English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ N ] / Naveed

Naveed translate Portuguese

69 parallel translation
- Ben mi? Bana sen ve Naveed'le ilgili bir şeyler sorup duruyor.
Ele pergunta por ti e pelo Naveed.
Naveed'i tanımayan yoktur.
Todos conhecem o Naveed.
Sence bu işin arkasında Naveed olabilir mi?
Achas que o Naveed pode estar por trás disso?
Erkek arkadaşın, Naive?
- O seu namorado Naveed? - Naveed.
- Naveed... Evet, Keaton kaybolduğunda o Palm Springs'teydi. Polisle üç kere konuştu.
Estava em Palm Springs quando o Keaton desapareceu.
Naveed, lütfen...
Naveed, por favor...
Gareth'in arkdaşı Naveed hakkında ve gerekçesini gözümüze sokmada neden bu kadar hırslı olduğu hakkında araştırma yaparak.
Ao investigares o namorado do Garreth, Naveed porque é que ele quer mostrar tanto, o seu álibi.
Bana Naveed'den bahsedebilir misin?
Podes falar-me sobre o Naveed?
Naveed hiç Keaton hakkında konuştu mu?
O Naveed já falou sobre o Keaton?
Naveed kendi hakkında konuşur.
O Naveed fala sobre o Naveed.
Naveed'in eski zengin sevgilisi.
O ex de Naveed.
Naveed onla yaşadı mı?
E o Naveed morou com ele?
O zaman eski sevgiliyle konuş. Naveed'le ilgili bildiklerini öğren. Sonra da beni ara.
Fala com o ex, e vê o que ele sabe sobre o Naveed, e depois liga-me de volta.
Peki, bana Naveed hakkında ne anlatabilirsin?
O que podes dizer-me sobre o Naveed?
Naveed bir kabustu seks dışında tabii.
O Naveed foi um pesadelo, excepto pelo sexo.
Naveed bir katil.
O Naveed é um assassino.
- Neden Naveed'in yaptığını düşünmüyorsun?
- Achas que não é o Naveed? - Ele estava na Califórnia.
Başka birine yaptırdı o zaman. Naveed olduğunu düşündüğünü sanmıştım.
Pensei que suspeitavas dele.
Naveed bir çocuğu kaçırmak için birini mi tutuyor? Sadece kıskandığı için?
O Naveed contrata alguém para matar um rapaz porque ele é ciumento?
Naveed'di.
Foi o Naveed. Tem de ser.
Naveed. Onun bir kız olduğunu sanmıştım.
Pensei que era uma miúda.
Çocuğu Naveed kaçırmadı.
Não foi o Naveed. Foi o Merritt.
Artık parasını Naveed için çarçur etmeyecek.
Ele não vai gastar dinheiro com o Naveed.
Naveed tutuklandı.
- Ele foi preso.
Naveed, fare yutmuş gibi duruyorsun.
Naveed, parece que acabaste de engolir um rato.
Naveed.
Naveed?
Savaştayız Naveed.
Estamos a travar uma guerra, Naveed.
Korkmak çok doğal Naveed.
É natural estares assustado, Naveed.
Savaştayız Naveed.
Estamos a lutar uma guerra, Naveed.
Naveed, bir saate kalmadan kontrolü alıp İHA'lara pilotluk edebilecek.
O Naveed poderá assumir o controlo dos drones em menos de uma hora.
Naveed, seni seviyorum, bu yüzden lütfen lütfen şunu hallet ki böylece gidebilelim ve bir daha asla annemin planlarının bir parçası olmak zorunda kalmayalım.
Naveed, eu amo-te, por favor, faz isto e, depois, podemos ir embora e não voltamos a participar nos planos da minha mãe.
Sorun Naveed, değil mi?
É o Naveed, não é?
Naveed kocan olabilir ama anlamak zorundasın, o İHA'lara pilotluk yapması için ne gerekiyorsa yapacağım.
O Naveed pode ser o teu marido, mas tens de perceber que farei o que for preciso para que ele pilote os drones.
Caymaya çalışman şerefine leke sürer Naveed.
Tentares fugir é uma mancha na tua honra, Naveed.
- Durdur şunu! - Sadece sen durdurabilirsin Naveed.
- Só tu podes fazer isso, Naveed.
Londra'ya en yakındaki en ağır silahlı 10 İHA'yı belirle. Sonra Naveed devralıp pilotluk yapacak.
Identifica os 10 drones mais armados perto de Londres e o Naveed tratará de os pilotar.
Berbat bir yalancısın Naveed.
És um péssimo mentiroso, Naveed.
Naveed'e yapmak zorunda kaldığın şeyi anlıyorum.
Eu compreendo o que tiveste de fazer com o Naveed.
Naveed, benim, kız kardeşin.
Naveed, é a tua irmã.
Eğer Naveed kız kardeşini Londra'dan götürmeyi planladıysa o zaman kıza operasyonumuzdan bahsetmiş olmalı.
Se o Naveed planeou tirar a irmã de Londres, deve ter-lhe contado sobre a nossa operação. Não.
Naveed de burada mı?
O Naveed está contigo?
- Naveed bana korkutucu bir mesaj bırakmış.
O Naveed deixou-me uma mensagem assustadora.
Naveed ciddi bir durum varmış gibi konuştuysa kusura bakma.
Desculpa se o Naveed fez parecer que era grave.
O halde Naveed'le birlikte bir yere gideceğini neden düşünmüş?
Para onde ela pensava que ia com o Naveed?
Naveed'e güvenebileceğimizi de söylemiştin.
E também disseste que o Naveed era de confiança.
Naveed'le mi ilgili?
É sobre o Naveed?
Naveed'e bir şey mi oldu?
Aconteceu algo ao Naveed? Por favor.
Senin için herhangi bir telafi şansı varsa Naveed şimdi başlıyor işte.
Se há algum tipo de redenção para ti, Naveed, ela começa agora.
Sabrımı sınama Naveed.
Não testes a minha paciência, Naveed.
Gelmiyorlar Naveed.
Eles não estão a vir, Naveed.
Ian kendini kanıtladı Naveed.
O Ian provou a capacidade dele, Naveed.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]