English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ M ] / Midlands

Midlands translate Portuguese

104 parallel translation
Midlands'de bir fabrikada yardımcı mühendis olarak.
Engenheiro-adjunto numa fábrica nas Midlands.
Ve West Midlands.
E West Midlands.
Midlands'ın En İğrenç Ailesi ödülünün sahibi alt-orta sınıf.
Detentores do Prémio da Família Mais Horrenda de East Midlands, categoria de classe média baixa.
Midlands'da çok ilginç bir proje var.
Há um projecto muito interessante em curso nas Midlands.
Midland Markisi,
Marquês das Midlands,
Coventry'de Midland Elektrik Şirketi'nde çalışan bir elektrik mühendisi.
É engenheiro eléctrico na Midlands Electric Company, em Coventry.
Bunların çoğu olaysız geçse de... polis, Kuzey ve Orta bölgelerdeki gösterilerde... halkın huzurunu kaçıran birkaç kişiyi tutukladı.
Embora a maior parte delas tenham decorrido sem incidentes, a Polícia efectuou algumas detenções por conduta desordeira em Midlands e no Norte.
Seale haber verince Midlands Ulusal Grand Cayman Bankasında 19 milyon doların havalesini onaylayacağım.
O Seale faz-me sinal e eu confirmo a transferência de 19 milhões, do Banco Nacional de Midlands, em Grand Cayman.
Midlands Ulusal Palavra Bankasından havaleyi yapıyorum.
Vamos proceder à transferência do Banco Nacional de Midlands, na "Tretalândia".
"... bu koroyla beraber Midlands ve İskoçya'yı dolaştım. "
Viajei através das Midlands e da Escócia com esse coro.
- Midlands'de bir arkadaşım var..
- Tenho uma amiga nas Terras Médias, posso deixá-la com ela.
Midlands'tan geliyorum.
Venho das Terras Médias.
Çünkü oğlum, O ve o adamlar Midlands'tan geliyorlar.
Porque, filho, ela e estes homens são das Terras Médias.
Michael, neden Midlands'tan gelen bir yabancıya bu kadar çabuk inanıyorsun?
Michael, por que és tão apressado a acreditar num estranho das Terras Médias?
Yani Darken Rahl'ın her geçen gün daha da güçlenmesinin, Midlands'daki insanların özgürlüklerini kaybedip... -... binlercesinin ölmesinin bir önemi yok mu?
Não interessa que o Darken Rahl esteja a ficar mais poderoso a cada dia, que as pessoas das Terras Médias estejam a perder a liberdade, a morrer aos milhares?
Halkı Midlands'ın ormanlarında yaşar.
O seu povo vive nas florestas das Terras Médias.
Öyle ya da böyle Lord Rahl, Midlands ve D'haran'a da yaptığı gibi Westlands'ı da komutası altına alacak.
E de um modo ou de outro, Lorde Rahl terá as Terras Ocidentais sob o seu domínio, assim como tem as províncias das Terras Médias e para além de D'Hara.
Lord Rahl, Midlands ve D'haran'a da yaptığı gibi Westlands'ı da komutası altına alacak.
E de um modo ou de outro, Lorde Rahl terá as Terras Ocidentais sob o seu domínio, assim como tem as províncias das Terras Médias e para além de D'Hara.
Midlands'taki tek kötü Rahl değil ki.
O Rahl não é o único mal nas Terras Médias.
Sen kaybolduğundan beri Midlands değişti, Zeddicus.
As Terras Médias mudaram desde que desapareceste, Zeddicus.
Artık Midlands insanlarının iyi şeyler umut etmek için bir nedenleri var.
O povo das Terras Médias têm uma nova razão para ter esperança.
Midlands'ın ordusunu.
Um exército das Terras Médias.
Eğer Midlands'ın kalanını kurtaracaksa küçük bir kasaba sadece ufak bir bedeldir.
Uma vila é um pequeno preço a pagar se conseguirmos salvar o resto das Terras Médias.
Senin Midlands ordunun generalleri bunlar mı olacak?
Vão ser eles os generais no teu exército das Terras Médias?
Midlands'daki insanların binlercesinin ölmesinin ve özgürlüklerini kaybetmesinin bir önemi yok mu?
Que as pessoas das Terras Médias estejam a perder a liberdade, a morrer aos milhares?
Midlands'ta en çok korkulan yaratıklardan biridir.
Uma das criaturas mais temidas das Terras Médias.
Darken Rahl'ı yenecek ve Midlands'taki herkesi kurtaracaksın.
Tu vais derrotar o Darken Rahl e salvar todas as pessoas das Terras Médias.
Darken Rahl, Midlands'taki insanları yaşayabilmek için her şeyi yapmaya zorluyor.
Darken Rahl forçou as pessoas das Terras Médias a fazerem qualquer coisa para sobreviverem.
Confessor, Midlands'taki en yüksek manevi otoritedir.
Uma Confessora é a maior autoridade moral nas Terras Médias.
Şimdiye kadar 23 yıl geçti Rahl, Midlands'ta ilerledi ve Arayıcı ortaya çıkmadı.
Já se passaram 23 anos e o Rahl avança pelas Terras Médias. Nenhum Seeker apareceu.
Hepimiz, Darken Rahl'ın Midlands'a barışı getirmek için neler yaptığını gördük.
Acho que todos já vimos que Darken Rahl fará qualquer coisa para trazer paz às Terras Médias.
Midlands kurtulunca geri geleceğiz.
Nós voltaremos. Quando as Terras Médias estiverem livres.
İşgal ordusu orayı kuşatana kadar Midlands'taki en varlıklı şehirdi.
Outrora foi a cidade mais opulenta nas Terras Médias. Até um exército invasor ter cercado a cidade.
Tüm Midlands topraklarında Rahl'ın büyüyle veya zorla giremeyeceği tek yer Eski bir Arayıcı'nın Tavol'Rang'deki Mezar Odasıdır.
O único local em todas as Terras Médias onde o Rahl não pode entrar, quer por feitiço ou força, é a Cripta do Antigo Seeker em Tavol'Rang.
- Bu kutuyu güvenli bir yere kilitlemezsek tüm Midlands'ın başı dertte olacak.
- As Terras Médias estão em sarilhos se não colocarmos esta caixa em segurança.
Midlands ve Doğu Marwen yasalarına uygun olarak cezalandırılacaktır.
Será punido de acordo com as leis das Terras Médias e de Marwen Oriental.
Bir adam aynı anda iki yerde birden olamıyorsa o zaman tüm bu olanlar çılgınlıktır ve Midlands'ta ne zaman çılgınca bir şey olsa altında her zaman tek bir şey yatar :
A não ser que um homem possa estar em dois lugares ao mesmo tempo, isto é completamente de loucos e sempre que algo de loucos acontece nas Terras Médias, há sempre uma coisa por detrás :
Nella Greenleaf, Midlands ve Doğu Marwen yasalarına uygun olarak birazdan Gölge'ye gönderilecek.
Nella Greenleaf será agora entregue às Sombras, de acordo com as leis das Terras Médias e de Marwen Oriental.
Artık Midlands'ta Confessorler için güvenli bir yer yok.
As Terras Médias já não são seguras para as Confessoras.
Fakat Confessor Ana, bizler Midlands'ın adalet kaynaklarıyız.
Mas Madre Confessora, nós somos a fonte de justiça das Terras Médias.
Midlands'tan ayrılmanın yapılacak en doğru şey olduğuna emin misin?
Tens a certeza que sair das Terras Médias é o mais correcto?
Fakat gitmeseydin, Arayıcı olmazdı ve Midlands için hiç umut kalmazdı.
Mas se não o fizesses, o Seeker não seria nomeado e não haveria esperança para as Terras Médias.
Hayatını, Midlands'ı Darken Rahl'ın zulmünden korumaya adamıştı.
Ela dedicou a vida a manter as Terras Médias livres da tirania de Darken Rahl.
Tüm Midlands boyunca ve Sınır'ı geçerken, onu takip ettiler öldürmeye çalıştılar.
Perseguiram-na por todas as Terras Médias e através da Barreira, a tentar matá-la.
Beni Midlands'tan buraya getirdiğini tüm hayatım boyunca bana göz kulak olduğunu biliyorum.
Sei que me trouxeste das Terras Médias para aqui, sei que me tens protegido toda a minha vida.
Kutu Tamarang'da, Midlands'ın en iyi korunan kalesinin hazine dairesindeydi.
A Caixa estava na sala do tesouro em Tamarang, o castelo mais bem guardado das Terras Médias.
Sadece Midlands'ta yetişiyorlar, burada değil.
Só crescem nas Terras Médias, não aqui.
O zaman belki artık Midlands'ta ne yaptığını bize anlatabilirsin.
Agora talvez nos possas dizer, o que é que estás a fazer nas Midlands?
Bir cadının büyüsünün etkisi altına girdiğini babanı öldürdüğünü, sonra da Midlands'a gittiğini söylediler.
Disseram que caíras sob o feitiço de uma bruxa, mataste o teu pai e foste para as Midlands.
Midlands'a bin yıllık bir kehanet yüzünden gittim.
Eu fui para as Midlands por causa de uma profecia de mil anos.
- Midlands'dan.
- Da parte central.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]