English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ N ] / Niyetim

Niyetim translate Portuguese

3,200 parallel translation
Peach, dairende ne dönüyor bilmiyorum ama bunu kayıtlara geçmeni istiyorum suç ortağın olmaya niyetim yok.
Peach, não sei que se passa no apartamento, mas que fique claro, não sou cúmplice.
- Razer, niyetim seni...
- Razer, não tinha intenção...
Niyetim kötü değildi.
Não te quis ofender.
Büyük hata olmaya pek niyetim yok.
Não estou com disposição para ser um erro terrível.
Niyetim asla bu değildi.
Nunca foi a minha intenção.
- Öyle bir niyetim yoktu.
- Não ia fazer isso.
Duvarı aşmaya niyetim yok binbaşım.
Não pretendo saltar o muro, Major.
Bak, bilerek yapmıyorum. Kadının gözüne sokma niyetim yok. Sadece onun hislerini hiçbir şekilde umursamıyorum.
Ouve, não faço de propósito, não estou a tentar provocá-la, só não estou a ter em conta os sentimentos dela.
Bu... kesinlikle benim niyetim değil.
Não era, de todo, a minha intenção.
Bu... Niyetim bu değildi.
Não era, de todo, a minha intenção.
Daha başından geri ödemeye niyetim yoktu.
Não tinha intenções de pagar desde o inicio.
Patlama esnasında yanında olmaya da hiç niyetim yok. Bir gece bekleyelim. Belki tekrar düşünürsün.
E não tenciono estar por perto da explosão. dorme sobre o assunto.
Onu tamir ettirmeye niyetim vardı.
Tenho que consertá-la.
Niyetim öne çıkmak değildi.
Eu não queria exceder-me.
Kötü bir niyetim yok.
Não lhe quero fazer mal.
Bunların peşini bırakmaya niyetim yoktu.
Eu não estava pronto para esquecer.
- Niyetim size çatmak değildi.
Não queria berrar consigo.
- Evet, onlarla her konuşmamızda nasihat dinleyeme niyetim yok, bu yüzden...
Disseram que não liga para eles. Sempre que falo com eles ouço sermão, então eu...
Ve Portland'dan gitmeye de niyetim yok.
E não estou interessado em deixar Portland.
Sana yemin ediyorum, niyetim sana zarar verilmesini sağlamak değildi.
Eu juro, nunca foi minha intenção coloca-lo em perigo.
Seni durdurmaya niyetim yok.
Bem, não tenho nenhuma intenção de o impedir.
Ayazda kalmış olabilirim ama cehenneme gitmeye niyetim yok.
Eu posso estar desamparado, mas não quero ir para o inferno.
Tek niyetim yardım etmek.
Tudo o que quero é ajudar.
Ama senden o kadar kolay vazgeçmeye niyetim yok.
Mas... Não vou desistir de ti.
Öğrenmek için beklemeye niyetim yok.
Não vou esperar para saber.
Benim sizi teşhir etmek gibi bir niyetim yok.
Não tenho nenhuma intenção em expô-lo.
Evet, niyetim o.
Sim, eu... pretendo.
- Bak, yukarı ofise çıktığımızda, sizleri bilgilendirmek ve yardım istemek niyetim vardı.
Quando eu chegasse lá a cima, ao escritório, tinha a intenção de os informar e pedir ajuda.
Senin gibi bir canavarla yalnız bırakmaya hiç niyetim yok.
Nem pensar que eu a deixaria com um monstro como tu.
"Yaptığın tercihler için hiçbir kötü niyetim yok kin veya öfke beslemiyorum."
Não tenho rancor pelas escolhas que fizeste nem ressentimentos, nem raiva. "
Seni tutuklamaya niyetim yok aslında.
Não te vou prender.
Çomak sokmak gibi bir niyetim yok ama Joan ile arandaki telleri onarmak zorundasın.
Longe de mim querer meter-me, mas tens que fazer as pazes com a Joan.
Niyetim sorun çıkarmak falan değil.
Eu não quero criar-lhe problemas.
Ona zarar verme gibi bir niyetim yoktu.
Nunca lhe desejei nenhum mal.
Seninle de o kadar vakit kaybetmeye niyetim yok.
Não pretendo gastar tanto tempo contigo.
- Niyetim o değildi.
- Eu não queria.
Duke hıyarın teki ve onun işlettiği bir yere daha fazla para kazandırmaya niyetim yok.
- Não. O Duke é um idiota e eu não faço tensões de contribuir mais para o seu estabelecimento reles.
Bu yaşta mal mülk üstlenmeye niyetim yok.
Não tenho nenhum desejo de assumir um portfólio de propriedades na minha idade.
Gitmeye niyetim yok.
Não estou a planear em ir-me embora.
Bu iş yüzünden vurulmaya niyetim yok.
Não vou levar um tiro por causa deste trabalho.
Bak, niyetim seninle tartışmak değil, ama şimdi herkesin fikri de kendine.
Não quero discutir com você, mas obviamente, Você tem a sua própria opinião, e eu seria a última pessoa,
Niyetim bu değildi!
Não foi isso que eu quis dizer!
Ben katil de yalancı da değilim ve hiçbir yere gitmeye niyetim yok.
Porque já não quero ouvir mais. Não sou assassina, não sou mentirosa, e não vou a nenhum lugar.
Sensiz ayrılmaya hiç niyetim yok.
Não me ia embora sem ti!
Anlaşma yapmak gibi bir niyetim yok.
Não estou interessado em acordos.
Hayır, niyetim bu değildi.
Não foi assim.
Artık buralarda biri olmak gibi bir niyetim yok.
- Não quero mais ficar aqui.
Niyetim bu kadar sert çıkmak değildi.
Soou um pouco mais bruto do que eu queria.
Öyle bir niyetim yok.
Não planeio isso.
Benim niyetim ise sizi bir dakika daha burada tutarak belki de silahşor tarzı eldivenleri denemenizi sağlamak.
Isto não é uma loja. É uma espécie de paraíso.
Üzgünüm, sizi takip etmek ve korkutmak gibi bir niyetim yoktu ama onlar beni takip ediyorlar ve korkutuyorlar.
Por isso estou aqui, tinha... Desculpe.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]