Orange translate Portuguese
408 parallel translation
- Orange, New Jersey.
- Em Orange, New Jersey.
Buraya iki veya daha fazla aydır İngiltere'yi yöneten Majesteleri Hollanda Kralı ve Kraliçe Mary'nin eşi... Kral III. William adına geldim.
Refiro-me a Sua Majestade, o Rei William III, William de Orange, que, com a Rainha Mary, veio da Holanda... e governa a Inglaterra há cerca de dois meses.
Geçen sezonda Faraday'ı nasıl yendiğinizi izledim.
Vi-o dar uma surra a Faraday em Orange a passada temporada.
Prince of Orange. Sekiz numara.
O Príncipe de Orange tem o meu no, o 8.
Prince of Orange.
Príncipe de Orange.
Bir "Orange Freddy" hatırlıyorum. Buenos Aires'de birinci gelmişti.
Conheci um Fredo Laranjas, o que chegou o primeiro a Buenos Aires.
Prince of Orange için de aynı şeyi söylemiştin. Rahatla biraz.
Já disseste isso para o Príncipe de Orange.
Aucassin ve Nicolette'in gözlerine sahip Marianne İngiltere kralı 3.
Marianne tinha uns olhos belíssimos. Contou-lhes a história do "bon vivant" sobrinho de Guillermo de Orange.
Doğu portakal kadınlar kulübünde mi?
Onde, no Clube Feminino de Orange?
Tüm bu merasim, safdışı bırakılan kraliyet ailesini ve hanedanı simgeliyordu.
No entanto, as referências à família real, a Casa de Orange, eram omitidas.
Halk millî marşı okurken askerler selâm durdu ve Bernhard'ın en sevdiği çiçek olan beyaz karanfiller, ulusal anıtlara bırakıldı.
Os soldados faziam continência enquanto se cantava o hino dos Orange e se punham cravos brancos, as flores preferidas de Bernhard, nos monumentos nacionais.
"Bip bip bip, Radyo Turuncu" diye başlardı.
Começava com "bip, bip, bip" e "Radio Orange".
Vatanseverlerden, etrafa, "Turuncular Kazanacak" anlamına gelen "OZO" ve zafer anlamına gelen "V" yazmaları istendi.
A rádio pedia aos patriotas que pintassem sinais : O Z O - Orange Vai Ganhar - e o V de vitória.
Böylelikle her Flaman ıslığıyla parçayı çalabilecek ve parçayı bilen herkes, ezginin nereden geldiğini bilecekti.
E os holandeses pensavam : "Aquele ouviu aquilo na Radio Orange."
Orange bölgesinde oy vermenin oyların % 50'sinin şu ana değin kullanılmış olmasıyla son derecede yüksek olduğu anlaşılıyor.
Os números em Orange County parecem ser excepcionalmente altos, onde apenas 15 % dos eleitores já apresentaram o seu voto.
Los Angeles bölgesi civarındaki iki düzinenin üstündeki kilit bölgedeki halk...
... mais de duas regiões. em Orange County.
Kim Orange Whip kokteyli istiyor?
Quem quer uma Orange Whip?
Orange Whip?
Orange Whip?
Üç tane Orange Whip.
Três Orange Whips.
Orange Groove'nin ilerisinde.
Em Orange Grove.
Herhande Vietnam'da etrafa sıktıkları turuncu maddeden kapmış olmalı.
Provavelmente apanhado no Vietname. Do " "agent-orange" " que para lá andaram a lançar.
Agent Orange uyuşturucusu.
Desfoliador Agente Laranja.
Agent Orange.
Agente Laranja.
Hepsi Agent Orange yüzünden.
É só Agente Laranja.
- Orange County.
- Do Condado de Orange.
- Bazı söylentiler duydum. Washington ve Oklahoma takımları arasında oynanacak Orange Bowl...
- numa partida... que quer conveter a partida de futebol entre Washington e Oklahoma...
Hannibal, Owens'ı Orange Bulvarı'ndaki merkeze kadar takip ettim.
Hannibal, eu segui o Owens até a um armazém na Orange Boulevard.
Kız, yılbaşı günü Orange Bowl stadı üzerinde zeplin kazasında ölür.
Ela morre num acidente de balão, por cima do campeonato de futebol, no primeiro dia do ano.
Orange Sokağındaki küçük dairemizde elektrik kesilmişti.
Faltou a energia naquele apartamento pequeno que tínhamos em Orange Street.
Burnunun dibinde yaptığıma asla inanmaz. Yemek arasında hors d'oeuvres ile canard à l'orange arasında tatlıyla kahve arasında.
Ele nunca acreditará que o faço mesmo por baixo do seu nariz, entre pratos, entre os hors d'oeuvres e o canard à I'orange, entre a sobremesa e o café.
125 Orange Grove Street değil mi?
Aqui não é Rua Orange, 1 25?
- Güney Orange.
- South Orange.
Merhaba ben Sidney. Miss Orange County finalisti ve özel eğitmenim.
Olá, sou a Sidney, instrutora particular e finalista na Miss Orange County.
Sahte isimler kullanıyorlar. Benimki de Bay Turuncu.
O meu é "Orange".
- Bay Turuncu mu?
Sr. Orange?
- Bay Turuncu.
"Sr. Orange".
Pekala Bay Turuncu... Bu pisliği daha önce gördün mü? - Kimi?
Ok, Sr. Orange, já tinhas visto o gajo?
Bay Mavi. Bay Turuncu.
Sr. Blue, Sr. Orange,
Ajan Orange, güvenli olan bölgelerde mikropla savaşmış.
DDT nos anos 50, agente laranja, lançamento de germes. em áreas insuspeitas.
- 90'ların Ajan Orange'ı.
- O agente Laranja dos anos 90.
Bu yüzden, ne zaman birisi bana dik dik baksa, vücudumdaki Agent Orange zehri ortaya çıkıyor ve beni öldürmeye teşvik ediyor! - Beni anladınız mı?
Quando um homem olha para mim, o meu Agente Laranja fica em brasa, e fico cheio de vontade de matar.
- Orange County.
- Orange County.
- Orange County, öyle mi?
- Orange County?
Orange bölgesinin güneydoğusundan, Malibu'nun kuzeybatısına uzanan, Büyük Duvar, LA'yi ana karadan ayırıyor.
Dos montes de Orange County à costa noroeste de Malibu, a Grande Muralha separa Los Angeles do continente.
Burada Bay Robert Wolverton ve karısı Mimi Wolverton ile Orange County'deki Evlerinde birlikteyiz.
Estamos aqui com o Sr. Robert Wolverton e a sua mulher Mimi Wolverton... na sua casa em Orange County.
Peki, Orange ilçesinde senenin en seksi erkeği seçildiniz.
Bem, o Orange CountyDispatch elegeu você um dos dez homens mais sexis do ano.
Miss Orange County finalisti ve özel eğitmenim. - Bu benim TEC-9'um. - İşte bir TEC-9.
Treinadora física e Miss Orange County finalista e isto é uma TEC-9.
Vak vak soslu portakallı ördek...
Pato "à I'orange" com molho "quá-quá".
Ben, Turuncu 254 bölüm başkanıyım. Önümüzdeki iki yıl orası eviniz olacak.
Sou o líder da Secção Orange 254, o vosso lar nos próximos dois anos.
Seni Orange'a kadar bırakabilirim.
Se quiser ir a Orange, eu posso levá-la.
- Orange'a.
- Orange.