English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ M ] / Mito

Mito translate Portuguese

1,472 parallel translation
Bir adamdan cidden fazlası, bir mittir, ama gerçektir, yaşayan bir efsanedir, Firari Jeong Jeong.
Na realidade, é mais do que um homem é um mito, mas real. Uma lenda viva, Jeong Jeong, O Desertor.
İsa efsanesi tamamen evlenmemiş bir kadının eseri olduğu üzerine kurulu.
O mito cristão começa com as dores de parto de uma mãe solteira.
Tamam, şu "İsa Efsanesi" olayını tekrar tekrar konuşmasak olur mu?
É capaz de parar de falar em mito?
Olur mu, çünkü bazı insanlar bunun bir efsaneden öte olduğuna inanıryor
Há quem acredite que é mais do que um mito.
Efsane göre, tüm acılarını serbest bırakıldı, kutusunun altındaki sol bir şey vardı.
De acordo com o mito, quando todos os Males foram libertados, sobrou uma última coisa no fundo da caixa.
Piromani zihinsel bir hastalık olduğu belki basit bir söylentidir, fakat eskilerden bildiğimiz kadarı ile seri kundakçılar patolojik yangın çıkarıcı olmaktan haz alırlar.
Piromania é uma desordem mental pode ser apenas um mito, mas nós sabemos pelos precedentes, que o Incendiário Compulsivo sente prazer numa relação patológica em ajustar o fogo.
Korelilerin köpek yedikleri efsane değil biliyorsun.
Bom, sabes que não é um mito. Eles comem mesmo cães.
Bunların hepsi iftira ve masal.
Isso é uma calúnia e um mito.
Geçmişte çoğunlukla... çocuklara anlattığımız efsane hikayeleri olarak kabul edildiler.
Em grande parte da nossa história, foram considerados um mito, histórias que contávamos às crianças.
Viking miğferlerinin boynuzlu olduğu bir efsane.
A treta dos capacetes vikings terem chifres é mito.
Bu sadece çömezleri korkutmak için uydurulmuştur.
É um mito usado para assustar os calouros.
Bir şehir efsanesine göre intihar oranları tatillerde zirve yapar.
Há um mito urbano sobre as taxas de suicídio aumentarem no Natal.
Beraber tatillerimizi efsaneleştiriyorsun sanki, Sean.
Creio que estás a transformar num mito as nossas festas juntos, Sean.
Belki de gerçeği utandırmak için söylenebilecek birşeyler vardır, bir efsane yerine bir ilişkinin gerçekliği içinde yaşamak için.
Talvez haja algo que possa ser dito pela verdade, para se viver a realidade de uma relação em vez do mito.
MAHKUM AMA EFSANE SÜRÜYOR
MITO PERDURA APESAR DA CONDENAÇÃO
Herkes gerçek olmadığını düşünüyor.
Todos pensam que é um mito.
Bir efsaneye göre, çok güçlü bir tanrı başka bir dünyadan gelmiş ve orada bir hazine gizlemiş.
O mito diz que um deus todo-poderoso veio de outro mundo e escondeu lá um tesouro.
O dediğin, dünyayı el altından yöneten iri yarı ve öfkeli kadınların uydurduğu bir söylenceden ibarettir.
Isso é um mito. Criado por mulheres grandes e irritadas que governam secretamente o mundo.
Nazilerin genişleyen öldürme politikası, SS mensuplarının sadece verilen emirleri uygulayan robotlar oldukları efsanesini yıkacaktı.
E os nazis a fazerem evoluir a sua política mais abrangente de homicídio de formas que desafiam o mito popular das SS como assassinos robóticos que apenas cumpriam ordens -
Birçok kişi bunun bir efsane olduğuna inanıyor.
A maior parte das pessoas acham que é um mito.
Bu "James Joyce" un kitabının adı, ya da Yunan Mitolojisinde bir kahraman değil mi?
Isso é para o livro de James Joyce, ou um mito grego?
Sovyet gücü bir masal.
O poder soviético é um mito.
"Askeri-Endüstriyel İttifakı" nızı sürdürebilmek için "Rus Masalı" nı diri tutmak zorundasınız.
Precisam de manter o mito russo vivo... para manter a vossa complexa indústria militar.
Bence bu daha çok dergi satmak için uydurulmuş bir efsane.
Acho que é só um mito para vender revistas. Mito?
Sen az önce kadın orgazmına efsane mi dedin?
Acabaste de dizer que o orgasmo feminino é um mito?
Sion Tarikatı bir efsanedir.
O Priorado de Sião é um mito.
Efsaneye göre, bu, gerçek amaçlarını gizlemek için kullanılan bir örtüydü.
Isso foi uma cobertura para encobrir o seu verdadeiro objectivo, de acordo com este mito.
Kafayı tamamen Tarikat efsanelerine takmış bir Kâse tarihçisi tanıyorum.
Conheço um historiador do Graal, completamente obcecado pelo mito do Priorado.
Yaradılış efsanesini anlatıyor.
Explica a criação do mito.
Kai, Sampo gerçek olabilir. sadece efsane değilmiş..... ama gerçek bir tarihi makine mutsuz insanlar için mutluluk ve huzuru yapmak amacı ile....... tümüyle
- Kai, é possível que o Sampo não seja só um mito... mas sim uma máquina real... com o propósito de proporcionar felicidade e bem-estar às pessoas... em troca de nada.
O hikayeden gerçekten çok korkuyorsun, öyle mi?
Tens mesmo medo dessa história, não? É só um mito.
Akıllısın, çekicisin, orijinal Yıldız Savaşları üçlemesine hayransın, çünkü CGI teknolojisi... tüm anlatım ve efsaneyi yok etti.
És inteligente, és atraente, adoras a trilogia original da Guerra das Estrelas, porque é tudo uma questão de contar histórias, e o mito, antes que o "Não Podes Entrar" estrague tudo.
Aşk bir efsane değil baba O gerçek!
O amor não é um mito, pai, é real!
Babam onun bir efsane olduğunu söylüyor.
Meu pai disse que é só um mito.
Baya oldu sanırım.
Não sei. Foi há mito tempo.
Gerçek aşk masallarda vardır.
O amor verdadeiro é um mito.
Bu sadece bir şehir efsanesi.
É só uma treta de um mito urbano.
Lanet bir şehir efsanesi değilmiş.
Não é um raio de um mito urbano!
Yaradılış hikayesi bu, bir efsane!
É uma história inventada. É um mito!
Yani o genç yaşta güzel çocuklar yapma masalları pek gerçeği yansıtmaz.
O mito de que as mães jovens têm bebés bonitos, não é verdadeiro.
Bunun adı "mitomani".
É mito maníaca.
Kadınlar alçaklardan hoşlanır lafı tamamen bir efsane.
Essa cena das mulheres gostarem de sacanas é um mito
Ve hala vajinal orgazm mitine inanıyorum.
E ainda acreditaria no mito do orgasmo vaginal.
Dünya'da da benzeri bir mit var : Merlin geleceği okuyabilir, çünkü geçmişe doğru yaşlanıyor.
Há um mito parecido na Terra, de que Merlin podia ver o futuro, porque tinha regredido no tempo.
Hayır. Kase'nin Hz. İsa'nın son yemeğinde kullandığı çanak ya da kupa olduğu efsaneye sonradan eklendi.
A ideia de que é um copo, ou um cálice, em especial o usado por Cristo na Última Ceia, foi um acrescento ao mito.
Çoğumuzun bir efsane olduğuna inandığı, 30 yıldan fazla bir süredir bilinen çok gizli bir teşkilat söylentisi var.
Há 30 anos que oiço falar deles. Uma organização tão secreta, que pensámos que era um mito.
Kehanet bir efsane. Ekselansları gerçek kralları önünde secde etmeyi bilen halkı tarafından kabullenilmiş!
A profecia é um mito, Vossa Excelência, abraçada por aqueles que são demasiado tolos para adorarem o seu verdadeiro rei.
Bu söylenti.
É um mito.
Aslında bu bir mit.
Na verdade, isso é um mito.
Bu bir şehir efsanesi.
É um mito urbano.
Belki de onu da kandırırdı
- Pensei que isso era um mito.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]