English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ O ] / Ofıs

Ofıs translate Portuguese

881 parallel translation
- Of, sırtım ağrıyor.
As minhas costas já estão a dar de si.
Of, tamam. Lockhardt adında biriydi, "Yahudicik", "çıfıtık" gibi laflarla bizi güldürmeye çalışıyordu.
Bem, então era um homem chamado Lockhardt, e tentou fazer piada com as palavras "judeu" e outras do género.
Of be, bu ne sıcak!
Está mesmo calor!
The Portrait of Dorian Gray'in, 25 sentlik yeni bir... -... baskısına ne dersin? - Dorian Gray mi?
Que acha se voltarmos a publicar "O Retrato de Dorian Gray"?
A DAY OF FURY
D O M I N G O S A N G R E N T O
Ve böylece bizler bugün burada son kurbanı veren yaşamlarını bu acımasız ve önemli çatışmada feda eden Swallowsbath'ın cesur insanlarının adlarını taşıyan bu Roll of Honour'u ithaf etmek üzere kusal bir amaçla toplanmış bulunuyoruz.
E, por isso, nos reunimos aqui, hoje, no propósito solene de dedicar este quadro de honra, que contém os nomes dos bravos homens de Swallowsbath que fizeram o sacrifício final. Que deram as suas próprias vidas neste conflito cruel e crucial.
That's what you've made me do, and I'm not fond of you for it.
Foi o que você fez comigo, e eu não gostei muito. Estava a dizer ao Sr. Ackerman que temos peru para o jantar.
Of, amma da ağırmış!
Como é pesado!
For he's a jolly good fellow, and so say all of us.
Vamos lá para cima encontrar um quarto vazio, sim? - Hip!
Treasure of the Sierra Madre'de Bogart'ı hatırlar mısın?
Lembra de Humphrey Bogart em "O Tesouro de Sierra Madre"?
They've been eating off the hoof for so long, they just naturally grew a set of extra long horns, that's all.
Comeram onde puderam por tanto tempo que lhes saiu um par de chifres extra, é tudo.
# # It's clearly the best of the bunch
# # É claramente a melhor do grupo
# # There's magic in the wake of a fiasco
- Liga o motor. - # # Sucesso!
Spot ışığını, Rachel Toovey Bisiklet Korosu'na çeviriyoruz. Muhteşem "Men of Harlech" aranjmanları yalnız bisiklet zili için.
Hoje, vamos ver o Coro de Bicicletas Rachel Toovey, com o fantástico arranjo de "Men of Harlech"
There's a cupful of gold left up there.
Ha uma caneca cheia de ouro.
Merhaba. Bir "Fifth of Seagram's" alabilir miyim, lütfen?
Dê-me uma garrafa de Seagram.
- 28,3. - Sıcak.
83 of ( 28 oc )
# Bu sadece farklı bir bakış açısı #
It's just another point of view É apenas outro ponto de vista
# Ve ardımda pek bir şey kalmadı #
And there's nothin'much left of me E não sobrará muito para mim
Ve dediki, "Of, hadi ya. Şaka yapıyor olmalısın." Ben yine, "ne demek istiyorsun?"
Ele volta-se e responde, "Já sabes o quê." E eu digo "Então de quê?"
Joyce Güzellik Salonu'nun üst katında kalıyorduk.
Vivíamos por cima da Joyce's House of Glamour.
Bir de Bay Big var, Fillet Of Soul restoran zinciri aracılığıyla dağıtım ve toptan satış.
Depois há o Sr. Big, distribuidor e grossista da cadeia de restaurantes Fatia D'Alma.
- Metropolitan Sanat Müzesinde sergilendiğini " anlatmasıyla devam ediyor. - Bak burada uzun bir köşe yazısı var.
- O museu - "O Modigliani para o Metropolitan Museum of Art"
Of, sıcak!
Céus!
Çiftleşme çağrısı mıydı bu? Of!
O que é isso, o canto do acasalamento?
* Bir düşünelim çocuklarımızın ne ile karşılaşacağını * * 2076'da *
Let's think of what our children face In 2-aught-7-6
* Aşkımızın ışığı *
The pilot light of our love
* Görmeni, içimden geçenleri *
What's goin'on inside of me
* Yiyecek sıkıntısı *
A shortage of food
Evet, peki, saysaydın, o elektrik üretecinin... orada bıraktıklarımızın sadece yarısı olduğunu anlardın.
Se tivessem, você saberia que havia apenas metade Of aqueles deixados para trás.
Of! Çok sıcakmış!
Ai, está quente!
Bernstein's 1869 tarihli "People's Book of Natural Science" kitabından çok etkilenmişti.
Ficara fascinado com a leitura do livro de Bernstein de 1869,
Doğu Bölgesi Endokrinologları Birliği üyesi ve başkan yardımcısıyım!
E sou membro e vice-presidente da Eastern Association of Endocrinologists!
Fakat bu trajedi, son kurban Sally Badina'nın kendi katilini tarihi binanın çatısında Özgürlük Günü havai fişekleri kutlaması sırasında kendi bıçağıyla öldürmesiyle sona erdi.
Mas a tragédia acabou quando a sua última vítima, Sally Badina, matou o seu agressor numa sangrenta luta no telhado do edifício Port of History, durante o fogo de artifício da celebração do Dia da Liberdade.
Santa Mira'daki the Rose of Shannon Motel'in numarısı lütfen.
Que cidade, por favor? O número de Santa Mira do motel Rose of Shannon... por favor.
Frank-N-Furter!
Frederick's of Hollywood?
İncil'den bir bölümün Spinal Tap'e göre uyarlanmış hali.
"The Gospel of Spinal Tap" :
It's like having a cancer growing out of you.
Quer dizer, é como ter um cancro a crescer dentro de nós.
Where's your sense of right and wrong?
Onde está o teu sentido de certo e errado?
I mean, that would put me out of everybody's misery.
Acabo com o tormento de toda a gente?
One of my father's people fingered her.
Um dos tipos do meu pai descobriu-a.
Let's call her up and take her with you so she can meet this girl... and then you shoot her, right in front of her... so your wife can see what you really are.
Vamos ligar-lhe agora e levá-la contigo, para que ela possa conhecer aquela rapariga e depois podes disparar sobre ela à frente dela. Para que a tua mulher possa ver quem tu és verdadeiramente.
Because that's the only thing that got us out of the jungle, with our minds.
Porque foi a única coisa que nos tirou da selva.
Öf, çok zavallısın.
Meu Deus, és tão patética!
Tanrım, bu yerden sıkıldım. Of.
Bolas, estou farto deste sítio.
Kahire'nin Mor Gülü'nün yapımcısı.
É o produtor de The Purple Rose of Cairo.
Bu yılın Mayıs ayında, bizimkilerden sadece biri ana limana vardı, amiral gemisi Rock of Gibraltar.
Em Maio desse ano, só um dos nossos é que chegou a um porto. A nossa embarcação o "Rock of Gibraltar".
Johnny Steele'den "Gecenin Gücü".
Johnny Steele's, "Power of the Night."
Beyler... Saturday Review of Literature'daki ilanınızda... baskısı tükenmiş kitaplar konusunda uzmanlaştığınız belirtilmiş.
O vosso anúncio na Saturday Review of Literature... diz que são especialistas em edições esgotadas.
Saturday Review of Literature'daki ilanınızda... baskısı tükenmiş kitaplar konusunda uzmanlaştığınız belirtilmiş.
O vosso anúncio na Saturday Review of Literature diz... que são especialistas em edições esgotadas.
Of be teyze! Şimdi uyanmanın sırası mı?
Oh meu Deus, não acorde agora.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]