Nikâh translate Portuguese
264 parallel translation
- YAN ( Yok anasının nikâhı )? ! Tamam.
PQP.
Sen Dude'la evlenince nikâh kıyacak mısınız yoksa ilçe izniyle mi evleneceksiniz?
Tu e o Dude väo casar-se, arrumar uma casa, ou simplesmente deixar a regiäo?
Üstelik nikâh şahidiniz de...
- Era suposto...
Geçerli bir nedeni olmadan bir nikâhı erteleyemezsin.
Não pode adiar um casamento sem uma razão válida.
Savaş zamanında bile bir nikâhın tarihine riayet edilir.
- Não se cancela nem em caso de guerra.
Nikâhtan önce bunu öğrendiğim iyi oldu çünkü artık nikâh falan olmayacak.
Foi bom descobrir antes do casamento, porque não haverá um.
Bu bir aile ve araya girmek istemem ama yakında bir nikâh kıymaya vaktiniz olacak mı?
Estão em família e detesto interferir... mas terá tempo em breve para celebrar um casamento?
Bir nikâh töreni mi?
Um casamento?
Nikâhınızı kılmaktan mutluluk duyarım.
Seria um prazer celebrar o casamento.
Galiba benim nikâh şahidimdi.
Acho que foi a minha testemunha.
Eğer yardım istersen nikâh elbiseni giymek için, sadece bağır, duydun mu?
Se precisar de ajuda... Arrumarei isso.
Kardeşinin nikâhı için yıkanmayacak mısın?
Não vai a Banarte para as bodas de seu irmão?
Küçükhanım, nikâh dairesinde görüşürüz.
Fui encurralado. Menina, vamos ao registo.
Büyük bir nikâh töreni.
Um grande casamento de branco.
Saray Nikâh Memuru'nun, sevgili hükümdarının önünde.. .. saygıyla diz çöküp, yüzünde cömert bir gülümsemeyle.. .. tören sorusunu yönelttiği görkemli an.
É o momento solene em que o Prefeito do Palácio ajoelhando-se respeitosamente diante do seu bem-amado soberano, lhe faz, com um sorriso de rara obsequiosidade, a pergunta ritual.
Nikâh dairesindeki kadın!
Sou aquela do Registo Civil...
- Nikâh filmi.
- O vídeo do casamento dela.
Nikâh durumu nasıl değiştirebilir?
Como é que um casamento poderia mudar as coisas?
- Bu nikâh fotoğrafınız mı?
- Esta é a tua fotografia de casamento?
Öğleden sonra nikâh kıyılacak.
À tarde, casamos.
Belgelerle belediyeye başvurduk ve saat 2'ye nikâh randevusu aldık.
Temos o certificado de casamento e temos uma entrevista às 2 horas.
Annem ve babam nikâh için geldiler.
O pai e a mãe vieram para o casamento.
Sayın Wang ve seçkin davetliler oğlumun Wei Wei ile nikâhı sade, ani ve sizin için sürpriz oldu.
Chefe Wang e distintos convidados... o casamento do meu filho com Wei Wei... foi muito simples e repentino... e nos apanhou de surpresa.
Ben iki kez boşandım ve bir kere de nikâh masasında terk edildim.
Divorciado duas vezes, deixado no altar uma vez.
Kilise nikâhı.
Casamos na igreja.
- Kilise nikâhı ya da evlilik yok!
- Ou na igreja, ou nada.
Nikâh hediyeniz efendim. Prens Clayvor'dan.
Aqui está o presente de casamento... do príncipe Klavor,...
Nikâh hediyeniz efendim.
Eis o presente de casamento do príncipe Klavor.
Nikâh belgemiz.
Nosso certificado de bodas.
- Nikâh bu. "Cadılar Bayramı" değil.
- É um casamento, não um carnaval.
Hayır, ben nikâhı kıyıyorum. Smokin giymeyeceğim.
Não, não vou de smoking.
Nikâh şahidindim.
Discursei no teu casamento.
Bu yüzden nikâh "kıymak" deniyor.
É por isso que se chama "casamento".
Nikâh ve cenaze evrakları orada.
Ali ao fundo, documentos de casamento e morte.
Bir hafta içinde nikâhımız olacaktı.
O casamento era suposto realizar-se dentro de uma semana no Tangiers.
Bizim nikâhımızda bu işi kim yapacak diye tartışmıştık.
Nós discutimos sobre quem iria fazer o nosso casamento porque
5 gün önce nikâhı iptal ettirmişsiniz.
Você cancelou seu casamento há cinco dias.
Kocasıyla New York'ta evlenecek ve nikâhı plânlamak için uçakla geliyorlar.
É o meu primeiro dia a leccionar aquele seminário de design. Sabes, na The New School?
Nikâh ne zaman?
Eu queria um momento bom, não este. Este não presta.
Nikâh yerine, bir cenaze için eve döndün.
Em vez de um casamento, irá a um funeral.
Nikâh yüzüğünü satmayacağım, Julia.
Não vou vender o teu anel de casamento, Julia.
Ben kendi nikâhımda bile dans etmedim.
Nem no meu casamento dancei.
Nikâh yüzüğü takıyor.
Tem aliança.
Nikâhıma alacağım kadını kendim seçerim.
Sou eu que irei escolher com quem casar.
Onu 20 yıldır tanıyorum. Nikâhınızda dans ettik.
Dancei com ela no vosso casamento.
- Evlilik yeminimizi tekrarlamak ve gerçek bir nikâh töreni yapmak istiyorum.
Gostaria que renovássemos os votos e que fizéssemos um casamento a sério.
- Büyük olmayan, küçük bir nikâh töreni.
- Nada de especial.
NİKÂH DAİRESİ Elmer, işte burada.
Departamento de Licenças de Casamento
Bu da Stoughton-Shutbright nikâhı için yaptığımız başka bir pasta.
- Muito.
- Nikâh mı?
- Casamento?
Onu, senin nikâhına gelmeye bile razı edemedim.
Nem sequer pude fazer com que fosse ao casamento.