English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ O ] / Orestes

Orestes translate Portuguese

43 parallel translation
Bu biraz Orestes'in Klytaimnestra hakkında yakınmasını dinlemek gibi.
É como escutar o Orestes a queixar-se de Clitemnestra.
Bu Orestes'e ( Agamemnon ile Klytemenestra'nın oğlu. Babasını öldüren, annesi ile sevgilisinden intikam aldı ) olan şey!
Foi isto que aconteceu a Orestes!
Ama Furyler'in Orestes'e yaptığını duyduğumdan beri... bugünün asla gelmeyeceğini umuyordum.
Mas desde que ouvi o que as Fúrias fizeram ao Orestes... rezei para que este dia nunca chegasse.
- Bu Orestes'in içinde olduğu pislikle aynı.
Isto é o mesmo que aconteceu ao Orestes.
Orestes?
Orestes?
Başka ne sebep gösteriyorlar, Orestes?
Que mais dizem, Orestes?
Cesursun, Orestes.
És muito corajoso, Orestes.
Orestes, eğer kaderimde varsa, ölürüm.
Orestes, se o meu destino é morrer, que seja cumprido.
Orestes!
Orestes!
Aferin, Orestes.
Bom trabalho, Orestes.
Majesteleri, Lord Orestes.
Sua Majestade, o Senhor Orestes.
– Orestes, geri çekil!
- Orestes, retirar!
Orestes, biz yatıyoruz.
Orestes, nós vamo-nos retirar.
Sen sadık bir hizmetçisin, Orestes... ve dostum olarak önem verdiğim birkaç adamdan birisin.
És um servidor leal, Orestes, e um dos poucos homens que posso considerar como amigo.
Orestes in annesi babasına kıydı.
A mãe de Orestes matou o pai.
- Juri Orestesi masum buldu.
O júri achou Orestes inocente.
- Prestis.
- Orestes.
- Bu doğru mu? ... Böyle bir ittifak yaptın mı?
Isto é verdade, Orestes, tu fizeste um tal pacto?
Senin boyun fazla uzamış Arestes, kimin omuzlarına bastığını unutmuşsun.
Subiste tão alto, Orestes, que esqueces em que ombros te apoias.
Bu Orestes babası kadar aptal biri.
Este Orestes é tão insensato como o pai.
Bunu neden diyorsun Orestes?
Porque dizes isso, Orestes?
Orestes, hangi yetkiye dayanarak tanrının yaptıklarını yargılıyorsun?
Com que autoridade julgas a obra de Deus?
Sence Orestes?
E tu, Orestes?
Ben Orestes Orestes'in oğluyum.
Sou Orestes, filho de Orestes.
Orestes sen bende uyum bulduğunu söylüyorsun.
Orestes dizes que encontraste a harmonia em mim.
Orestes.
Orestes.
Orestes, sen değil miydin...
Orestes, mas foste tu...
Orestes birazdan burada olur.
O Orestes já devia estar aqui.
Hiç bir somut önerisi yokken neden Orestes'i gelip görmek istiyor ki?
Porque viria ele falar com o Orestes sem propostas concretas?
Orestes, İsa'ya inanıyor musun?
Crês em Jesus, Orestes?
Orestes şimdi ona söyle. Kutsal kitapta yazılanlara inandığını söyle.
Diz-Lhe agora, Orestes, diz-Lhe que crês no que está escrito.
Ah Orestes.
Orestes.
Orestes'e attıklarımızdan.
Aquelas que atirámos a Orestes ainda cá estão.
Orestes yasal haklarından süresiz yoksun bırakıldı ve Cyril İskenderiye'de gücün kontrolünü tamamen ele geçirdi.
E QUEIMADOS NUMA PIRA. ORESTES DESAPARECEU PARA SEMPRE E CIRILO TOMOU O PODER EM ALEXANDRIA.
Orestes bu lanet zincirin son halkasıdır.
Orestes é apenas o último elo de uma cadeia sanguinária.
Demem şu ki, Orestes'i ve bu belayı anlayabilmek için bu kahrolası Tantalid evinin tüm sıkıntılarını birbirinin etini yiyip karılarını siken acımasız kralları ve şeytani kraliçeleri hissetmeniz gerekir.
O que estou a dizer é que, para compreendermos Orestes e a sua maldição temos de sentir todo o peso desta casa tantálica amaldiçoada. Uma dinastia de reis impiedosos e rainhas diabólicas que comem a carne uns dos outros e fornicam com as mulheres uns dos outros, século após século, geração após geração.
Bu belayı bir tek Orestes kaldırabilmektedir.
E apenas Orestes pode acabar com a maldição.
Sanki cehennem tanrıçaları, Orestes'i cezalandırmak için gökten iniyordu.
Tipo... tipo quando as fúrias desceram para punir o Orestes
Şu Orestes gözlerini oyan adamdı değil mi?
Foi... foi esse que arrancou os próprios olhos?
- Orestes.
Orestes.
Teşekkürler Orestes.
Obrigada, Orestes.
Orestes, ne oldu?
Orestes, como vais?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]