English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ N ] / Nete

Nete translate Portuguese

48 parallel translation
Az önce 12 milyon abone nete bağlandı.
Acabámos de atingir os 12 milhões de subscritores on-line neste momento.
Birleştikten sonra, tohumlarımı nete salabilirim.
Depois da combinação, Você carregará a minha prole para a própria rede.
İskele kıskaçları bırakılıyor, iskele babaları, nete.
Amarras de atracação livres. Ancoradouro livre.
Ama öğrencilerimizden biri nete girip, değişen vücudu hakkında bilgi almak isterse anatomik terimleri kullanması gerekiyor.
Se um aluno quisesse procurar informações sobre o seu corpo, teria de usar os termos anatómicos.
Yavaş bir şekilde, topu nete gönderiyor.
Com calma, põe bolas fora, na rede...
Nete gir ve son iki yılın garip olaylarını araştır.
Acker, vai à Net, procura... dois anos bastam. Notícias estranhas.
Bu üzüntülü günde babanı hayal kırıklığına uğratmayacağını biliyorum.
Sei que o teu pai não pode contar contigo para te comportares devidamente nete triste dia.
Şu an telefon şirketiyle bağlantıya geçiyorum.
Estou a abrir comunicação com a companhia telefónica nete momento.
- Evet, evet. Buradaki yetkili benim. Bir sürü adama nete bağlanma izni veriyorum.
Eu sou o mestre por aqui, deixo-os usar a Internet.
Hey bebek. Nete girip, okulları araştırmak ister misin?
Querida, não queres ver cadeirinhas de bebé na Internet?
- Nete bağlanmıyor bir türlü, Jörgen.
- Não consigo ficar on-line.
Neden nete bağlanamıyorum?
Porque é que não consigo ficar on-line?
Belmont basın bürosu, beş öğrencinin hafif yaralandığını duyurdu.
O gab ¡ nete de ¡ mprensa de Belmont afirmou que c ¡ nco alunos receberam cu ¡ dados por fer ¡ mentos menores.
Hemen nete girip pey sürün. Teşekkürler.
Então vão online e coloquem suas apostas, obrigado.
45 dakika içinde Profesyonel Sorumluluk bürosu ile bir görüşmem var.
Bem, tenho que comparecer antes no Gabi - nete de Responsabilidade Profissional para uma avaliação de 45 minutos.
Grup demomuzu nete koydu. Benim de yapım şirketleriyle görüşmem var.
A minha banda meteu uma demo no MySpace, portanto, vamos ter reuniões com editoras.
Sen de nete girince, burada ölenlerin ve garip kazaların kayıtlarına bak.
Vai à Internet e procura antigas certidões de óbitos, acidentes esquisitos, esse tipo de coisas.
Nete girmeyi bıraktım.
Parei de entrar na internet.
Mike'a böbürlendin, Mike nete girdi, ve onu senden aldı?
Gabas-te ao Mike, o Mike liga-se online e então, "rouba-a"?
Nete'i bu işten kurtarmak için bunu nasıl kullanabilirim?
Como posso usar isto para safar o Nate? O que faço?
- Çoktan nete düşmüş.
- Já está na internet.
Hapları aldım. Ve bir şekilde geçti. Ve kendimi otelin lobisine attım ve iş için nete girdim.
Tomei os comprimidos, a coisa passou e arrastei-me até à entrada do hotel e liguei-me à net no centro de congressos.
Bir dakikan var mı. Nete bağlanamıyorum.
- Não consigo ligar-me à Internet.
Bir manyak gibi nete düşüyorsun.
Corre igual a louco.
Herkesi eve gönderip, nete girmeleri için ilgilerini çekmeye ihtiyacım vardı.
Tinha de cativar o interesse de todos para irem para casa e ligarem-se à net.
Sanki biri Ashley Thomas hakkında bilgiler yüklüyor nete.
Parece que alguém está a postar informações sobre a Ashley Thomas
Ve birbirimizden nefret ediyorduk ancak nete girerek tüm önyargılardan sıyrıldık ve aslında birbirimize ne kadar uygun olduğumuzu keşfettik.
E a odiava, e ela me odiava. Mas usando a Internet, e esquecendo o preconceito, conseguimos descobrir que somos bem compatíveis.
İçeri girdin, oturdun, çubuğu aldın, tükürdün yerine koydun ve kahkahalarla o kısmı halletmiş olduk.
Entraste, sentaste-te, puxaste do coto - nete, cuspiram os dois, guardaste-os, e despachámos aquilo com imenso humor. E depois...
Casey'e şunları nete koymamasını söyle artık.
- Está mau? Tens de dizer à Casey para parar de divulgar isto.
- Evet, şirin nete koydum bile.
Sim, está tudo na Internet Smurf.
Carl nete girdiği zaman hep kontrol etmek zorundasın. Tamam.
Tens de ficar sempre de olho no Carl, quando ele está online.
Nete değdi mi?
- O que é que valeu a pena?
RIFT, Martin'in bir videosunu nete yükledi.
O R.I.F.T colocou um vídeo do Martin online.
Bu yerde hiçbir kablo,
Não há TV a cabo nete lugar.
Akışı merak ettiğimiz zaman bize verdikleri kullanışlı nete göz atarım.
Eu dou uma vista de olhos na útil Internet para reclusas que temos quando houver dúvidas sobre algo.
Elinden geldiğince her şeyi nete koydu. Sanırım siz de biliyorsunuz.
Ele atirou a sua rede o mais longe que ele podia.
Nete düşmüş! - Yani biliyorsun...
É viral.
O bütün nete yaydı. Bu konuda yalan söyledin ve şimdi suçlu hissediyorsun.
Ela publicou na Internet, tu mentiste sobre isso e, agora, sentes-te culpada.
Birisi cinayeti filme çekti ve sonra nete koydu.
Ninguém divulgou nada. Alguém filmou o homicídio e publicou-o na Internet.
O gif nete düştükten sonra yardım hattımız Brandon James taklitçileriyle doldu.
Mal se tornou viral, o telefone não parou. Chamadas de pretendentes a Brandon James.
Çünkü ablasının hala orada olabileceğini düşünüyor. Hem de tuhaf bir elemanın nete yüklediği bulanık video yüzünden.
Porque achas que pode estar lá por causa de uma gravação má que alguém pôs na internet.
Aksi takdirde bu video nete düşer.
Ou isto torna-se viral.
Nete giriyorlar... bir şeyler söylüyorlar.
Elas vão à Internet e dizem coisas...
Ancak şimdi, New York Üniversitesi ve diğerleri nete bakacaklar ve oğlumun, sizinkinin değil... oğlumuzun bir cinsel saldırıya karışmış olduğunu görecekler.
Só que agora, a NYU ou qualquer outra faculdade pode pesquisar e ver que o meu filho... não o seu, o nosso filho... está envolvido numa agressão sexual.
Bunu nete yükleyeceğim.
Vou publicar isso.
Nete baktın mı?
Já foste à minha página na Internet?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]