Okay translate Portuguese
3,590 parallel translation
ABD yetkilileri değil. Tamam.
Não são funcionários dos USA Okay.
"Bundan kötü, bundan iyi bir gün yaşamadım." "Macbeth." James, gerçekten üzgünüm, tamam mı?
tradução e revisão : rui leite James, olha, desculpa okay?
- Orada harika bir iş çıkardın.
Okay, mas estiveste muito bem, okay?
Tamam, özür dilerim.
Okay, desculpa.
Tamam.
Okay.
- Tamam.
Okay, okay.
- Sakinleş, tamam mı?
Acalma-te, okay?
- Nefes alıyorum, tamam mı?
Estou a respirar, okay? Okay, bem...
Bill, lütfen bu benim hatam, tamam mı?
Bill, só, por favor, é culpa minha, okay?
Bunun hakkında gerçekten daha fazla konuşmak istemiyorum.
Já não quero mais falar acerca disso, okay?
Olur, tamam.
Okay, tudo bem.
İyi geceler.
Okay, boa noite.
Tamam, hile yapmak yok.
Okay, não tropeces.
- Burada bir yatak odası var.
Este é o quarto, mesmo aqui, okay?
- Tamam.
Okay.
Hayır. Yarın akşam yemeği ben hazırlamak istiyorum, tamam mı?
Quero cozinhar para nós, amanhã à noite, okay?
- Tamam. 5 gibi işten çıkarım.
Okay. Eu saio por volta das 5.
- Tamam, sonrasında hemen gel.
Okay. Vem depois de saires.
- Lütfen bana çok kızma, tamam mı?
Por favor, não fiques chateado comigo, okay? O que foi?
Sana söyleyemem çünkü benim deli olduğumu düşüneceksin.
Não te posso dizer porque vais pensar que sou maluca, okay?
Babam oradaydı.
O meu pai estava lá, okay?
Tamam, Ed.
Okay, Ed. sim, obrigado.
Tamam, dün gece için özür dilerim ama silahımı sen mi aldın?
Okay, desculpa por ontem à noite, mas, tens a minha arma?
Tamam, bak silahını ben almadım.
Okay, olha, eu não peguei na arma.
- Dün gece ışıklar gittiğinde neredeydi?
Okay, ontem à noite, quando as luzes se desligaram, onde estava ela?
Detektif, bu hafta sonuna kadar size haber verir, tamam mı?
Vais ser contactada por um detetive lá para o fim da semana, okay?
Gitmem gerekiyor.
Okay, Ed.
Sonrasın da 1 gün izinlisin, tamam mı?
Depois, tira o resto do dia de folga, okay? Okay.
- Tamam, teşekkürler.
Okay, obrigado.
Onu özleyeceğim.
Okay, Pop. Vou ter saudades dele.
Güven bana Ryan.
Confia em mim Ryan, okay?
Tamam, güven bana.
Okay, confia em mim.
Tamam, 5 dakika uzaklıktayım.
Okay, estou a 5 minutos.
Okay. Ah, Tanrım.
Vai-te lixar.
Pekâlâ.
Okay.
Tamam mı?
Okay.
- Güzel, güzel, güzel.
Okay.
- İyiymiş, iyi.
- Wow! Okay.
Okay. Hey.
Meu Deus!
Anladım.
Okay.
Tamam, geliyorum.
- Okay, vou a caminho. Merda.
- Pekâlâ, ilk yardım çantasını getir.
Okay, traz-me o kit de primeiros socorros. - Está bem.
- Kimsenin görmediğinden de emin ol.
Certifica-te de que ninguém te vê. - Okay.
Tamam.
- Okay.
Peki tamam. Geliyorum.
Sim, okay, vou a caminho.
Pekâlâ, kendini şuna kelepçele.
Okay, algema-te a isto.
Pekâlâ.
- Okay.
Kolundaki bandajları değiştirelim, olur mu?
Vamos mudar as ligaduras dos teus braços, okay?
Acele et, 11 otobüsüne hala yetişebiliriz, tamam mı?
Despacha-te, ainda podemos apanhar o autocarro das 11, okay?
- Tamam ama.
Tu não compreendes, okay?
- Tamam
Okay.