Medellín translate Portuguese
169 parallel translation
Yanılıyor olabilirim. Victor suçsuz olabilir. Strike ateş etmiş olabilir.
Se me enganei, e o Rodney e o Strike estão metidos nisto, ou o cartel de Medellín, estou-me a cagar, pois temos o assassino.
Hayir. Medellín :
Não, é Medellín :
Tabi onu Medellín'e yönlendiririm.
Claro, aceito o Medellín.
- Medellín'i yapmak istiyor.
- Ele quer fazer o "Medellín".
Medellín'i alamadik.
Não conseguimos o Medellín.
Eger Medellín'i alamiyorsak sevecegim baska bir projeyi bekleriz.
Se não conseguimos o "Medellín", esperamos por outra coisa de que eu goste.
Medellin, Fals de Iguazu ve Rio'da da yerlerim var.
E tenho outros em Medellín, Cataratas do Iguaçu e no Rio.
- Medellin.
- Medellín.
- Medellin mi?
- Medellín?
- Oyuncak mı, Medellin mi?
- O boneco ou Medellín?
- Oyuncak ya da Medellin.
- O boneco ou Medellín.
- O zaman Medellin de sizin değil.
- Então, não têm Medellín.
Başlangıç tarihi 8 Eylül, Medellin'le aynı gün.
Começam a filmar a 8 de Setembro, no mesmo dia que em Medellín.
Medell'ın'i yapmak istiyorum.
Quero fazer o "Medellín".
Medell'ın bitti.
O "Medellín" já era.
Medell'ın'i istiyorsan, gidip Aquaman 2'yi 90 günlüğüne kurutman gerekiyor.
Se quiseres Medellín, tens de convencer a Warner a adiar a sequela por 90 dias.
Gerçekten Medell'ın'i yapmak istiyor.
O Vince quer mesmo fazer o "Medellín".
Paul Haggis'in Medell'ın'i. Pablo Escobar'ın hikayesi.
É o "Medellín" do Paul Haggis, a história de Pablo Escobar.
Medell'ın.
O "Medellín"...
- Aquaman'i yaparsam...
- Disseste que, se fizesse o "Aquaman", teria o "Medellín".
Medell'ın önce bizim stüdyoya geldi.
O "Medellín" chegou a estar no meu estúdio.
Medellin için toplanmamızı istiyor ve yanında çek defterini de getirecek
Quer encontrar-se em Medellín, e vai levar o livro de cheques.
"Medellin" şerefine bebeğim.
- Ao "Medellín"!
Medellin'e, arkadaşlığa ve tonlarca Kolombiya Vajinasına
Ao "Medellín", à amizade e a toneladas de cricas colombianas!
"Medellin" şerefine!
Ao "Medellín"!
Medellín'den saat 8 : 00 otobüsüyle.
O que chega às oito horas de Medellín.
Medellín'den saat 8 : 00 otobüsüyle mi?
O que chega às oito horas de Medellín?
"Medellin"?
O "Medellín"?
"Medellin" den ne haber?
E a história do "Medellín"?
Bildiğim kadarıyla "Medellin" boşta değil.
Tanto quanto sei, o "Medellín" não está disponível.
Dinleyin çocuklar sadece iyice anlayalım diye, Birilerini arayıp öğrendim, "Medellin" bizim için yok.
Malta, só para encerrar este assunto de vez, fiz uns telefonemas, e podem esquecer o "Medellín".
Şimdi buradan çıkıp sana "Medellin"'ı ayarlayabiliriz.
Podemos ir atrás do "Medellín" já.
Çocukluğumda, Medellin'de ailem Noel'i doğru düzgün kutlayamayacak kadar fakirdi.
Quando era miúdo, em Medellín, a minha família era demasiado pobre para festejar o Natal como deve ser.
-... Medellin'de çocukken...
- era pequeno, em Medellín...
Fallujah'ta ya da Kandahar'da değil.
Não é exactamente Fallujah, Kandahar ou Medellín.
Medellin belediye başkan yardımcısı.
O vice presidente da câmara de Medellín.
Medellin'e gidip bankada biriyle konuşarak hesaplara kimlerin erişimi olduğunu öğrenebilirim. Çok fazla geç olmadan parayı takip ederim ben.
Posso ir a Medellín, falar com alguém no banco, ver quem tem acesso a essas contas, e seguir o dinheiro antes que seja tarde demais.
Medellin'den kaybolmak istemezsiniz, öyle değil mi?
Não se querem perder em Medellín, pois não?
Benim adım Calder Michaels Medellin'de karakol şefiyimdir.
O meu nome é Calder Michaels. Sou o chefe de estação em Medellín.
ALC'nin hesaplarını sakladığı Medellin Bankası'nın hemen yanında.
Próximo do Banco Medellín, onde a ALC tem as contas.
Adım Calder Michaels Medellin'de karakol şefiyim.
O meu nome é Calder Michaels. Sou o chefe de estação em Medellín.
Solstar ya da Medellin bombalamalarıyla ilgili bilgi alabiliriz.
Podemos saber mais sobre a Solstar ou o ataque em Medellín.
Bana, Medellin'de ağzımın payını veren herif.. ... şimdi idareci olduğunu duyuncu şaşırdım.
Ficas surpreso ao saber que o sujeito que me bateu em Medellín é o teu encarregado.
Sen, bana Medellin'de yardım ettin.
Ajudaste-me em Medellín.
Medellin'de karakol şefiyimdir.
Sou o chefe de estação aqui em Medellín.
Medellin'de kaybolmak istemezsiniz. Tanıştığın adam Teo.
Não vão querer perder-se em Medellín.
Nicky Rubenstein'in Medellin için gerekli parası var.
Nicky Rubenstein tem dinheiro para o "Medellín".
Medellin benim işim.
"Medellín" é o meu projecto.
- Bu sefer gerçek mi?
Vamos fazer o "Medellín". - Desta vez, é a sério?
Medellin'de istasyon şefiyken.
Quando eras chefe de estação em Medellín.
Medellin'in 15 dakika daha ihtiyacı var.
Medellín precisa de mais 15 minutos.