver outra gruta!
-... bir mağara vardı.
- O Jack ficou preso.
En uzun ticari açık sekiz dakikaydı mağara adamı ortaya çıkmadan önce.
O que é que vais fazer? Sabia que ias seguir-me até aqui.
Mağara adamıyla işin bitince, Mansur'u bırakmasını söyle.
Mesmo que isso te colocasse em perigo.
- Çünkü sen mağara adamısın.
- Porquê? Porque és um primitivo.
- Mağara demek.
A caverna.
Bir mağara adamından.
Um homem das cavernas.
Clark, bilim adamlarım mağara duvarının arkasında iç odaya benzeyen bir şey keşfetti.
Clark, os meus cientistas identificaram o que parece ser uma câmara no interior da parede da caverna.
Mandarin, Rusça, İspanyolca, üç Goa'uld lehçesi Teneeze, Golap ve P3K-477 mağara insanlarının adı konmamış dillerini konuşuyorum.
Sou fluente em mandarim, russo, espanhol, três dialectos de Goa'uid, Teneeze, Golap e a língua ainda sem nome do povo das cavernas de P3K-447.
- Burası ana mağara.
- Ali é a gruta principal oculta debaixo da igreja.
Mağara kaşifleri ile ilgiliydi.
Sobre espeleólogos.