Nantucket translate Portuguese
107 parallel translation
- 25. Nantucket'ta polo sahası olan bir yazlıkları var.
Têm uma casa de Verão em Nantucket com um campo de pólo.
Dün öğleden sonra benimkileri Nantucket'a postaladım ve o andan beri yatağa girmedim.
Eu mandei-os para Nantucket ontem à tarde e depois disso, ainda não me deitei.
Nantucket'da mevsimin son günüydü.
Era o último dia da época balnear em Nantucket.
Nantucket'ı seviyorum.
Adoro Nantucket.
Bir zamanlar Nantucket'tan gelen bir adam...
Ele não gosta de sangue.
Kandan hoşlanmıyor. Ne?
Tem um cara de Nantucket...
Bu Nantucket'la kafiyeli mi?
Isso faz rima com Nantucket?
Bir zamanlar Nantucketlı bir, adam varmış ve...
Tinha um homem de Nantucket Que...
Nantucket'taki gelecek yazını hayal edebiliyorum. Bir sonradan görmeyle...
Já te imagino no Verão em Nantucket, com uma herdeira protestante branca.
Andrea Doria Nantucket sahilinin 12 mil açığında yoğun sis yüzünden Stockholm'le çarpıştı.
O Andrea Doria colidiu com o Stockholm, sob denso nevoeiro, a 20 quilómetros da costa de Nantucket.
Bilirsin, bir zamanlar Nantucket'tan bir adam tanırdım.
Uma vez, conheci um homem de Nantucket. - E?
Bu eseri Nantucket'taki küçük bir kiliseden kurtardım.
Tive sorte. Achei esta madeira numa capela velha de Nantucket.
- Nantucketlı bir kız varmış...
- Era uma vez uma rapariga de Nantucket...
Ve birde Nantucket'teki zamanlar!
E aquela vez em Nantucket!
- "Nantucket'den genç bir adam vardı..."
- "Havia um rapaz de Nantucket..."
Sonra çocuklarına baktığı aile Nantucket'a gitti.
Depois, a família do babysitting foi para Nantucket.
Maine kıyısında, Nantucket'ın kuzeydoğusunda, harika bir yer.
Fica na costa do Maine, nordeste de Kentucky. É linda.
Ay sonunda Nantucket'ta olacağım.
Estarei em Nantucket no fim do mês.
Tepkisi, yelken yarışlarına katılmak için... beni Nantucket'a davet etmek oldu.
Ele respondeu com um convite para ir a Nantucket... a uma regata.
Ben hiç Nantucket'a gitmedim.
Nunca fui a Nantucket.
Nantucket'la ilgili her şey.
Todas as que se referiam a Nantucket.
"Bir zamanlar Nantucket'lı bir adam varmış."...
" Era uma vez um homem de Nantucket...
Nantucket bir ada mı?
Nantucket é uma ilha?
Mantıklı. "Bir zamanlar nantucket'li bir kız vardır..."
"Em tempos viveu uma rapariga em Nantucket."
Bir zamanlar Nantucket'li bir kız vardı.
" Era uma vez uma rapariga de Nantucket.
Peki, Nantucket denilen bir yer var.
Há uma ilha chamada Nantucket.
Dünyanın neresine giderseniz gidin, Cortez Denizi, Nantucket Sahilleri Meksika Körfezi, buradakinden daha iyi balık avlayamazsınız.
Para onde quer que vão no planeta, Mar de Cortez, Enseada de Nantucket Golfo do México. Nunca encontrarão melhor pesca do que aquela que temos aqui.
Herkesten koko alıyorlar. Kapılarını "Nantucket" diyen herkese açacak kadar salaklar.
Eles passam a droga a qualquer um suficientemente estúpido para bater à porta e dizer "Nantucket".
Nantucket.
Nantucket.
Bir torba dolusu malla kapıya gidip "Nantucket" diyecek bir salağı arıyoruz.
Procuramos alguém estúpido... que bata numa porta e diga "Nantucket".
19 yaşımdaydım ve Nantucket'ta garson olarak çalışıyordum. Andy adında harika biriyle çıkıyordum. Kıvırcık sarı saçları gamzeleri, ve gök mavisi ya da mavi-yeşil arası gözleri vardı.
Tinha 19 anos e estava a trabalhar em Nantucket como empregada de mesa, e a namorar com este rapaz fantástico chamado Andy, com cabelo loiro encaracolado, covinhas na cara, e olhos que ou eram azul-bebé ou azul esmalte.
Ve tam kese seansımın ortasında Bay X aradı ve ister inan ister inanma, haftaya hepimizi Nantucket'e götürmek istiyormuş.
E depois, a meio, do meu banho de esponja, o Sr. X telefonou e acredite ou não, ele quer-nos levar a todos, para Nantucket no próximo fim de semana.
O tuhaf insanlarla beraber Nantucket'e gitme.
Não vas para Nantucket com os aqueles esquesitos.
Nantucket'a gidiyoruz.
Nós vamos para Tucket.
Sonsuza kadar Nantucket'ta kalabilmemizi diliyorum, annem, babam, sen ve köpekçik.
Eu desejo que pudessemos ficar em Tucket para sempre, A mamã, o papá, tu e o meu cachorinho.
Nantucket'e gideceğin için heyecanlanıyor musun?
Estás entusiasmado com a ida para Nantucket?
Nantucket etrafında gezdirebileceği küçük bir geç-yaş bebeği.
Um bebé tardio para que ele possa exibir em Nantucket.
Arkadaşıyla kampa gitmek istiyormuş... kampa nantucket'a gitme şansın var mı?
Que queria acampar com o seu parceiro. Há hipóteses de ires acampar em Nantucket?
Patty'le, çocuklar Nantucket'a varmak üzeredir.
A Patty e os rapazes devem estar a aterrar em Nantucket, a qualquer momento.
- Sene 92. Nantucket gezisi.
- Famosa viagem em 1992.
Nantucket, Cape Cod, ve Massachusetts'i bu kadar muhteşem yapan tüm yerler.
Estou mesmo intoxicado, Lois, pela beleza e magia... de Martha's Vineyard.
Görmediğimi sanıyordu, internet pornosunda mastürbasyon yaparken yakaladım. Ne iğrenç değil mi?
No Verão fomos a Nantucket e vi-o a bater uma com porno da Internet quando ele pensava que eu não estava a ver.
Genellikle Nantucket'tan bir adam ve Dave ismindeki keşişle ilgili ama gerçekten duygusal bir şekilde yazıyor.
Principalmente sobre homens de Nantucket e eremitas chamados Dave. Mas fá-lo com grande sensibilidade.
Sanırım Nantucket'ti.
Nantucket, acho que era.
"Nantucket'lı bir kız varmış."
"Era uma vez uma rapariga de Nantucket"
Ve Amerika Birleşik Devletleri'nin bana Nasyonal Sosyalist Parti'nin despotluğuna düşünülenden daha çabuk son vererek kurtardığım sayısız hayatın bir ödülü olarak Nantucket Adası'nda bir ev almasını istiyorum.
E gostaria que os Estados Unidos da América adquirissem uma propriedade para mim em Nantucket dando cabo à tirania do Partido Nacional Socialista mais rápido que o esperado. Anotou?
Nantucket Adası'ndaki küçük yerine gittiğinde seni yakışıklı gösteren SS üniformanı çıkaracağını düşünüyorum.
Quando chegar na sua casa em Nantucket imagino que vai tirar esse seu belo uniforme da SS.
Ben de Nantucket Film Festivali'ne gitmiştim.
Óptimo.
"Nantucket" ile ne kafiyeli olurdu?
O que é que rima com "Nantucket"?
Massachusetts Ruhu
Nantucket, Cape Cod, e todos os belos destinos que fazem de Massachusetts o espantoso sitio que é.
Geçen yaz Nantucket'a gittik.
Eu sei.