English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ N ] / Niçe

Niçe translate Portuguese

879 parallel translation
Nice mutlu yil dönümlerine.
Feliz aniversário!
- Nice mutlu senelere.
- E muitos mais!
- Nice mutlu dönüşlere.
- Muitas felicidades.
Burada babam... mücevher değerindeki parlak zekasıyla hayatın kaynağı hakkında... nice teoriler üretti.
Aqui, nesta precisa sala de leitura, a sua brilhante e maravilhosa mente concebeu a excelente teoria... da origem da vida.
Ve Napoli, ve Capri, ve Monte Carlo, ve Nice.
E Nápoles, e Capri, e Monte Carlo, e Nice.
Nice mutlu yaşlara. - Teşekkür ederim.
Felicidades no seu regresso.
Nice mutlu yaşlara Bay Van Cleve.
Muitas felicidades, Sr. Van Cleve.
Nice mutlu yaşlara.
Muitas felicidades.
O zaman halim nice olurdu?
Então, onde estaria eu?
Ve nice büyük, yiğitçe atılan adımlar, yollarını değiştirip bu yüzden, bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.
e os projectos de grande alento, graças a esta consideração, mudam o rumo, da sua corrente, e perdem o nome, de acção.
Yarın, sonraki yarın, bir yarın daha, sürüp gidiyor günden güne küçük adımlarla. Geçmiş günlerimiz ise, nice sersemlere ışık tutmuş. Ölüm yolunda toz-toprak olmazdan önce.
Amanhã... e amanhã... e amanhã... deslizam nesse pobre desenrolar... de dia a dia... até a última sílaba do registro dos tempos... e todos os nossos ontens iluminaram para os tolos... o caminho até o pó da morte.
Nice güzel kızın kulağına fısıldamışsındır bunları.
Tu decerto já sussurraste isso em muitas orelhas bonitas.
Şimdi de "nice yıllara".
Agora "Muitos anos de vida".
Nice yıllara.
Muitos anos de vida.
" Hey, yakışıklı!
" Hey, nice!
Memnun oldum, bayım.
Nice.
Nice'deki ofisimize kadar gelmeye ne dersiniz?
Teria a gentileza de nos acompanhar aos nossos escritórios em Nice?
- Sana söz ettiğim adam. Mücevherler hakkında sorular soran adam. Nice'deki çiçek pazarında bekliyor olacak.
O homem de quem te falei, que me fez as perguntas sobre as jóias, espera-te na entrada do Mercado das Flores, em Nice.
Asil Lorduma nice iyi sabahlar.
Muitos bons dia a meu nobre senhor.
Treat Me Nice, Vince Everett.
"'Me trate Bem', Vince Everett ".
İşte Vince Everett Treat Me Nice adlı şarkıyı söylüyor. Plak, yeni kurulan Laurel şirketinden çıkmış.
Aqui está, Vince Everett cantando "Me trate bem"... da nova companhia Laurel.
"Nice mutlu yıllara" derken, bir doğumgünü daha olmayacağını bilerek...
Mentiras como''parabéns''e''conte muitos'', quando não haverá mais para contar!
- Doğru. Nice mutlu yıllara.
Como queira, Big Daddy.''Conte muitos''.
Nis'de görüsmüstük.
Vimo-nos em Nice, uma vez.
Üç hafta önce Nis'te tanistik.
Conheci-o há três semanas, em Nice.
Yarın sabah Nice'e gidiyorum.
- Amanhã às seis vou para Nice.
"Aloha"! Ve nice yıllara!
"Aloha!" Muitos parabéns!
Geldiğiniz ne kadar iyi oldu.
Oh, it's so nice to have company.
İzinden dönerken trende bir kızla tanışmış. Nice'den Marsilya'ya kadar sohbet etmişler. Kız garda trenden inerken adresini vermiş.
Ao voltar de licença, encontrou uma jovem no comboio, conversaram entre Nice e Marselha e ao sair na estação ela deu-Ihe a sua morada.
Nice'te bir İtalyan botu alabiliriz.
Apanharemos um barco italiano em Nice.
Nice erkeğin, ne kadar büyük ve şanlı olurlarsa olsunlar aşktan zerre anlamadıklarına şahit oldum.
Compreendi que um homem que se faz famoso nunca entenderá o que é o amor.
Very nice of him, though.
Mas foi muito simpático da parte dele, não?
Nice, ya da Italya diye sözleşmiştik onunla.
Dissemos Nice... e depois, talvez, Itália.
Paramız bizi Nice'e bile götürmez.
Estes 12 mil francos não vão durar até Nice.
Bu yüzden Nice'de kimliğimi saklayarak yaşıyorum çünkü kocamla ben çok vahşi düşmanlara sahibiz. Hatta Lübnan'da başımıza konmuş bir ödül var.
Estou então em Niza incógnita pois o meu marido e eu temos inimigos terríveis e a nossa cabeça tem um preço no Líbano.
TWA, Nice Havaalanı, Tahiti'ye 02 : 45 uçağı. Karşıya geçmemiz gerekiyor yani.
T.W.A., Niza, às 2.45, Tahiti, um avião, só tens de o apanhar.
Bir zamanlar güzel, küçük bir yusufçuk varmış.
Once upon a time... "Era uma vez..." "... uma bela libelinha... "... a nice little dragonfly...
Harika bir beyefendiye, Bay Val'e nice mutlu yıllar.
E agora, parabéns a um grande senhor, Mr. Val.
- Nice yıllara, Bay Rogers.
- Parabéns, Mr. Rogers.
NİCE YlLLARA
PARABÉNS
Nice yıllara, Bay Rogers.
Parabéns, Mr. Rogers.
Nice yıllara.
Parabéns.
- Çok iyi.
- Very nice.
Mutlu yıllar. Nice mutlu yıllara.
Feliz aniversário. que este dia se repita por muitos anos.
- Rosaline için nice gözyaşıyla yıkandı solgun yanakların. - Anla beni Peder.
- Escutai-me, padre.
Nice mutlu yıllara.
Muitos parabéns.
- Nice mutluluklar.
- Conte muitos.
Nice yaşlara.
Feliz aniversário.
- Nice mutlu yıllara.
- Muitos retornos felizes.
Nice mutlu yıllara!
Ei, feliz aniversário!
- Sen! - Eunice, Howard, Eunice.
- Eu... nice, Howard.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]