English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ O ] / Oregano

Oregano translate Portuguese

25 parallel translation
Oregano.
Orégãos.
- Oregano?
- Orégãos?
- Evet. Oregano.
- Sim, orégãos.
- Bu oregano!
- São orégãos!
Biraz daha oregano, istermisiniz Mr. Finkelstein.
Coma mais uns orégãos, Mr. Finkelstein.
Biliyor musun? Ben Oregano yetiştiriyorum.
Sabes, eu cultivo orégãos.
"Oregano"? Neyin nesi bu?
"Orégão." Que diabo?
Sizce onnar çocuklarına iyi yapılmış kaliteli malları anlamayı öğretmeliler mi? böylece adi oregano'lardan almazlar?
Acha que deviam ser treinados a reconhecer o bom material para não comprarem ervas aromáticas?
Oregano toplumuna uyum saplamamı söyleyen sendin.
Disseste que eu precisava de me dar mais com a sociedade de Orégano.
- Biraz daha keklikotu koy.
- Mais orégano.
- Bunu nereden aldın?
- Esse não é meu orégano.
- Keklikotu değil.
- Não é orégano.
Biraz mercanköşk.
Um bom orégano.
Hindistan ceviziyle keklik otunu karıştırırsan, iyi kafa yaparmış.
Ouvi dizer que se juntar noz moscada e orégano, fica irado.
Keklik otu
Orégano.
Lazanyasına bol bol kekik otu katmayı sever.
Gosta de colocar muito orégano a lasanha.
Oregano, lütfen.
Orégãos, por favor.
Birazcık daha mercanköşk...
Uma pitada de orégano.
Nasıl zaman bulduğumu sorma ama onları ben yapıyorum.
Basílico e estragão pimenta vermelha e orégano.
Üç çöp torbası, kürek, arınıklaştıran lastik eldiven, kekik lazım.
Preciso de três sacos de lixo, uma pá, um pouco de desinfetante... Luvas de borracha e orégano. Vão!
Kekik gibi kokuyor.
É orégano. Sniff.
- Kekik, Şerif! Kokla!
- É o xerife orégano!
Dr. Frank'in sihirli para basma karisimi o, güzel oglum.
Isso, meu jovem primogénito, é o pó mágico de fazer dinheiro do Dr. Frank. Orégano?
Dolapta keklikotunun yanında bunu bulduk.
Encontrei isto no armário ao lado do orégano.
Keklik otu?
Orégano.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]