Montauk translate Portuguese
150 parallel translation
Montauk Kulüp'te, saat 9'da.
Vai ser no Montauk Club, às nove da noite.
Montauk'a gittik.
Fomos para Montauk.
Yarın Montauk'a gideceğiz.
Amanhã vamos para Montauk.
Montauk'da gördüğümüz annen mi?
A mãe que conheceste em Montauk?
Bu, gittikçe güzelleşen denize sıfır bir evi olmasını daha gerçekçi yapıyor.
Bem, isso torna o facto de ela ter uma casa em Montauk ainda mais impressionante.
Hani şu Montauk'da yaşayan.
Certo, aquela que vive em Montauk.
"Not : Anneniz Montauk'da yaşıyor."
P. S. A vossa mãe vive em Montauk. "
Montauk'ta ay ışığında yüzdük.
Nadei com ela ao luar em Montauk.
Arkadaşımın evi Montauk'ta.
Meu amigo vive no Montauk.
Gece yarısı Montauk!
No Montauk a meia-noite?
Trene atlayıp Montauk'a gittim.
" Apanhei um comboio para Montauk...
Kumsalda hava çok soğuk.
Está um frio de rachar nesta praia. Montauk em Fevereiro...
Benimle Montauk'a gelmek ister misin?
Vens comigo a Montauk?
- Montauk mu?
- Montauk?
Benimle Montauk'ta buluş.
Vai ter comigo a Montauk.
- Montauk'ta mı?
- Em Montauk?
Long Island'da büyüdüm. Montauk Point, West End.
Montauk Point, West End.
Evet, amcamın ve teyzemin Montauk dışında yazlıkları var. Bu gerçekten romantik olacak.
Sim, os meus tios têm uma casa de praia em Mountak, é muita romântica.
Dün gece fırtına Montauk'u temizledi.
O tempo melhorou em Montauk.
Fırtına Montauk'u temizlemiştir, harika bir haftasonu olacak.
A tempestade limpou Montauk ontem. Deve ser um fim-de-semana perfeito.
Bud geçen yaz o bisikletli kıza çarptığında yardım etmiştin ama.
Achou boa ideia ajudar o Bud quando atropelou aquela rapariga de bicicleta, em Montauk, no Verão passado.
O duyuyor mu bilmiyorum ama Montauk'taki herkes duydu.
Ela não ouve, mas toda a gente em Montauk ouve.
Ben, Montauk'da 36 kiloluk köpekbalığı yakaladım. Hamtons'da.
Apanhei um tubarão de 35 quilos em Montauk, que fica nos Hamptons.
Şu an da, Montauk Pink fabrikanızdaki üretim hattında çoğunlukla kadın işçi çalıştırdığınızı biliyoruz.
Ouça, eu sei que está a usar bastante o cor-de-rosa Montauk na sua actual linha feminina.
Benim ailemin Montauk'ta bir evi var.
A minha família tem uma casa em Montauk.
Montauk'taki eve gidebilirsin.
Usa a casa de Montauk.
Teneke vb. şeylere ateş etmek için Montauk'daki yazlık evlerine gitmiştik.
Fomos para casa dele, em Montauk, disparar contra latas e coisas assim.
Montauk boyutunda guatrı var.
Tem um inchaço do tamanho do Montauk.
Montauk Yat Klubü'nde son dakika iptali olmuş olabilir.
Talvez o Yacht Club de Montauk tenha um cancelamento de última hora.
20 yıl önce ailemizi sarhoş bir sürücü yüzünden Montauk otoyolunda, bir kazada kaybettik.
Há 20 anos perdemos os nossos pais num acidente... Um condutor embriagado na auto-estrada de Montauk.
Montauk'da insanlar cuma günü neler yapar ki?
Não sei o que o povo de Montauk faz sexta à noite.
Biraz uzaklaşmaya ihtiyacım vardı. Ben de Montauk'ta, bir kaç gün, Lee ile kalmaya karar verdim.
Precisava de descansar, e decidi passar uns dias em Montauk com a Lee.
- Oh! Lee, Montauk'ta mı?
A Lee está em Montauk?
- Hımm. Montauk'ta bir yeğenim var ve benim haberim yok.
Tenho uma sobrinha em Montauk e não sabia.
Ama Montauk'taki şu güzel oteli buldum ve...
Mas depois encontrei um hotel lindo em Montauk e...
Pekâlâ, buradaki köpekbalıklarının birçoğu doğu sularından Keys açıkları, Montauk ve Costa Rica'dan geliyor.
Todos estes tubarões, a maioria vem de águas orientais : Keys, Montauk, Costa Rica.
İşimi hızlıca halledip dönerim hemen.
Vou levá-la para Montauk, comer alguma coisa, depois voltar.
Montauk mu?
Montauk?
Kev hâlâ Montauk'ta ve benim de fazla mesaiye kalmam lazım.
O Kev ainda está em Montauk, e eu tenho um duplo turno.
Bir arkadaşım, 4 Temmuz için bana Montauk'taki evini verdi.
Um amigo emprestou-me a casa em Montauk para o 4 de Julho.
- Ne dedin? - Bu hafta sonu Montauk için. Kamp ateşi yakacağım.
Em Montauk, neste fim de semana, quero fazer uma fogueira.
Montauk'ta çok önemli bir işim var.
Tenho uma empresa de importação em Montauk.
Çok yakın bir zamanda bir minibüs ve Montauk'taki bir yazlık evini kiralamış.
Ela recentemente assinou contrato para alugar uma carrinha e uma casa de férias em Montauk.
Montauk'ta bir barda işe girdi.
Uh, arranjou um trabalho num bar em Montauk.
Daniel aşağıda Montauk Limanı'nın hayır işleriyle ilgileniyordu.
O Daniel trabalha em caridade nas docas em Montauk.
Spoiler uyarısı senin Bayan Montauk ile kız kıza konuşmanız işe yaramamış.
Lamento informar-te, mas a tua conversa com a Sra. Montauk não resultou.
Berry'nin Yeri, Mantok'da.
Middlebury inn. Montauk.
- Montauk?
- No Montauk?
Makineyi Montauk'a götüreceğim.
Tu sabes...
Ailesine gittim.
Disseram que ele aceitou um trabalho como pescador em Montauk. Falei com os pais.
Montauk'ta bir balıkçılık işini kabul ettiğini ve ne zaman döneceğini bilmediklerini söylediler.
Eles não fazem ideia de quando ele vai voltar. Certo.