Milos translate Portuguese
202 parallel translation
Bay Milos, lütfen benimle gelir misiniz?
Sr. Milos, importa-se de vir comigo, por favor?
İçeri girin Bay Milos.
Entre, Sr. Milos. Entre.
- Stavros Milos.
- Stavros Milos.
Bay Milos, eğer biraz şok olmuş gibi göründüysem kusura bakmayın.
Sr. Milos... Desculpe-me se eu... lhe pareci de todo chocado.
Bay Milos...
Sr. Milos...
Bay Milos, anlamıyorsunuz bu normal değil.
Sr. Milos! Não está a perceber.
Bay Milos, polis çagırmak zorunda kalacağım.
Sr. Milos, vou ter de chamar a Polícia.
Bay Milos, o koyunu masamın üstüne koymayın!
Vamos falar aqui? Sr. Milos, não ponha a ovelha em cima da secretária!
Bay Milos, siz çok iyi bir insansınız.
Sr. Milos... O senhor é muito simpático.
Bay Milos koyunuyla beraber burda.
O Sr. Milos trouxe a ovelha dele.
Stavros Milos. "
Stavros Milos.
Milos Columbo.
O Milos Columbo.
Milos, çocukları çağır.
Milos, chama os rapazes.
Milos, mavi çizgili takımımı getir.
Milos, o meu fato às riscas.
Milos'un ölümünü izliyorum.
- Estou a ver o Milos a morrer.
- Milos ve Tamina Karlova.
- Milos e Tamina Karbova.
Milos'u öldürmeyi tasarlamamıştım.
Não queria matar o Milos.
Milos'u bir kardeş gibi seviyordum.
Gostava do Milos como de um irmão.
Milos ve Tamina'nın kaseti.
O vídeo do Milos e da Tamina...
3 rehineyi öldürdü bile, şimdi de bodrumda bir bomba kurmuş. Milos mu?
Já matou 3 reféns e armou uma bomba na cave.
Tehlikeli bir tip, kolla kendini.
Milos? É extremamente perigoso.
Tanıtayım - Milos Drubnick, bizim uluslararası başkanyardımcısı. - Sue Charleton.
Permita que lhe apresente Milos Drubnick, o nosso vice-presidente internacional.
Milos tüm Duğu Avrupa projelerimizile ilgileniyor.
O Milos dirige a nossa empresa na Europa de Leste.
Harvie dünyaya tepetaklak, ters yüz geldi... ve Harvek Milos Krumpetzki olarak vaftiz edildi.
Harvie veio ao mundo de cabeça para baixo e de trás para frente e foi baptizado como Harvek Milos Krumpetzki.
Miloş, oynarken burayı kullanmalısın.
Milos, tens de usar a cabeça.
Miloş Dyukiç!
Milos Djukic!
Miloş!
Milos!
Miloş çekil önümden!
Milos, sai-me da frente!
Ben asıl Miloş için endişeleniyorum!
Mas preocupo-me com o Milos!
Miloş için eve gitmek istiyorum.
Quero ir para casa ter com o Milos.
Ben Miloş'un annesiyim.
Sou a mãe do Milos.
Miloş'un annesi.
Mãe do Milos.
Bu Miloş için açılış gecesi.
É a noite de estreia para o Milos.
Başardın Miloş!
Conseguiste, Milos!
Dedi ki : " Hanımefendi, sizin Miloş çok iyi.
Ele disse : Senhora, o seu Milos é o melhor.
Dedi ki : "Partizan'ın Miloş'a ihtiyacı var."
Ele disse : "O Partizan necessita do Milos."
Miloş nerede?
Onde está o Milos?
Velyo, Miloş için bir mektup bıraktı.
O Veljo deixou uma carta para o Milos.
Hey baba, keşke burada olsaydın da Miloş'un askere gidişini görseydin.
Hei, pai, se ao menos aqui estivesses para ver o Milos partir para a tropa.
Miloş Macaristan'a mı hizmet ediyor?
O Milos vai prestar serviço na Hungria.
Askere giderken Miloş'a ithafen şarkım "Zamanı geldi".
A canção que gostaria de dedicar ao Milos agora que vai para a tropa é "Times Up" ( Terminou o Tempo )
Bekle Miloş!
Espera, Milos!
Miloş orayı sevmiş.
O Milos adora-o.
Miloş buraya aktarılıyor.
O Milos está a ser transferido para aqui.
Miloş!
O Milos!
Benim Miloş'um nerede saklanıyor?
Onde está escondido o meu Milos?
Miloş'la mı ilgili?
É sobre o Milos?
Milos'un Tavernası'na gidebiliriz.
Podemos ir à Taverna do Milo.
Herifin adı Milos.
Um tipo chamado Milos.
Milos'la tanış.
Apresento-te o Milos.
Miloş börek sever.
Ele gosta dos bolos.