Negatif translate Portuguese
2,103 parallel translation
- D-negatif.
- D-negativo.
yarı-atomic parçacıklar ve negatif kümeyle.
Partículas sub-atômicas com massa negativa.
Bana zıt. Kendimi bok gibi hissederek geliyorum, sadece onaylanmak istiyorum, ve sen bana çok negatif yaklaşıyorsun.
Chego, sentido-me uma merda por aquilo que vi, e você a dar-me má vibração.
Negatif olduğumu düşünmüyorum, Laura.
Não acho que esteja a ser negativo, Laura.
- Muhtemelen bu sekilde kendin hakkindaki negatif düsüncelerinden kaçinabiliyorsun.
Talvez seja um modo para não teres que encarar... os sentimentos negativos contra ti própria... Não!
Çok yıkıcı. Negatif enerji ya bu.
É destrutivo, é energia negativa.
- Etrafta negatif enerji istemiyorum.
- Não quero energia negativa à volta.
Negatif enerji bana "Bunu bir daha kaydet, olmamış."
Há sim, porque energia negativa é quando me dizes :
L.E. Prep testi negatif çıktı.
A análise deu negativa.
Sonunda benden daha negatif birini bulabilmek güzel.. değişiklik oldu...
É fixe finalmente ter encontrado alguém mais negativo do que eu para variar.
Maggie'nin sarkoidoz testleri negatif çıktı.
O teste não acusou sarcoidose.
Bu yüzden ona, negatif duygular besliyorum, dostum.
- Foi por isso que senti energias negativas.
İdrar kültürleri negatif çıktı. Geçmiş travma ya da cinsel hastalık belirtisi yok.
Não há infecção urinária, lesões, ou DST.
Ve saç örneği uyuşturucu için negatif çıktı.
E não há resíduos de drogas no cabelo.
Nitrojen narkozu negatif.
Negativo para embriaguez das profundidades.
Eğer bir şey davranış merkezlerini negatif yönde etkiliyorsa...
Se algo estava a ter um impacto negativo sobre os seus comportamentos, então...
Çok iyi bir negatif enerji var.
Tem uma energia negativa maravilhosa.
A Negatif!
Tipo AO negativo.
Beyinsel parmak izinin negatif sonuçları Matloff'u içeriye atma şansımızı ortadan kaldırmış olabilir.
Os resultados negativos da impressão podem ter destruído quaisquer hipóteses de prendermos o Matloff.
Ben B negatif'im.
Eu sou B -.
Taze hava, egzersiz. Bazı şeylerin negatif tarafları vardır.
Há coisas que têm um lado negativo.
Hastanın Williams için testleri negatif, bu da kanama ve diğer şeylerin nedeninin -
Provou-se que o paciente não tem Williams. Por isso, o AVC e o resto não foram provocados...
30 dakika bekle ve geri gelip testin negatif olduğunu söyle.
Espera 30 minutos. Volta e diz-lhe que o exame foi negativo.
Testler negatif.
Os exames deram negativo.
Hasta tüm çiçek alerjilerine karşı negatif çıktı.
O paciente não tem alergia a nenhuma flor.
Testler negatif çıkmıştı.
O exame deu negativo.
Koroner anjiyo negatif çıktı.
- A angiografia coronária é negativa.
Tam olarak doğru olduğunu sanmıyorum, çünkü kanın grubu, AB negatif.
Acho que não é totalmente verdade, porque o sangue é AB negativo. Muito raro.
- Sonuçlar negatif çıktı.
Os resultados foram negativos.
Negatif olmak istemem ama her şey iyi değil.
Não quero ser negativo, mas não está tudo bem.
Zehir testi, negatif çıktı.
A toxicologia veio negativa.
Kan testi negatif çıktı.
- O exame de sanguíneo deu negativo.
Negatif.
Negativo.
- Neg, güzel bir kadına yaptığın negatif iltifattır.
Uma nega é um cumprimento negativo que deita as mulheres abaixo, tipo :
"Korkunç anne" fikri, en iyi mitolojideki... iyi annenin negatif özellikleriyle açıklanabilir.
A ideia de "mãe terrível" é melhor ilustrada Na mitologia do mundo pelos aspectos negativos da boa mãe.
Bilimde, negatif sonuç pozitif sonuç kadar önemlidir.
Na ciência, um resultado negativo é tão importante como um positivo.
Bir buzdolabı bul, O negatif.
Procure um frigorífico, O negativo.
Konuşlanma noktasındayız ve negatif başkanı bulamadık, fakat arıyoruz.
Estamos no terreno, no local de resgate. E negativo, não temos o Presidente, mas estamos à procura dele.
Bilinçli bir şekilde kızımın negatif yanlarını dikkate aldılar.Yeni öğrenci olması ve diğer şeyler. Ama içlerinden onda bir sorun olduğunu biliyorlardı.
Conscientemente, têm dado um desconto... aluna nova e tal, mas lá no fundo, sabiam que se passava algo de errado.
Tüm bu işe yaramayan yumurtlama tedavileriyle ilgili, ve hep negatif çıkan hamilelik testleriyle.
Todos os tratamentos de fertilidade que não resultaram e todos os testes de gravidez que deram negativo.
İnleten, yalancı, devamlı negatif olan bir çıban.
Uma opositora, opressora, constantemente pessimista e chata.
Tam bir sağlık delisi. Ve ben insanlara güvenmeyen biri olsaydım ve yalan söylediğini düşünseydim alkol testi yapardım ve sonuç negatif çıkardı.
E mesmo que eu fosse cínico e pensasse que ela era mentirosa, teria feito um exame toxicológico que teria dado negativo para álcool.
Negatif olduğunu söyledi.
Disse que deu negativo.
- Trombozis ve Çagas negatif çıktı.
Deu negativo para trombose e Doença de Chagas.
- Kültürler hâlâ daha negatif.
- As hemoculturas estão negativas.
Biyopsi sonucun negatif çıktı.
A biopsia deu negativo.
Hemen iki ünite 0 negatif kan getirin.
Preciso de duas unidades de sangue O negativo, rápido!
Lösemide her zaman yalancı negatif sonuç olabilir.
A leucemia tem falsos negativos frequentemente.
Gram boyama negatif. Bakteri veya pnömoni yok.
Negativo para técnica de Gram, bactéria e pneumonia.
Mesela zaman zaman, negatif olabiliyorum ve... ve yapıcı ve biraz burnu büyük... ama...
Por exemplo, numa ocasião, posso ser negativo...
Negatif testler mi?
Exames negativos?