Mel translate Portuguese
5,712 parallel translation
Yani siz balayına devam ederken bize de burada Arjantin cinayetini çözeceğiz. Umutla.
Portanto, vocês vão de lua-de-mel e nós acabamos a resolver um homicídio argentino?
Booth.
Coisas de lua-de-mel.
Neden balayında çalışıyorsunuz?
Booth. Porque estás a trabalhar na lua-de-mel?
Bones ve ben harika bir balayı geçiriyoruz.
Vá, fica feliz por mim, sim? A Ossos e eu estamos a ter uma lua-de-mel ótima.
Neden Booth ve Brennan'a merhaba demiyorsun onlar balayındalar ve Christine'e çok iyi baktığımız için mutlular.
Porque não cumprimenta o Booth e a Brennan, que estão em lua-de-mel e estão muito felizes por estarmos a tomar conta tão bem da Christine?
Dr. Brennan, balayınızdan keyif alıyor musunuz?
Dra. Brennan, está a gostar da sua lua-de-mel?
Balayı tatilinize geri dönün.
Agora já pode parar. Volte para as suas férias de lua-de-mel.
Gerçekten düşündüğünde bu oldukça güzel bir balayı oluyor.
Esta lua-de-mel foi bem boa, se pensarmos bem nisso. Ora vê.
Bizim ikinci balayımızda.. ... önemli bir spor takımıyla bir yere gidebiliriz.
Na nossa segunda lua-de-mel, vamos a um sítio com uma equipa desportiva proeminente.
Evleneceğin için bunun cezasını balayından sonraya saklayacağım.
Tu vais te casar, por isso resolvo esse assunto depois da tua lua-de-mel.
Derelerden süt ve bal çıkarabiliyorlarmış.
Ouvi dizer que podem tirar leite e mel dos riachos.
- Dereden süt ve bal mı?
Leite e mel dos riachos?
Yine "kavrulmuş penis" olayı oluyor.
É como reviver a história do "pénis torrado com mel".
Bir paket "kavrulmuş penis" mi istedin?
Pediste um pacote de "pénis torrado com mel"?
Sadece zenginlerin.
Tem de planear o casamento. E a lua-de-mel.
- Tamam ya. Elmalı tart istiyorum ama üzerlerinde bal olacak.
Mas quero as tartes de maçã que têm mel por cima.
Balla, napalm bombasından çok daha fazla sinek yakalayabilirsin diyorum sadece.
Apanha-se muitas mais moscas com mel do que com napalm. Passa-me a alface.
Sana bunu yüz kez soyledim, Mel, senin şu kuzeyli hemşehrilerin tempoyu arttırmazlarsa şampiyonayı rüyasında görürler.
Mel, já disse que as suas pequenas equipas não chegam ao Sugar Bowl se os patrocinadores não ajudarem.
- Balayını planlamadan önce, nikâh tarihini belirlememiz gerekmez mi?
Antes de planear a lua de mel, não deveríamos marcar a data do casamento?
Ayrıca balayını planlamak, nikâh tarihini belirlememize de yardımcı olur. Tamam.
E planear a lua de mel ajudar-nos-á a marcar a data.
Castle, balayımızı orta dünyaya gitmek için bahane olarak mı kullanıyorsun? İstersen oynarız da!
Castle, estás a usar a lua de mel como desculpa para ir à Terra Média?
Evet, dönüp durduğumuz balayı turumuzun bir bölümünde gitmiştik.
- A sério? Sim. Parte da nossa lua de mel pelos furacões.
Biliyor musun, dünyadaki balayına gitmediğin, tatil yapmadığın veya eski eşlerinle evlenmediğin yerlerin bir listesini yapman daha iyi bir planmış gibi geliyor bana.
Queres saber. Acho que seria melhor se tu fizesses uma lista de todos os sítios do mundo que não foi lua de mel, férias ou casaste com alguma das tuas ex-esposas.
Aslına bakarsan, Daniel ve ben balayımızı- -
Aliás, o Daniel e eu já decidimos onde vamos passar a lua-de-mel.
Nikahımızdan sonra, Katrina'yla paylaşacağımız hayatımız konusunda umutluydum.
Depois da lua-de-mel, eu tinha esperança da vida que eu e a Katrina iriamos ter.
Biriyle evlilik planlarken, - diğeriyle balayına çıkmak?
Planeias o casamento com um e a lua-de-mel com outro.
- Bir balayı olmayacak eğer son detayları halletmezsek.
Não será uma lua-de-mel se não tratarmos dos últimos pormenores.
Teşekkürler, Mel.
- Obrigado, Mel.
Balayımıza devam etmeyi...
Ir em lua-de-mel.
Balayımızı mahvetmeyelim.
Não arruinemos a nossa lua-de-mel.
Annemle babam balaylarını orada geçirmişler.
Os meus pais passaram lá a lua-de-mel.
Şu anda gerçekten de balayınıza devam edecek misiniz?
Portanto... vais mesmo de lua-de-mel? Agora?
Eğer Medusa'yı bulur ve onu Regina'ya karşı nasıl kullanabileceğimizi çözebilirsek en azından balayımızın kalan kısmının tadını çıkarmayı deneyeceksin.
Se... encontrarmos esta Medusa e descobrirmos uma maneira de usá-la contra a Regina, pelos menos tens que tentar gozar o que sobra da nossa lua-de-mel.
Gelmeyeyim de tüm balayı eğlencemizi mi kaçırayım?
E perder toda a diversão da lua-de-mel.
Balayından zevk alıyor musun?
A apreciar a lua-de-mel?
Biliyorum. Balayımız bile jüri görevinden çok daha eğlenceliydi.
A nossa lua-de-mel foi muito mais agradável do que isto.
Biz balayındayken, burası daha başarılı bir şef istihdam etmiş olmalı.
Devem ter contratado um chef melhor enquanto estávamos em lua-de-mel.
Balayında ne istiyorsan yaparsın.
Seja o que for que queres fazer, fá-lo durante a lua de mel.
Londra'dan gidersen, canım on üzerinden on yapacaksın.
Terás a lua de mel debaixo dos cobertores de lã, meu amor Ele surgirá à tua frente E vais perguntar-lhe :
Hey balayı kraliçesi, kapıyı aç.
Rainha da lua de mel, abre a porta.
Artık konuşup durmak yerine balayına gidebilirsin.
Agora vai lá na lua de mel em vez de só falares dela.
17 yaşımdan beri, favori şehrimde balayı yapmanın hayalini kuruyorum.
Sonho com uma lua de mel na minha cidade preferida desde os 17 anos.
Balayıma gitmek istiyorum.
Quero ir na minha lua de mel.
Balayımız için seni oraya götüreceğim.
Levo-te lá na nossa lua de mel.
Rajori'den kalkıp balayıma geldim. Hem de yanımda kimse olmadan.
Vim de Rajouri para a minha lua de mel, mas vim sozinha.
Balayım için geldim.
Vim na minha lua de mel.
Balayı mı?
Lua de mel? !
Balayı fonum.
O meu fundo da lua de mel...
Senin balayın şekerim ama yat hâlâ benim yatım.
Querida, pode ser a sua lua-de-mel, mas o iate continua a ser meu.
Neden morgdasınız.
Está em lua-de-mel.
Çeviri : as * as
LOUVADO SEJA DEUS FUI EM LUA DE MEL SOZINHA