English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ O ] / Oso

Oso translate Portuguese

82 parallel translation
Oso Negro'da konuşup duran, altını bulduktan sonra insanın çok değiştiğini ve altının adamın kişiliğini bozduğunu söyleyen ihtiyara inanıyor musun?
Acreditas no que o velhote, o que estava no Oso Negro, disse na outra noite... acerca do ouro nos mudar a alma de tal forma que não somos os mesmos... antes e depois de o encontrar?
Oso Negro'daki şu ihtiyar bana bir şeyler düşündürttü.
O velhote do Oso Negro pôs-me a pensar.
Lezzetli bir insan yavrusu.
Um deli-ci-oso filhote de homem.
O wunderbar... harika.
Ele é wunderbar... oso.
Kıymetlimisi çaldı kıymetlimisi...
Ele roubou nosso prev ¡ oso, nosso prev ¡ oso...
Dünyanın en değerli madeni.
O metal ma ¡ s prev ¡ oso do mundo.
Kıymetli önünde Sméagol.
- O val ¡ oso esta d ¡ ante de vovê.
Yemin ederims evet yemin ederim ki... kıymetlinin sahibinin hizmetinde olacağım.
- Nos prometemos. Eu prometo. Serv ¡ re ¡ ao mestre do val ¡ oso.
Zaten kıymetlisini bırakmaz.
Ele não de ¡ xara seu val ¡ oso, de qualquer je ¡ to.
Kıymetli onları çağırıyor!
O val ¡ oso esta vhamando por eles.
Kıymetli ağır evet.
O val ¡ oso é pesado.
Sen kıymetliye dokunmadan onu parmağıma takıp... seni bir uçurumdan aşağı veya bir ateşin içine atıveririm... ve bunu yaparsın biliyorum Sméagol.
Antes que tovasse o val ¡ oso de novo, eu o volovar ¡ a... e o lançar ¡ a de uma vol ¡ na, ou em uma fogue ¡ ra... e vovê va ¡ r ¡ a, Sméagol.
Evet kıymetlimizi korumaya yemin ettik... onun eline geçmesine izin vermeyecektik... ama ona gidiyor kıymetlim adım adım yaklaşıyor.
S ¡ m, prometemos salvar nosso vai ¡ oso, nunva de ¡ xa-Io tê-Io... mas esta ¡ ndo para ele. Meu vai ¡ oso esta vada vez ma ¡ s perto.
Kıymetliyi almalıyım.
Prev ¡ so ter o val ¡ oso.
Yardıma ihtiyacımıs var kıymetli.
Prev ¡ samos de ajuda, val ¡ oso.
Yüzbaşı Oso'yu götürüyorlardı.
Estavam a levar o Capitão Oso.
Bir Müslüman olarak da Tizi Ouzou'nun ruhu ile ilgilenmeliyim.
Como muçulmano, estou preocupado com a alma do Tisi Oso.
Kardeşlerim, ismim artık Tizi Ouzou.
- Irmãos, o meu nome agora é Tisi Oso.
Adı Oso.
O seu nome é Oso.
Doktor Bear KR-13 hazır durumda.
Unidade médica Oso KR--13. Preparada.
Salazar ve El Oso gibisiniz.
São uns verdadeiros Salazar e El Oso.
El Oso daima Salazar'ın kafasına bir şeylerle vurmaya çalışıyor. Bazen elbise giyiyorlar
El Oso está sempre a bater com uma escada na cabeça de Salazar e, às vezes, usam vestidos.
Orada hep beraber "Salazar ve El Oso Noel kurtarıcıları" filmini izleriz.
Lá só se vê o filme "Salazar e o Urso Salvam o Natal".
Oso... selam.
Oso... Olá.
Affet beni, Oso.
Desculpa, Oso.
Hoşça kal, Oso.
Adeus, Oso.
Hayır, "Your Business" dergisinde Oso'yla çalışıyorum.
Não, estou na revista "Os Seus Negócios", com o Oso.
Merhaba, Oso.
Olá, Oso.
Çok sağ ol, Oso, ama... ufak bir sorun var.
Muito obrigado, Oso, mas... há um pequeno problema.
Selam Oso.
Oso.
Acele et Oso!
Rápido, Oso!
Oso'yu fazladan çalıştırdığım için ona borçluyum.
Pelas duas horas que estive aqui.
Oso sana yemek yaptı.
Oso fez alguma comida.
- Tamam yaparım. Peki ya Oso?
Posso fazer isso.
- "Oso için endişelenme."
E quanto ao Oso? Não te preocupes com o Oso.
Oso.
Oso.
Paddy ve Oso.
O Paddy e o Oso...
- Oso kim?
- Quem é o Oso?
- Oso Garcia.
- Oso Garcia...
Niye Paddy Oso'dan kokain alıp sonra yakalanması için yardım etsin?
Pois, porque o Paddy comprava cocaína ao Oso para, então, traí-lo e ajudar o Cavanaugh a prendê-lo?
- Anlayamıyorum. - Paddy, Oso'nun yakalanması için 92 yılından 93 yılına kadar narkotiğe yardım etti.
- O Paddy ajudou a Unidade de Anti-Drogas a chegar ao encalço do Oso de Agosto de 92 a Março de 93.
Oso ve onun çetesi senin bağlılığından endişeleniyor. Senin Sons ile olan kişisel bağın yüzünden.
O Oso e o seu grupo estão preocupados acerca da tua lealdade por causa dos teus laços pessoais com os Sons.
Oso masaya götürecek ve oylayacaklar.
O Oso vai ter que levar esta situação para a mesa.
Oso'nun ekibi de olduğuna göre, siyahların sunduğu her şeyi biz de sunabiliriz.
Com a filial do Oso estabelecida, podemos dar-te tudo que os negros dão.
Kendi payımı ona satarım ve o da Oso ve tayfasına Stockton'daki evi işlettirir.
Vendo-lhe a minha metade, e ele mete o Oso e o pessoal dele a gerir a casa em Stockton.
Kendi payımı ona satarım ve o da Oso ve tayfasına Stockton'daki evi işlettirir.
Vendo-lhe a minha parte, e ele mete o Oso e o pessoal dele a gerir a casa em Stockton.
Stockton'a gidip, olan biteni Oso'ya anlatacağım.
Vou dar uma volta até Stockton, pôr o Oso ao corrente.
Ben de Baba Ayı'ya tam diyordum ki, Peder O'Brien konusunda küçük bir rezalet çıktı.
Estava a dizer ao Papá Oso... que tivemos um pequeno "escândalo" com o padre O'Brien.
El Oso?
- El Oso?
Tizi Ouzou?
- Tisi Oso?
Kimse "üçlü" ile biten bir kelime biliyor mu?
Alguém sabe alguma palavra que acabe em "oso"?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]