Nazikçe translate Portuguese
1,265 parallel translation
Ve çocuklar, nazikçe tamam mı?
E rapazes... educadamente, ok?
Sana nazikçe davrandıysam sana bahar günü bahçede yürüme izni verdiysem ya da kapının altından fazladan bir yastık sıkıştırdıysam senin şarabını paylaşıp edepsizliklerine güldüysem ya da seninle tartıştıysam şimdi bana yardımcı olursun.
Se fui gentil convosco, Marquês se vos concedi o privilégio de passear num dia de Primavera ou vos passei uma almofada a mais por baixo da porta se partilhei vosso vinho, ri das vossas vulgaridades ou vos animei com argumentos condescendei agora no que digo.
Her zamanki gibi, bir yazarın hassasiyetinin bilincinde olan... James'in sınıf arkadaşları nazikçe fikirlerini belirttiler.
Como de costume, os colegas de turma do James, conscientes da vulnerabilidade intrínseca de um escritor, apresentaram os seus sensíveis e tolerantes pontos de vista.
Nazikçe vurmaya çalış, ama kararlı ol.
Certifica-te que bates isso com suavidade. Mas com firmeza
... benimle nazikçe konuşurlardı ve dolaşmaya çıkardık..
Eles viriam ter comigo, educados, e levar-me-iam a sítios bonitos.
Kendimi nazikçe savunmak çok mantıklı gelmedi.
Realmente não faz sentido eu defender-me tão delicadamente.
"Sayın Başkan, ben eşitlik istiyorum." Başkan da, gayet nazikçe... şöyle dedi : "Dr. King, bunu yapamam."
"Senhor Presidente, quero que haja igualdade" e, de uma forma muito educada, o Presidente responde : "Dr. King, isso não é possível."
Ellerimle, nazikçe, arkasını, üzerini ve yanlarını siliyorum...
"Com pequenas palmadas limpo-lhe o lombo, " a base, os lados.
Size ettiğimiz yardımlardan sonra bu pek nazikçe değil.
Não tem muita consideração, depois da ajuda que lhes demos.
Çözün zincirlerimi. Yavaşça. Ve nazikçe.
Agora, desacorrentem-me muito devagar e educadamente, senão mato este tipo.
Şimdi, nazikçe ayağını çek.
Vamos, retira o pé, se fazes favor.
Quahog News 5 Exclusive'de, küçük yabancımızı, asyalıya benzeyen Tricia Takanawa yı, bizi nazikçe karşılayan first lady Lois Griffin in evine yolladık.
E num exclusivo do Quahog News 5, nós mandamos a nossa pequena estrangeira, correspondente asiática Tricia Takanawa, a Petoria, Onde a primeira dama Lois Griffin graciosamente aceitou dar uma tour ao seu país. Tricia.
Suyu ılıklaştırdıktan sonra küveti görebilmem için nazikçe geceliğimi çıkardı.
Então ele regulou-a até ficar no ponto certo. Depois despiu-me a camisa gentilmente para eu conseguir ver o que fazia.
Gelmeniz çok nazikçe Şerif.
Foi simpático em ter vindo, xerife.
Niye bana biraz nazikçe dokunmuyorsun. Yada uygunsuzca?
Porque não mostrar algum interesse ao tocar-me gentilmente mas... inapropriadamente?
Salataya aşığınmış gibi davran. Nazikçe ve şehvani.
Tens que tratar a salada como um amante... suavemente, sensualmente.
Nazikçe.
Suavemente.
Güç ve zafere nazikçe hep beraber merhaba diyelim.
Juntem-se a mim para receber a potência e a glória!
Sana nazikçe soruyorum.
Peço-lhe... a bem.
Nazikçe yapılmalı. Klitoris en iyi arkadaşınız olmalı.
Têm de ser carinhosos.
Eğer nazikçe sorsaydı, memnuniyetle onu ziyaret ederdim.
teria gostado de visitar o Cardeal.
- Kısa ve nazikçe.
- Curto e grosso.
Nazikçe ovala acıyor.
Devagar.
Mehtabın nazikçe sardığı çehreniz ne kadar tatlı görünüyor.
"Tão bonito fica o seu rosto envolto pelo suave luar."
Bunu nazikçe sormuyorum.
Mão estou pedindo isto com ligeireza.
Tamam, şimdi onu nazikçe salla.
Agora, embala-o gentilmente.
Bu şekil konuşmaları pek nazikçe karşılamayız beyim.
Não gostamos que nos falem assim.
Ben de ona nazikçe yumurtanın beyazı ile yapılmış içinde biraz domates, azıcık ta mantar, olan omlet istedim, bana verdiğine bak.
E pedi-lhe para me fazer uma omeleta de claras... bem passada, com tomate, cogumelos cebolinho... e ela dá-me isto.
Maria, ona nazikçe 13x9 boyutundaki güveç tabağımı getirmesini söyler misin?
Maria, podes gentilmente lembrá-lo que ele tem a minha caçarola?
Nazikçe, lütfen.
Com suavidade, por favor.
Nazikçe hayır demeye çalışıyorsan önemli değil.
Não, deveras. De acordo, se... se tratas de dizer que não cortesmente, descuida.
Nazikçe bir sonraki vagona geçin diyorum ama oturmuş...
Eu sou simpático, "Vão para o fim da carruagem." Vocês ficam sentados tipo...
Nazikçe temizlendik.
Esfregamo-nos muito bem esfregados.
- Tatlım, seni nazikçe çekicem.
- Querido, vou tirá-lo gentilmente.
Nazikçe.
Gentilmente.
" Basından nazikçe özel hayatıma saygı göstermelerini ve yapılan iş adına konuşmalarını istiyorum.
"Peço educadamente à imprensa que respeite a minha privacidade " e deixe o trabalho falar por si.
- Nazikçe.
- Com calma.
- Nazikçe.
- Com cuidado.
Nazikçe.
Cuidado.
Sana nazikçe soruyorum....... lütfen beni bırakma.
Estou a pedir gentilmente... por favor não me deixes.
Çok nazikçe giydirdim efendim.
Fui muito delicado, Sr.
Yine de bana fevkalade nazikçe sorduğu için, Hanımefendinin dileklerini yerine getireceğim.
Mas como me pede tão amavelmente, agirei de acordo com os seus desejos.
Tamam, yavaş ve nazikçe, kalça ve omuzlardan, döndür onu.
Com muito cuidado, ancas e ombros, rola-o devagar.
Beni nazikçe o güçlü, büyük, dramatik kollarına alacak, tecrübeyle ve sessizce beni soyacak, hafifçe sütyenimi çıkaracaktı.
Ele ter-me-ia agarrado nos seus braços grandes e fortes, e despia-me sossegadamente e com experiência, tirava-me o soutien graciosamente e com facilidade.
Nazikçe bana göre kuru bir yosuna benzeyen birşeyi aldı, ve bir anda ondan hoşlandığımı anladım, çünkü etraftaki herhangi birine pasaklı gibi gelirdi.
Manuseava delicadamente o que, a meu ver, parecia musgo seco, e depois apercebi-me que gosto do Sean porque parecia desmazelado, como alguém que vagueia por aí.
Senin ilk sorunu nazikçe cevapladım.
Respondi à tua questão delicadamente.
Döndüğünde Harry'yi nazikçe uyandırmış.
Volta e acorda Harry.
Hiç nazikçe olmaz.
Era falta de educação.
Nazikçe.
Delicadamente, com suavidade.
Nazikçe açıkladın mı?
E explicou-lhes com cuidado?
Sen tipik bir depo çalışanı görevini yaparken... ben de sıkı sıkı ama nazikçe, seni denetleyeceğim. Pekala, Kelso.
Ok, Kelso.