Metre translate Portuguese
8,646 parallel translation
- Bence 18 metre civarı.
- Diria uns 18 metros.
- 21 metre diyelim ona biz.
Está mais para 21.
Buradan 45 metre uzakta Everett'in cesedini bulmuşlardı.
A 46 metros daqui é onde foi encontrado o corpo de Everett.
Burası kovanları bulduğum yer. Everett'e inceleme birinin sandığından 18 metre yakın.
Encontrei o cartucho da bala aqui, 18 metros mais perto do que a CSI pensava.
- Buradan ateş edebilmek için adamın 4 metre olması lazım.
Para ter disparado daqui, o assassino tinha que ter uns 4 metros de altura.
Hava araçları yerden 4 metre yukarı çıkabiliyorlar.
O drone estava a 4 metros de altura.
Mercury uzay aracı 1.82 metre çapında ve 2.7 metre uzunluğundadır.
A nave Mercury tem 1,80 m de diâmetro e 2,70 m de altura.
Salıncağın 15 metre kadar yukarısında yeni ayak izleri bulduk.
Sim, temos umas pegadas bem frescas, para aí a uns 50 metros acima da piscina.
Olmaz, çok yavaşlar. 10,500 metre yüksekte acı çekmeyi yeğlerim.
É demasiado lento. Prefiro sofrer a 10 000m de altura.
Ne kadar sürdüğünü hesaba katarsak, 90 metre filan düştü.
Pelo tempo que demorou, diria que é uma queda de cerca de 90 metros.
Şu anda bodrum katının 1 metre kadar altındayız.
Agora, estamos a 1,20 m daquela cave.
Derinliği sadece iki metre.
- Sim. É uma queda de 2 metros.
İki metre de olabilir 20 metre de.
Não consigo ver o fundo. Pode ter 2 metros ou 20.
Zafere 12 metre.
12 metros para a glória.
Çitin 400 metre kadar aşağısında.
São 400m para contornar a cerca.
Ortalama kar yağışı miktarı 1.5 metre.
A queda de neve média é de 154 cm.
- Şu tarafta. 45 metre ileride.
- Ali! 50 metros à frente!
Yani su seviyesinden güverteye 21 metre mesafe var.
É uma subida de 70 pés desde a linha de água até ao convés de oxigénio.
Tahminen 120 metre ya da daha az efendim.
É um palpite, senhor. Eu diria 400 pés ou menos.
Girdiğiniz odanın 10 metre ötesinde Belediye Başkanı konuşma yapıyor olacak. Mekan polis kaynar.
O Presidente da Câmara vai fazer um discurso a 10 metros da sala que queremos invadir.
Neyiniz var, denize nazır 300 metre mi?
O que tem aqui? Uns 300 metros que dão para ao mar?
"Bir metre daha ve artık orada yaşamıyor olacak."
" Mais três passos e ele deixaria de viver lá.
Bir metre, yarıma düştü.
Três passos tornaram-se dois.
Altı metre kadar ötede sigara içiyordum.
Eu estava nas traseiras, a uns seis metros, a fumar.
- Haftada 1,20 metre eder.
- Faremos 122 centímetros por semana.
100 metre ileride 12.000 Çinlinin uyuduğunu hatırlatmama gerek var mı?
Tenho de vos lembrar que estão 12 mil Chineses a dormir a menos de cem metros daqui.
Şu ankinden birkaç metre daha fazla ilerlemek için mi?
Para termos mais 12 centímetros a mais do que temos agora?
Bu yarış sonunda birkaç metre uğruna olacak, kilometre değil Bay Strobridge.
Esta corrida mede-se aos centímetros, não é aos quilómetros, Senhor Strobridge.
Birkaç metre dedi.
Uns 12 centímetros, diz ele.
Aslında yaptığınız, böyle oturuyorsunuz, gözleriniz kapalı bir metre ötende başkası da aynı şeyi yapıyor.
Que consiste em sentarmo-nos assim, com os olhos fechados, a um metro de alguém que estava a fazer o mesmo.
E-metre, bir kişinin nerede saptığını gösterir.
Este mostra apenas onde é que o indivíduo se desvia.
E-metre, çok güçlü bir alet.
O E-meter é um instrumento poderoso.
E-metre de bunun gerçek olduğunu söylüyor.
O E-meter diz que aquilo é real.
- 7 metre.
- Sete metros.
50 metre ilerde yaşıyorum ve seni günlerdir ne gördüm ne de duydum hadi yanıma gel ara beni bir şey yap lütfen herhangi bir şey
Eu vivo a 50 metros de ti e já não te vejo há dias. Anda lá, conta-me coisas. Liga-me está bem.
Bu yoldan sekiz yüz metre ileride.
500 metros no fim desta estrada.
Lindsay, Mendoza'nın 50 metre ileride olduğunu söylüyor.
A Lindsay disse que o Mendoza está a 50 metros.
Yarım metre gidemeden tutuklanmış olursun.
Seria preso antes de teres andado uma milha.
Yaklaşık 6 metre civarında. Bu şeylerin teleskopik kolları var. Tamam.
Tem uns 20 pés de altura, e tem estas... estas coisas, de braços telescópicos.
Colts'a karşı 200 metre koştuğunuz maçı hâlâ hatırlarım.
Ainda me lembro do jogo onde correu 200 jardas contra os Colts.
203 metre gerçi ama kim sayıyor ki, değil mi?
203 jardas, mas quem é que está contar, certo?
50 metre çizgisinde, Unitas-The Steelers maçına ne dersiniz?
Que tal um para os camarotes, para o jogo Unitas contra os Steelers vos parece?
50 metre çizgisinden sana bilet ayarlayacak çevre mi?
Os que te dão bilhetes para os camarotes?
Genelde pek bu şekilde kazanan olmaz... ama Dennis dün 7 metre ileriye geçmeyi başardı.
Não se ganha muitas jardas assim, mas, o Dennis conseguiu ganhar 7 jardas assim ontem...
- Şu telsizin en fazla bin metre menzili vardır.
Aquele rádio tem alcance de, no máximo, 900m.
50-60 metre.
50, 60 metros, fácil.
Bir kaç metre götürmek yeterli olacaktır.
Só alguns metros já devem chegar.
15 metre uzağındayım.
Estou mesmo à tua frente, a cerca de 15 metros.
Pislikler, toprak tütünböceği ve asfalt malzemesi bizi sadece 500 metre ileri götürüyor. Ondan sonra esir tutulduğu yer için çok fazla ihtimal var.
Fuligem e terra, besouro-do-fumo e materiais de pavimentação dão-nos mais 450 metros, e então temos várias possibilidades onde ele foi mantido.
"E-metre" miz var.
Temos um contador.
Tamam, burası tünelin girişi. Buradan 180 metre ilerde.
Certo, esta é a entrada do túnel...