English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ O ] / Oslo

Oslo translate Portuguese

212 parallel translation
Oslo'dan Paris'e yeni gelmiş bir kızın hikayesi.
É sobre uma rapariga que tinha chegado a Paris vinda de Oslo.
Paris, Prag, Brüksel, Amsterdam, Oslo, Belgrat ve Atina'daki gizli faaliyetlerinin liderini biliyorsunuz... - Hatta Berlin'deki.
Você conhece os líderes da resistência em Paris, Praga Bruxelas, Amesterdão Oslo, Belgrado, Atenas até mesmo Berlim.
Zamanında, Amundsen Oslo'daki bir röportajda açık yüreklilikle şüpheleri gidermişti.
Ao mesmo tempo, se haviam dúvidas, Amundsen, numa entrevista em Oslo... muito generosamente, afastou as dúvidas.
Oslo'ya uçup Dr. Amundsen'le kısa bir röportaj yaptım.
Voei até Oslo e fiz uma curta entrevista com o Dr. Amundsen.
Bu akşam Arkeolojide Bugün'de konuklarımız, Oslo Üniversitesi'nden Profesör Lucien Kastner.
Em Arqueologia do Momento, esta noite, tenho comigo o Professor Lucien Kastner, da Universidade de Oslo.
Bu program için ta Oslo'dan geldim.
Eu vim de Oslo só para participar neste programa.
Alman birlikleri başkent Oslo'ya törenle girdiler.
A entrada da coluna alemã em Oslo foi liderada por uma banda.
Hiç kimse, Oslo'nun Varşova ile aynı akıbeti paylaşmasını istemiyordu.
Ninguém queria que Oslo passasse pelo mesmo que Varsóvia.
- Ne zaman Oslo'da olursun?
- Que horas chegará em Oslo?
- Oslo'ya vardın mı?
- Já está em Oslo?
- Oslo mu?
- Em OsIo?
Evet, daha yeni Oslo'ya indim.
Sim, acabo de aterrissar em Oslo.
Vereme yakalanmış, nişanı bozmuş ve önce Oslo'ya sonra da güney Norveç'te küçük bir şehre yerleşmiş. Orada gazetecilik yapmış.
Apanhou tuberculose, terminou o noivado e saiu de Oslo para ir viver numa cidade no sul da Noruega onde passou a trabalhar como jornalista.
Oslo'da kayıyor olmalıydım!
Eu devia estar a patinar em Oslo.
Helen Oslo'dan getirdi.
Foi a Helen quem mo trouxe de Oslo.
Oslo dışında bir çocuk gelişimi kliniğinin müdürü.
Dirige uma clínica de desenvolvimento infantil nos arredores de Oslo.
Oslo'da bir telefon kulübesinde.
É duma cabina em Oslo.
Oslo Havayolları, Terek'le randevudan iki gün önce, 25 Ağustos'ta Toronto'dan gelen... James William Hayslip adında birini bildirdi.
Uma agência de viagens de Oslo descobriu um James Hayslip, que voou de Toronto... a 25 de Agosto, dois dias antes do encontro com o Terek.
Ben Oslo'ya giden bir Volvo kadar normalim.
Sou tão direito como um Volvo a descer uma recta em Oslo.
Ama Oslo, Norveç'te.
Mas Oslo é na Noruega! ?
OSLO, NORVEÇ Açılış törenine beş ay kala.
Oslo, Norway Cinco meses antes da Cerimónia de Abertura
Geçen Yaz Oslo'da "Çığlık"'ı satın almıştı.
Ele roubou o'The Scream'em Oslo o Verão passado.
Oslo'da... Şimdiden beş yıl mı oldu?
Em Oslo passaram-se cinco anos?
Bir gece treninde başkent Oslo'dan Bergen'e doğru ilerliyorum. Bergen ülkenin batı kıyısındaki fiyortlarda küçük bir kent.
Num comboio nocturno, a minha viagem leva-me da capital, Oslo, até Bergen, uma pequena cidade nos fiordes da costa ocidental.
Oslo'ya sanırım. "
Oslo, eua cho. "
Deniz gezisinin tek sağ kalanı Johansen'le konuşmak umuduyla Oslo'ya gittim.
Viajei para Oslo na esperança de falar com Johansen, o único sobrevivente da viagem marítima.
Geçen yıl Oslo Şekerleri işini onlardan çaldım.
Eu rapinei-lhes a conta dos Oslo Candy no ano passado.
Size, "Johnny Oslo Shadish" çalacağım.
Gostaria de tocar para vocês o "Johnny Oslo Shadish".
Kimseye haber vermeden Oslo'dan ayrılacaktı.
Ele teria deixado Oslo sem dizer nada a ninguém.
Oslo.
Oslo.
"Oslo Alışveriş Merkezi" mi?
"Shopping Center Cidade Oslo"?
İki gün sonra, müzik setinin söndürülemeyen ışıklarından rahatsız bir şekilde yatakta uzanmışken kararını verdi.
Dois dias depois, quando estava deitado na cama, irritado pelas... luzes vindas da sua Hi-Fi, que não podiam ser desligadas, ela veio ter com ele : ele tinha que sair de Oslo.
Bir Oslo destanı : Dolambaçlı.
A chegada da maturidade, um épico de Oslo : "Roundabout".
Oslo'lu bir çocuk tanırdım. "Norwegian Wood" dedikleri gibi kendine Norveç kütüğü derdi.
Conheci um rapaz de Oslo que se autodenominava assim.
Bir keresinde Karlstad'dan Oslo'ya kadar yürümek zorunda kalmıştın.
Uma vez teve de ir a pé de Karlstad até Oslo.
Seni aynı puanlarla Oslo'da yenmiştim.
A mesma pontuação com que te venci em Oslo.
Oslo'yu hatırlamıyorum bile.
Nem sequer me lembro de Oslo.
Bugün Oslo'da sorguya alınacak.
É interrogado hoje, em Oslo.
- Muhtemelen Oslo'ya dönmüştür talihsiz öfkeli konuşmalar yaparak, zavallı müşterilerini gücendiriyordur.
- Provavelmente de volta a Oslo a ofender os seus pobres clientes com aquelas saídas infelizes.
Oslo, Haziran 1940.
Oslo, Junho de 1940
Oslo Limanı.
Porto de Oslo :
Mardonius Operasyonu Oslo Limanı, 27 Nisan 1943
Operação Mardonius Porto de Oslo, 27 de Abril de 1943
Bayan Øynebråten'in Dairesi Frichsgate 2, Oslo
Apartamento da Sra. Øynebråtens Rua Frich, Oslo
- Saraybosna.
- Sarajevo. - Oslo.
Oslo'da da kar ve ağaçlar vardır.
Há neve e árvores em Oslo, também.
Yani, aslında Oslo ile İstanbul arasında herhangi bir yerde oluşturulan bu site...
Então, este site, que pode ter origem em qualquer sítio entre Oslo e Istambul.
Oslo'daki Anna Moi'nin telefonunu ve adresini istiyorum.
Preciso do número de Anna Moi, em Oslo. E a morada.
Fakat bu bana Oslo'da yapacak bir şeyler çıktı demektir.
Vou entreter-me com isso em Oslo.
Babamın Oslo mahkemesinde çalışması için 4 yaşındayken oradan ayrıldık.
Saímos de lá quando eu tinha quatro anos, para o meu pai poder trabalhar no Acordo de Oslo.
Oslo Üniversitesi.
O meu nome é Doutor Rolf Pedersen, Da Universidade de Oslo.
Belçika'yı, Oslo'yu, Kopenhag'ı Bora Bora'yı arayacağım
Tenho de ligar para a Bélgica, Oslo, - Copenhaga, Bora Bora.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]