Nadia translate Portuguese
1,257 parallel translation
Nadia!
Nadia!
Nadia nerede?
Onde está a Nadia?
Ben hiç çocuk istemedim Nadia ama sonra sen geldin.
Eu nunca quis ter filhos meus, Nadia. E, entretanto, vieste tu.
Nadia, benim.
Nadia, sou eu.
- Sydney, neler oluyor? - Nadia.
Sydney, o que se passa?
Cihazı koruyor. Bir şeyin etkisi altında.
É a Nadia, está a guardar o mecanismo.
Lütfen Nadia.
Por favor, Nadia.
Nadia, dur!
Nadia, pára.
Nadia.
Nad... Nadia.
Nadia'yı görmeni ayarladım.
Arranjei maneira de veres a Nadia.
Seni Nadia'nın yanından ayırdığım için özür dilerim.
Desculpa afastar-te da Nadia.
O adama güvenebileceğini sanıp da kendini kandırma.
Nadia, não te iludas achando que podes confiar nesse homem.
Dün gece. Nadia'yı ziyarete gelmişti.
Ontem à noite, para visitar a Nadia.
Nadia'yla onu bulup bizi odaya çıkarmasını sağlasak yeter.
Eu e a Nádia só precisamos que ela nos leve ao quarto.
Nadia bu, bütün görevi tehlikeye atabilir.
Nadia, isto pode comprometer a missão.
El bilgisayarı hâlâ Nadia'da. Hadi.
A Nadia ainda tem o PDA dele.
- Mesele o değil Nadia.
- Não é essa a questão, Nadia.
Nadia'yı ablasıyla çalışmaktan alıkoyarak onunla hiçbir bağ kuramazsın.
Não criarás qualquer tipo de laço com a Nadia, se continuares a tentar evitar que ela trabalhe com a irmã.
- Nadia, onları tek başına halledebilir misin?
- Nadia, consegues eliminá-los sozinha?
Nadia harika biri. Biliyorum. Ama biraz ağırdan almaya bak.
A Nadia é espectacular, mas tens de pensar em ir com calma.
Nadia, sana daha önce söylemem gereken bir şey var.
Nadia, há uma coisa que eu te devia ter contado.
Anna, Nadia'yı kaçırdı.
A Anna tem a Nadia.
Brüksel'de engelleneceğini biliyordu. Bunun için Nadia'yı kaçırdı.
Ela sabia que ia ser interceptada em Bruxelas, por isso levou-a.
Anna Espinosa, taleplerini karşılamazsak Nadia'yı öldüreceğini söylüyor.
Se não cumprimos as exigências dela, a Anna Espinosa vai matar a Nadia.
Söyleyeceği sürede paketi Beverly Hills'deki bir butikte ona verirsem Nadia'yı bırakacak.
Se o entregar numa boutique em Beverly Hills a tempo, ela diz que liberta a Nadia.
Anna'ya sahte macun verirsek, Nadia'yı öldürür. Biliyorsun.
Se damos uma falsificação à Anna, ela mata a Nadia.
Benim sorumluluğum Nadia'yı geri almak. Sağ salim.
A minha responsabilidade é recuperar a Nadia, a salvo, viva.
Nadia'ya bir şey olmayacak.
A Nadia vai ficar bem.
- Nadia, delice bir şey.
- Nadia, é uma loucura.
Nadia'yı da al.
Leva a Nadia contigo.
Bana göre beni ve Nadia'yı bu karmaşaya sürükleyen senin Rambaldi'ye olan delice takıntın.
Parece-me que foi a sua obsessão delirante por Rambaldi que me arrastou a mim e à Nadia para este poço sem fundo de confusão.
Sydney ve Nadia, Estonya'da Anna'nın peşinde.
A Sydney e a Nadia estão na Estónia a perseguir a Anna.
- Nadia'nın bununla ilgisi yok.
- A Nadia não tem nada a ver com isto.
Bay Sloane, Nadia'yı beş aydır ilaçla komada tutuyoruz.
Sr. Sloane, mantivemos a Nadia em coma durante cinco meses.
Nadia'nın durumunda gelişme yok.
A Nadia não melhorou. Porquê agora?
Nadia iyileşmeyecek Jack.
A Nadia não vai melhorar.
- İyileşeceksin Nadia.
- Vais ficar boa, Nadia.
Her zamankinden daha güzelsin Nadia.
Estás mais bonita do que nunca.
- Hayır! Nadia!
- Por favor.
Bu mu hoşuna gitti? O fotoğrafın komik bir hikayesi var.
A Nadia é imune ao charme das histórias-fofas-de-bebés.
Söylemiş olayım da, Nadia senin bu "küçük bebeğim" cazibene kapılmaz. O kadar da emin değilim.
Não estou tão certa assim.
- Nadia başaracaktır.
- A Nadia vai sair-se bem.
- Baba, benim Nadia.
- Pai, sou eu, a Nadia.
O benim Nadia'm.
É a minha... É a minha Nadia.
Burada bizimle kal Nadia.
Fica aqui connosco, Nadia.
- Yoruldum Nadia.
- Estou cansado, Nadia.
- Yaşamsal faaliyetleri sabit ama durumu için bir panzehir bulana kadar onu uyutuyorlar.
- A Nadia. Ela está... - Os sinais vitais estão estáveis.
Nadia. Olamaz!
Oh, meu Deus.
Nadia. Bana bak!
Olha para mim.
Nadia'yla ilgili.
É a Nadia.
Annen çok özel bir insandı, Nadia.
A tua mãe era uma pessoa muito reservada, Nadia.