Orwell translate Portuguese
109 parallel translation
George Orwell'in Paris'teki... "Maxim's" de yaşadıklarını hiç okudunuz mu?
Já leu sobre as experiências do George Orweell no Maxim de Paris?
George Orwell.
George Orwell.
Acaba sizde George Orwell'in denemelerinin bir derlemesi var mı?
Tem alguma colecção de ensaios de George Orwell?
Orwell'in denemeleri yok... ama Hayvan Çiftliği'nin güzel bir ilk baskısı var.
Não temos ensaios de Orwell, mas temos uma boa primeira edição de O Triunfo dos Porcos.
Mr. Orwell'in basit hayvan hikayeleri hayvan... severleri ayaklandırıyor.
Orwell história de uma Rebelião Animal contra os maus tratos.
Orwell, Down and Out.
Orwell, Down and Out...
George Orwell şöyle demiş : Eğer özgürlüğün bir anlamı varsa, insanlara duymak istemedikleri şeyleri söyleme hakkı demektir.
George Orwell disse que se a liberdade tem significado, significa o direito de dizer às pessoas o que elas querem ouvir.
Bunu yapamazlar, 1984 gibi.
Não podem, seria uma novela do Orwell.
Sen çok önemli bir davaya parmak bastın George Orwell'ın romanı Hayvan Çiftliği.
Há um caso famoso que se refere - o romance deGeorge Orwell's,'Quinta De Animais'.
İyi okullar seni biçimlendirir Orwell'ci bir şekilde, şeytanca beynini yıkamazlar ya da seni olmadığın bir şey olmaya zorlamazlar, ama...
As boas escolas existem para te moldar, e não para te fazer uma lavagem cerebral religiosa, ou transformar-te numa coisa que tu não és...
Garajda Orwell'la konuştum.
Acabei de falar com a Orwell na oficina.
George Orwell yazmış.
É do George Orwell.
George Orwell şöyle yazmış...
George Orwell escreveu, em tempos :
Nick Koslov, Nadia Orwell... Madam Lulu adlı bir kedi medyumu.
Nick Koslov, Nadia Orwell e uma vidente para gatos, Madame Lulu.
Bana Nadia Orwell'i bul.
Encontrem-me a Nadia Orwell.
Nadia Orwell?
Nadia Orwell?
Yani temel olarak, Orwell demiş ki, "Mükemmel değil, ama yapacağım..."
Resumindo, Orwell não os achou perfeitos, mas serviram-lhe.
George Orwell şöyle demiş :
George Orwell disse :
- Biliyorum, birçok şeyde göze göz şeyler görmüyoruz. Çünkü politik olarak, bence biz Orwell kabusunda yaşıyoruz...
Sei que não concordamos em muita coisa porque vivemos num pesadelo orwelliano...
Hayır, George Orwell.
Não, George Orwell.
30 tane Orwell'in Hayvan Çiftliği kompozisyonuna not vermeme ve özet çıkarmama yardım edecekmişsin gibi bir his var içimde.
Estás com vontade de ajudar-me a preparar um plano ou corrigir 30 ensaios sobre "O Triunfo dos Porcos" do Orwell.
George Orwell, neredeyse 1984'teyiz.
George Orwell, tinha mesmo razão sobre 1984.
Demek oluyor ki Orwell'in kitaplarındaki totalitarian yazım şimdiye kadar kullanılan "ağabey" terimine anlamını vermiştir
O conceito da autoridade totalitária no livro do Orwell realmente difundiu o termo tão popular "Big Brother".
Adım Robert Orwell.
Chamo-me Robert Orwell.
Annen, Bay Restarick'in döndüğünü öğrendiğinde onunla yüzleşmeye gitti. Ama onun yerine, karşısında sahtekar Robert Orwell'i buldu. Ve ne yazık ki bu bilgiyi seninle paylaşma hatasını yaptı.
Quando a sua mãe soube que monsieur Restarick regressara, ela foi confrontá-lo, mas encontrou o impostor, Robert Orwell, e infelizmente, partilhou consigo esta informação.
Sen de bunu, uzun zamandır beklediğin bir fırsat olarak görüp annenin haberi olmadan, Bay Orwell'le yüzleştin ve korkunç planına katılması için ona ısrar ettin.
Foi então que viu a oportunidade pela qual tanto ansiava. Mademoiselle Frances Cary, sem a sua mãe saber, confrontou o impostor, monsieur Orwell, e insistiu que participasse no seu plano horrendo.
Bu amacına ulaşmak için de Bay Orwell'in onu Dadı Seagram'ın da kaldığı binaya yerleştirmesini sağladın. Bayan Seagram'ın sadece varlığı bile annesinin intiharından duyduğu suçluluğu unutturmayacaktı ona.
E para atingir isso, pediu a monsieur Orwell para a acomodar no prédio onde também morava a ama Seagram, uma mulher cuja presença a lembraria da culpa que sentia pelo suicídio da mãe.
Bay Orwell'in, Bay Restarick rolünü oynamasına katlanabilirdi. Ama bu son planın katıksız kötülüğü onun için çok fazlaydı.
Ela aguentava a mentira de monsieur Orwell ser monsieur Restarick, mas a perfídia desta nova conspiração era demasiado para ela.
Bayan Oliver'in o suçlayıcı mektubu aldığını Bay Orwell veya Bayan Claudia görmüş olamazdı.
Não podia ter sido monsieur Orwell ou a mademoiselle Claudia que tivessem visto madame Oliver retirar a carta, pois estavam comigo.
Çünkü onlar benimle birlikteydi. Hayır bayan, onu gören sizdiniz. Bay Orwell'i aradınız ve ona haber verdiniz.
Não, foi mademoiselle Cary que a viu e ligou a monsieur Orwell a avisá-lo.
Aile fotoğraflarını araştırıp, Bay Orwell'in sahtekar olduğunu kanıtlamaya çalıştığını anladığımda da.. ... onun Bayan Norma için çalıştığını, ona karşı olmadığını gördüm.
E quando vi que procurava fotos do pai para provar que monsieur Orwell era um impostor, foi então que percebi que defendia mademoiselle Norma e não o contrário.
Orwell, Hemingway ünlü yazarlar, kaybedecek çok şeyleri olanlar hepsi de İspanya'ya geldiler. Umurlarında bile değildi.
Orwell, Hemingway, escritores famosos, com tudo a perder vinham de todo o lado para Espanha!
Bizler Hayvan Çiftliğiyiz.
Somos o "Triunfo dos Porcos", de Orwell.
Hemingway, Dos Passos, Orwell.
Hemingway, Dos Passos, Orwell.
Hayır, Ben, ben başka bir şey istiyordum... daha ziyade, Norman Rockwell olmayı... daha az, George Orwell.
Não. Eu queria algo mais Norman Rockwell e menos George Orwell.
George Orwell...
George Orwell.
Orwell'ın 1984'ünü, okuma listesine eklemesini önermeyi düşünüyordum.
Estava a pensar em sugerir-lhe que adicionasse 1984 de Orwell à lista.
- George Orwell'ın kitabındaki gibi mi?
Como o livro de George Orwell?
Görünüşe bakılırsa birileri "Orwell sizi izliyor" bloğunu okuyormuş.
Parece que alguém tem lido o blog do Orwell!
Arkadaşı Orwell'e rapor vermeye gitti.
Lá vai ela apresentar o relatório ao seu amigo Orwell.
Ark gözetleme ekibi dün gece Orwell'in sinyalini yakalayabildi.
Ontem à noite, a equipa de vigilância conseguiu localizar o sinal do Orwell.
Orwell artık izi sürülemez değil.
Afinal... parece que o Orwell não é indetectável.
Buna rağmen, Orwell hâlâ karşımda dikilmiyor.
E no entanto, não é o Orwell que está diante de mim neste momento?
Orwell başımın etrafında vızıldayan önemsiz bir baş ağrısıydı.
Dantes, o Orwell era um pequeno contratempo. Como uma mosca sempre à minha volta.
Orwell'in bulunmasını ve ortadan kaldırılmasını istiyorum.
Quero o Orwell descoberto e eliminado.
Demek istediğim, kimsin ki sen Orwell mi?
Afinal, quem és tu Orwell?
"Kişinin ittihazı olmadan mutluluk gelmez."
"A felicidade existe somente na aceitação." George Orwell
- Adım Orwell.
- Sou a Orwell.
- Her hareketini değil.
- Bem-vindo ao "1984" de Orwell,
George Orwell'ın "1984" üne hoş geldiniz.
- com o meu pai como Big Brother.
Orwell, yeni plan.
Orwell, nova táctica.