Misın translate Portuguese
145 parallel translation
- Kaçaklar kim miş peki? - Benkli At onları tanımadığını söylüyor.
- Quem são os renegados?
Güçlü Firavun! MIsır'ın altının ve üstünün kralı..
Poderoso Faraó, Rei do Baixo e Alto Egipto...
Kaptan'ın adı Garrovick'miş.
O nome do Capitão era Garrovick.
Arjantin miş... Kıçımın kenarı.
Argentina, uma ova.
Ekonomi sınıfı 585 dolar. Birinci mevki 798 dolar. Ayrıca hayvan için 40 dolar.
Segunda classe custa-lhe $ 585... e primera classe são $ 798 mis $ 40 pelo animal.
O çılgın. "Oda 16 için." miş. Yok oda 16.
É doido! "Quarto 16".
Dışişleri bakanı olacaksın, o kadar.
Tu aceitas ser Ministro dos Estrangeiros, e mis nada.
Hoşça kalın arkadaşlar.
Adiós, mis amigos!
Günaydın arkadaşlar.
Buenos dias... mis amigos.
Son faturada fark ettim ki... kitapçının sahipleri "B. Marks ve M. Cohen" miş.
Reparei que a vossa última factura diz : " B. Marks. M. Cohen.
Veitch'miş, baskın yapıp, yüzünden vurmuş.
Atirou-se para cima dele, e atingiu-o no rosto.
- Dedi ki senin adın Melek'miş.
Ela disse que você é um Anjo.
Beyaz Kartal Kralının torunuolduğunu iddia eden biri... ismi Mo-Kei miş, uyarı bile yapmadan hemen öldürün Onu.
Um homem que se diz neto do Rei da Águia Branca... chamado Chang Mo-kei, mate-o imediatamente.
Kurbanın adı Thomas Phillips'miş.
O nome da vítima era Thomas Phillips.
- Aldığı uyku ilacının adı Somanil'miş. - Adını duymuştum.
- O soporífero chama-se Somanil.
Tarif ettiğin gibi bir kadın varmış, ama adı Alison Page'miş.
Essa descrição corresponde a uma mulher chamada Alison Page.
- Erkek arkadaşının adı Kent'miş.
É isso! O namorado chamava-se Kent?
Bugünlerde insanlar, gerçeklerini doğrulayan yanlışlıklar yapıyorlar kendi gezegenlerini yok ediyorlar, kendi kendilerini, demokrasi ve özgürlük şarkılarını bir Din miş gibi söyleyerek suçluyorlar yok oluşlarını mutlu bir şekilde devam ettiriyorlar
Hoje em dia, encontrarás pessoas que confundem, a sua ganância com a verdade destruindo o seu próprio planeta e condenando-se à própria destruição! Cantando a sua democracia e a sua liberdade como religião, justificam alegremente a sua viagem rumo à auto destruição.
Kurbanın gerçek adı Susan Sidarsky'miş.
O nome verdadeiro era Susan Sidarsky.
Bırakalım mis gibi banka, başkaları gelip soysun diye oracıkta yatsın.
que seja roubado por outros.
Ahm Shere'e yapıldığı bilinen son sefer... 3 bin yılı aşkın bir süre önce Dördüncü Ramses tarafından düzenlenmişti.
A última expedição conhecida para chegar mesmo a Ahm Shere... foi enviada por Ramsés IV, há mis de 3000 anos.
Claudia'nın zengin kocası da genç yaşta ölmüş. 35'miş.
O marido rico da Claudia morreu novo, aos 35 anos.
"Bu işi halletsen iyi edersin" miş. "Yoksa kıçını kuruması için dışarı asarım" mış.
"Será melhor que o faças... ou então teremos muita coisa para ajustar, entendes"
Hımm, kadının adı da Lucy Watkins'miş.
Bem, o nome dela é... Lucy Watkins...
Orkestranın adı Arnito Rey'miş.
A banda chamava-se "Arnito Rey e a sua orquestra".
En sonunda, üstünü örtecek kadar su koy ki mis gibi leziz olsun. Ve kesinlikle kapağı açmayacaksın.
... Depois salpica-lo com mais água no fim para ficar bem delicioso.
- Babasının en sevdiği program "Dawson's Crack" miş!
Ouvi dizer que o programa preferido do pai dele é "Dawson's Crack".
Damadın düğün gününde mis gibi kokması için.
E para deixar o noivo todo cheiroso em seu casamento.
Yılan balığı pastasının açık mis kokusu.
o inconfundível cheiro de tarde de enguia.
Onların asıl bateristi Ringo değilmiş. Pete Best'miş.
Sabes, o Ringo não foi o baterista original.
Güçlü olanın güçsüz olana sanki bir "şey" miş gibi davranması gibi.
tratam os mais fracos como meros objectos.
Josey, yeni mis kokulu duvar kâğıdını beğendin mi?
Josey, gostam do vosso novo papel de parede com cheiro?
Bu sadece kafana taktığın aptalca bir şey. - Jetland'miş!
É só uma ideia estúpida que tens na tua cabeça, a Jetlândia.
Kızın ismi Mandy Phillips'miş. Her şey burada yazıyor.
O nome da garota era Mandy Phillips, está tudo aí.
"Tadın her zamanki gibi çok güzel" miş?
"Estás saborosa como sempre"?
Que me diere guiansa Para quemar mis pecados... ( Günahlarımdan beni bağışlasın diye! )
Que me desse ganza... para queimar os meus pecados...
Annesi "bebeğim, bebeğim, bebeğim" diye bağırıyordu, küçük çocuğun parçalarını toplayıp tekrar bir araya getirmek için uğraşırken.. sanki narin bir Humpty-Dumpty'miş gibi.
A mãe gritava : "Querida!" ao apanhar os pedaços da pequenina, tentando juntá-los como um precioso Humpty Dumpty.
Adamlarımın söylediğine göre muhbir Lik'miş.
Meus homens disseram que Lik era o suplente.
Ama ben bu akşam, oğlumla burada olmanın daha önemli olduğuna karar verdim. Orada olup hayatımın hayalini gerçekleştirmek yerine.
Mas decidi que é mis importante esta aqui esta noite... com o meu fantástico filho, a estar lá, a a cumprir o sonho duma vida.
Yeni umutlar, yeni sevinç, Bir yabancının mis kokusu havayı dolduruyor..
Novas esperanças e alegrias, um perfume estranho enche o ar..
Makyaj masasının altına saklanmış, "Les Mis'in" finalini söylüyordum.
Estava aqui debaixo da toalha de mesa, a cantar o final de Les Misérables.
Bilmiyorum bütün söylediği adamın adı Jack Leveret'miş.
Não sei, ele só disse que o nome é Jack Leveret.
Garcia, sonunda DVD'deki ses kaydını almayı başardı. Emirleri veren Amber'miş.
Garcia isolou a faixa de áudio do DVD, era Amber a dar as ordens.
Resimler, belgeler, vergi kayıtları... Sadece Senatörün karısını kaçırmadılar. Hedefleri Sara Collins'miş.
Fotos, documentos, ele não sequestrou a mulher do senador ele escolheu a Sara Collins.
Ya hemen anlaşırsınız ya da iş miş kalmaz.
É melhor resolveres isto, ou ficas sem negócio para gerir.
Onun sınıfındaydım. O da CIA'miş.
Eu estava na aula dele.
Kurbanının ayağındaki beyaz toz, Permetrin'miş, bir sinek kovar, aynı zamanda pire-savarlarda da kullanılır.
Os vestígios brancos nos pés da tua vítima eram Permethrin. Um repelente de insectos, também usado em pós para pulgas.
Sıcacık mis gibi yatağınızın keyfini sürün, siz yaşayanlar, Lethe'nin buz gibi soğuk dalgası açıktaki ayağınızı yalamadan önce. J.W. GOETHE
Esteja satisfeito, ser vivo, na sua deliciosa cama quente, antes que uma vaga gelada de Lete lamba o seu pé que escapa.
- Mis kokan aşkını paylaşsana!
- Eu adoro coisas doces. - Não, fica longe.
Sen tanıdığım en havalı adamsın.
És o tipo mis fixe que eu alguma vez conheci.
Fiona'nın gerçek adı Lorraine Gail'miş.
O nome verdadeiro da Fiona é Lorraine Gail,