English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ M ] / Milieu

Milieu translate Portuguese

23 parallel translation
.. hiç hoş karşılayacağını sanmıyorum.
No milieu do Sr. Luciano.
Fransız istihbaratının, bu adamın Le Milieu örgütü içinde yüksek mevkili bir komutan olduğu konusunda şüpheleri vardı.
Os serviços secretos franceses suspeitam há muito tempo que ele é um alto tenente no Le Milieu.
Le Milieu'nun karıştığı şüpheleri varmış.
Houve suspeitas de que o Le Milieu estava envolvido.
Le Milieu'nun ne olduğu açıklamada yardım edersin.
Quer vir? Pode ajudar a explicar o que é o Le Milieu.
Ne sizinle ne de Le Milieu ile bir ilişkisi olduğunu bilmiyordum.
Não fazia ideia que ele estava envolvido, com o Le Milieu ou consigo.
Ya Le Milieu, hakkındaki gerçeği bilseydi, bazı güçlü üyelerinin yakalanmalarındaki aldığın rolü bilseydi?
E se o Le Milieu soubesse da verdade sobre si, sobre o seu papel na captura de alguns dos seus membros mais poderosos?
Ama Le Milieu'yu bilirsin.
Mas já conhece o Le Milieu.
Eğer tutuklanır ya da ölürse Le Milieu'daki belli kişilere gönderileceğini söyledi.
No caso da sua morte ou prisão, ela seria enviada para certas pessoas do Le Milieu.
Le Milieu'da kendi adamları vardı ki başından beri bundan şüpheleniyordum.
Eles tinham os seus próprios contactos no Le Milieu, como eu sempre suspeitei.
Dönüş olarak da Le Milieu ibret olsun diye Sherrington'ı öldürdü. Dediklerin mantıklı gelmiyor.
E ao que parece o Le Milieu fez do Sherrington como exemplo.
Le Milieu ile iş yaptığı başka yerlere de gidemez.
Ou qualquer outro lugar onde teve negócios com o Le Milieu.
Le Milieu bana "karşılıklı çıkar anlaşması" yapmak için yanaştı.
O Le Milieu ofereceu-me o que eles chamavam de "um acordo de benefícios mútuos".
Bana Le Milieu'yu takip ettiklerini ve tekliflerini kabul etmemi söyledi.
Ele disse-me que estavam a vigiar o Le Milieu, e que estavam a par da oferta a qual me pediu para aceitar.
Le Milieu'ya sızmıştım.
Estava infiltrado no Le Milieu.
Le Milieu ile olan işim beni başka suç örgütleriyle buluşturdu. Onların da sırlarını almaya başladım.
E a medida que o meu trabalho com Le Milieu me levava ao contacto com outras organizações criminosas, comecei a saber todos os segredos deles também.
Le Milieu'nun Diogenes'teki varlığından şüphelenen sendin.
Foste tu que começaste a ter suspeitas da presença do Le Milieu no Diógenes.
Mycroft dün gece 3 Le Milieu askerinin öldürüldüğünü söyledi.
O Mycroft disse-me que três soldados do Le Milieu foram mortos.
Fransız istihbaratının, bu adamın Le Milieu örgütü içinde yüksek mevkili bir komutan olduğu konusunda şüpheleri vardı.
Os serviços secretos franceses suspeitam a muito que ele é um alto tenente no Le Milieu.
Örneğin, Le Milieu'daki yeni arkadaşların gibi.
Pessoas como os seus novos amigos no Le Milieu, - por exemplo. - É muito mais do que isso.
Ben bu işi bitirdikten sonra bu davayı çözdükten sonra polise gideceksin, onlara Le Milieu hakkında bildiğin her şeyi anlatacaksın.
Depois que eu acabar... Depois que eu tiver conseguido... vais até a polícia, vais contar-lhes tudo o que sabes sobre o Le Milieu.
Eğer Norman'ı bizden önce bulurlarsa, Joan için takas yapacak hiçbir şeyimiz olmaz, sonra da Le Milieu'daki arkadaşların onu öldürür.
Se eles encontrarem o Norman primeiro ficamos sem ninguém para trocar pela Joan, e depois os teus amigos do Le Milieu vão matá-la.
Bu ortamı çok seviyorum.
Adoro este bairro, o ambiente, o milieu.
En azından karakol için değil. Sadece arkadaşımın restorantının Le Milieu tarafından istila edildiğini bilmesini istedim.
Apenas pensei que o meu amigo devia saber que o Le Milieu frequentava,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]